Teknik Bilgiler

Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
BİLGİSAYAR TERMİNOLOJİSİ

Bilgisayarcıların sıkça kullandığı kısaltmalar :


ACPI - "Advanced Configuration and Power Interface" - PC' lerde yeni nesil DOS tabanlı güç idaresi için yazılmış yazılım. ACPI, eski Intel APM (Advanced Power Management) yazılımının yerine geçmiştir. ACPI, sadece bilgisayar aktif değilken zaman ayarlamalarını yapmaktan öte, güç kullanımını dinamik olarak gösterir ve gücü bağlantılı olarak kullanır. ACPI kontrolü PC' nizin BIOS' undadır. "eysipiay" diye okunur.

Active matrix display - Bugünün çoğu laptop - dizüstü bilgisayarlarının ekranı böyledir.Actif matriks teknolojisinin "pasif matriks" den farkı ekranın kendisini daha sık bir şekilde tazelemesidir. Böylece resim kalitesi ve bakış açıları artar. Bazen TFT ("thin film transfer") ince film transferi olarak da anılır.

Adapter Card - PC ana kartı üzerine takılan elektronik kartların genel ismi. Bu sayede bilgisayar çevre birimleri ile bilgi alış verişinde bulunur. Network interface card (NIC) bunun bir çeşididir.

ADSL - Asymmetric Digital Subscriber Line - Tek yönlü, yüksek hızlı sinyal transferi deyimidir. Asimetrik oluşu, sinyal alırken hızlı, verirken yavaş oluşundandır. Bu hız kullanıcının merkeze olan uzaklığı ile değişebileceği gibi, 6 Mbps kadar yüksek veya 128 Kbps kadar düşük olabilir. "eydiesel" diye okunur.

AGP - "Accelerated Graphics Port" - Intel tarafından imal edilmiş, nisbeten yeni grafik çıkışıdır. 3 boyutlu grafikleri daha iyi gösterir. AGP 528 MB/saniye hızı ile data transfer edebilir. Mukayese edersek, PCI (Peripheral Component Interconnect) çıkışları, 132 MB/saniye hızını aşamazlar. AGP' nin büyük bant genişliği, oyunların ve 3 boyutlu grafik çalışmalarının daha gerçekçi olmasını sağlar. Bunun yanında dataları kendi hafızasında değil, sistem hafızasında tuttuğu için performans düşer. "eycipi" diye okunur.

Alpha Channel - Bilgisayar grafiklerinde, her pikselin şeffaflık için ayrılmış parçasına verilen addır. 32-bit grafik sistemleri 4 kanallıdır. Kırmızı, Yeşil ve Mavi (RGB) için üçü kullanılırken 1 tanesi 8-bit alfa kanalı için ayrılmıştır. Alfa kanalı gerçekte bir maskedir. İki ayrı rengin üst üste gelmesi halinde öndekinin alması gereken renge göre bir üçüncü renk belirler.

AMR - "Audio Modem Riser" - Anakartların analog giriş çıkışları için Intel tarafından bulunmuş bir uygulamasıdır. AMR kartı, ana kartlardaki analog giriş çıkışları kaldırır. Böylece anakart imalatçıları, FCC veya beynelmilel telekom sertifikalarına ihtiyaç duymazlar. Bu da ucuzlamayı getirir. "eyemar" diye okunur.

AMPS - "Advanced Mobile Phone Service" - Analog hücresel telefon standartları, 1983 yılında AT&T tarafından tanıtılmıştır.. AMPS telefonları 800 ila 900 Megahertz (MHz) kanalında yayın yapar. "cell" denilmesinin sebebi radyo yayıcılarının cell adı verilen bu uzay bölümüne yayın yapmasındandır. "eyempies" diye okunur.

API - "Application Program Interface" - İşletim sistemi, sürücü arabirimleri ve yazılımlar arasındaki muhaberatı sağlayan yazılım serilerine verilen isim. Yazılım bloklarından oluşan bina yapmaya benzetilmiştir. Bazen "Application Programming Interface." olarak da anılır. "eypiay" diye okunur.

ASP - "Application Service Provider" - Küçük işletmelerin programlarını ücret karşılığı kullanıma sunan ve hardiskinin bir bölümünü kiraya veren web sitesi. Onlar olmasa lokal network olmazdı. "eyespi" diye okunur.

ASP - "Active Server Pages" - WEB' de servis sağlayıcının sağladığı, uygulama imkanıdır. Dinamik olarak HTML sayfaları üretir. ASP sayfası, TML sayfasıdır. Fakat bağlanan için yazılım ve HTML oluşturur. 'server-side scripting' sunucu tarafında çalışan yazılım adı da verilen Javascript veya VBScript kullanılarak yapılır. "eyespi" diye okunur.

ATA - "Advanced Technology Attachment" -Harddiski kullanma hakkını harddiskin kendisine veren, genel disk sürücü arayüzüdür. ATA versiyonlarının birkaçı, 33 MBps ATA-33 ,66 MBps ATA-66 sayılabilir.

Athlon - AMD firmasının Intel' in Pentium III' ü ile rekabet etmek için çıkardığı merkezi işlemcilerine verilen ad. K7 olarak da anılır. PC World' ün Eylül 99 baskısında 600MHz Athlon, 600MHz PIII' den % 9 daha hızlı denmiştir. Grafik testlerinde, Athlon üç boyutlu modellemede % 21daha hızlı bulunmuştur. Mukayese için AMD Athlon sayfasına bakabilirsiniz..

AWG - "American Wire Gauge", Kablodaki tel kullanımı için bir standarttır. Sayı azaldıkça çap artar. "eyvici" diye okunur.

Backplane -Başka bir baskılı devrenin kendisine takılması için üzerinde soket bulunan baskılı devrelere bu ad verilir. Çoğu bilgisayarın ana kartı böyledir. Üzerinde PCI, ISA, AGP veya RAM soketleri bulunur. Bu yüzden "motherboard" anakart diye anılır. Üzerine ekran kartı, network kartı, RAM, modem gibi başka kartlar takılır.

Bandwidth - Band genişliği, belli bir zaman biriminde internette gönderilen data miktarına denir. Genellikle birimi "bits per second" (bps), "kilobits per second" (Kbps) or "megabits per second" (Mbps) olarak kullanılır.

BIOS - "Basic Input/Output System" - BIOS, PC' lerdeki ilk yazılımdır. PC, ilk bilgileri buradan alır. Kontrol sürücüleri, klavye, ekran, mouse, seri portlar, vs. BIOS, donanım ile işletim sistemi arasında köprü vazifesi görür. BIOS, ROM çipinde saklı kalır. (RAM' de değil), böylece bilgisayar BOOT eder, yani açılır. "bayos" diye okunur.

Bluetooth - Kısa mesafeli kablosuz iletişim için açık standarttır. mobil telefonlar, bilgisayar ve PDA üreticileri tarafından ortaklaşa üretilmiştir. Bu sayede bu standardı destekleyen tüm aletler birbiri ile iletişim kurar. Daha fazla bilgi için Bluetooth web sitesine bakınız.

BNC - Anten kablosuna benzeyen koaksiyel kablolar ile bilgisayarları birbirine bağlarken kullanılan konektör. Taktıktan sonra döndürerek kilitlenir. "biensi" diye okunur.

Bridge - İki veya daha fazla bilgisayarı router gibi birbirine bağlayarak data aktaran iletişim aracıdır. Data paketlerini okur ve filtre eder.IP adresi istemez ve yayın trafiğini atlar. "Briç" diye okunur.

Broadband - Bir tek ses kanalından, yani modüle edilmiş frekansı taşıyan taşıyıcı dalgadan daha geniş bir banda sahip taransmisyon kanalı veya medyasıdır. Aynı anda ses, data, görüntü gibi farklı servisleri şebeke ortamında dağıtır. Kablo yayın böyledir.

Browser-safe colors - Mac ve PC' lerin her ikisinde birden kullanılan 256 renklik renk paletinin 216 sından meydana gelen bir renk paletidir. Her iki platformda da görülmesini istediğiniz web sayfalarında bu sistemi kullanmalısınız.

Bus -Bilgisayar mimarisinde bir elemandan diğerine bilgi taşıyan bölümdür. Genellikle birden fazla komponent takılır. Hafızanın bir kısmında, buna takılan kartların adresleri tutulur. "Bas" diye okunur.

Cache - Bir çeşit kayıt hızlandırma şeklidir. Bunun için ana hafıza kullanılırsa "memory caching" , sabit disk kullanılırsa "disk caching" adını alır. Hafızada yapılanı, diğer programlar tarafından da tekrar tekrar kullanıldığı için çok hızlıdır. Bazen bu amaçla ayrı bir hafıza birimi kullanılır. Buna "Cache Memory" denir. Bu daha hızlı olur. "Level 2 (L2) cache", işlemci ile DRAM arasına yerleştirilmiş ve bugünkü bilgisayarların demirbaşı olmuştur. "Keş" diye okunur.

CDPD - "Cellular Digital Packet Data" - Radio frequency (RF), radyo dalgaları ile çalışan kablosuz bir iletişim servisidir. Data paketlerini cep telefonu hattından gönderir. 19.2 kbps hızına kadar çıkabilir. CDPD paketleri konuşmalardaki duraksamalarda gönderilir. Bu hizmet Amerika' da 65 şehirde verildiği halde, Türkiye' nin her yerinde vardır. "sidipidi" diye okunur.

Circuit-Switched Cellular - Eski analog telefon şebekesinin kullanıldığı bir sistemdir. Amerika' da bile CDPD için geliştirilme yapılmamıştır, ancak ülkemizde son sistem santrallarla kullanılabilmektedir.

CLEC - "Competitive Local Exchange Carrier" - Bir telekom şirketi çeşididir. CLEC' ler kablo, ISP, GSM hizmetleri verirler. "silek" diye okunur.

Koaksiyel Kablo - Ortada ayrı bakır teller, dışında ise manyetik alanlara kalkan olabilecek şekilde çevrelenmiş ve sarılmış bakır teller olan bir kablo şeklidir. Genellikle anten kablosu veya telsiz kablosu olarak satılır. Dıştaki tel genellikle topraklanır. Her iki tel grubu da aynı eksen üzerindedir. Bu nedenle koaksiyel diye anılır. 10-Base2 Ethernet kullanımında, kablo TV gibi bazı RF uygulamalarında bu kablo kullanılır. Bu kabloların karakteristik bir empedansı vardır. (genellikle 47 ohm) Kablo üzerinde bu omaj yanında RG yazar. Bu "Radio Guide" ın kısaltılmışıdır. Bunun yanında rakamla belirtilen kablo tipi ve "/U" yazar. RG-6/U, 75-ohmluk bir anten kablosudur. RG-59/U ise 75-ohmluk video kablosudur. RG-58 de 50 ohmluk bilgisayar şebeke kablosudur.

CompactFlash - Bir çeşit ön hafızadır. I & II PC-Kartlarındaki soketlerde adaptörle kullanılır. kendi üstünde kontrolörü olduğu için kamera ve PDA cihazlarında yükü azaltmak için kullanılır. 2MB ile 64MB arasında çeşitleri vardır.

CMS - Cable Management System, Kablo sistemlerini düzenlemek için kullanılan cihazların genel ismidir. "siemes" diye okunur.

CPE - Customer Premise Equipment - Kullanıcı tarafındaki iletişim cihazlarının genel ismidir.DSL servisleri için CPE' lere "modem" deriz. "sipii" diye okunur.

Cross-over Cable - Çapraz bağlantı ile data alış verişi yaparak Hub kullanılmadan bilgisayarları birbirine bağlayan kabloya denir.

CSMA/CD - Carrier Sense Multiple Access / Collision Detect. Bu data aktarım tekniği şu şekilde çalışır. Cihaz data paketini göndermeden evvel, başka bir cihazın data göndermekte olup olmadığını kontrol eder. Hat boş ise paketi gönderir. Meşgul ise bekler. İki cihaz aynı anda başlarsa, bu çakışmayı hisseder ve her iki cihaz da rastgele bir zaman için bekler. Bekleme zamanı kısa olan önce gönderir, diğeri ise beklemeye devam eder. Ethernet kartlarının çalışma sistemi böyledir..

DEMARC - Bir döngünün veya devrenin sorumluluk alanını balirleyen bir sınır taşıdır. "dimark" diye okunur.

Dedicated Line - Kullanıcının kesinisiz olarak hizmetinde olan hatta verilen isimdir..

DIP switches - "Dual Inline Package" switches - Anakart veya diğer kartlarda bulunabilen minik anahtarcıklardır. On ve off, pozisyonları vardır. Böylece kartlar ayarlanır. "dipsviç" diye okunur.

Downstream/Upstream - Downstream, kaynaktan aşağı data akışını; Upstream de kaynağa doğru data akışını gösterir. Internet service provider (ISP) ' den kullanıcıya olan data akışına Downstream denir.

DRDRAM - "Direct RAMbus Dynamic Random Access Memory" - RAM teknolojisinin son halidir. DRDRAM, SDRAM' ın yaklaşık üçde biri kadar güç çeker. Saat hızı 800MHz' e kadar çıkabilir ve 4 paralel RAM takılmasına izin vererek çoklu kanal çalışabilir. Data yolu SDRAM' ın iki katı genişliktedir. (bir byte yerine iki byte kullanır) "diardrem" diye okunur.

DSP - "Digital Signal Processor" - Analog sinyalleri dijital sinyallere dönüştüren işlemcilere verilen genel addır. Ses ve görüntü sıkıştırmasında, sesin işlenmesinde, modemlerde, işitme yardımında, sismik algılayıcılarda ve hızlı çevirici ve filtreleyicilerde kullanılır. "diespi" diye okunur.

DVD - "Digital Video (or Verastile) Disc" - 4.7GB ile 17GB arasında multimedya data transferi sağlayabilen CD-ROM-benzeri teknolojinin geliştirilmişidir. DVD, CD-ROM' ları destekler ve çoğu DVD sürücüleri şarkı CD' lerini ve CD-ROM' ları çalıştırır. DVD' nin son şekli olan DVD-2 (veya DVDII), CD-R (Recordable) ve CD-RW (Re-Writable) diskleri de çalıştırır. "dividi" diye okunur.

EIDE - "Enhanced Integrated Device Electronics" - Harddisk kontrol kartını kendi üzerinde bulunduran bir çeşit ATA disk sürücüsü standardıdır. Eski IDE standardına ek olarak, 30-40 GB gibi yüksek kapazitelerde, hızlı erişim zamanı ve "burst" transfer (bir seferde büyük data paketi) sağlar. "iaydii" diye okunur.

Ethernet - Yerel iletişim şebekesi -local area network (LAN), 1976 yılında Xerox tarafından geliştirilmiştir. En meşhur Ethernet bağlantıları 10Base-T (saniyede 10 megabit data transferi) ve 100Base-T (100Mbps) çoğunlukla sarımlı çift kablo ile bağlanırlar. Koaksiyel ve fiber-optik kablo bağlantısı da yapılabilir.

Firewall - Başkalarının özel datalarımıza ulaşamaması için kullanılan programlara denir. Bir çeşit güvenlik politikasıdır. Bir intranet bağlantısının internete açılmasında, internettekilerin intranete ulaşmasını engeller. "fayrvol" diye okunur.

FOIRL - Fiber Optic Inter-Repeater Link Fiber optik bağlantıların içsel tekrarlayıcısı.

Full-Duplex - Aynı zamanda her iki istikamette de data transferi olabilen ortamlardır ve band genişliğinin % 100' ünü kullanır.

Half-Duplex - Sadece tek istikamette data transferi olabilen ortamlardır ve band genişliğinin % 50' sini kullanır.

Hub - Genellikle ethernetlerle birlikte kullanılır. Tüm bilgisayarlardan ayrı ayrı gelen kabloların üzerine bağlandığı cihazdır. Hub, gelen sinyalleri gereken yerlere tekrar transfer eder. Bir hub 8' lik, 16' lık veya 32' lik olduğu gibi, birden fazla hub birbirine bağlanarak şebekedeki bilgisayar sayısı arttırılabilir.Bu durumda hub' lar arasında çapraz bağlantı kablosu kullanılır. Eğer 'MDI' portu varsa gerek kalmaz. "hab" diye okunur.

Horizontal Cable - Duvardaki prizden telefona veya bilgisayara bağlantı yapılan kabloya verilen addır. Hub veya PBX' i patch panele bağlarken kullanılan kabloya da bu isim verilir.

HVAC - Heating, Ventilating, and Air Conditioning systems. Isıtma, havalandırma ve soğutma sistemleri.

IDC - Insulation Displacement Connector. RJ konektörlerinde olduğu gibi, monte ederken kabloyu sıyırarak, bağlantıyı sağlayan konektörlerin genel adıdır."aydisi" diye okunur.

ISDN - Integrated Services Digital Network - Telefon şirketi tarafından sağlanan dijital şebeke sistemidir. "ayesdien" diye okunur. ISDN hatları iki adet 'B' kanalı ve bir adet 'D' kanalından oluşur:
B Kanalı = Bearer Channel, 64kbps. Dataları bu kanal taşır.
D Kanalı = Data Channel, 16kbs. Sinyal bilgisini taşıyan kanaldır. ISDN şebekesinin bağlanmasına veya bağlanmamasına karar verir.

Kbps - Kilobits per second - Data transfer hızını veya bant genişliğini gösteren bir birimdir. Her bit 8 byte ettiğinden cps - character per second ile karşılaştırıldığında 8 kat fazla gösterir, ki yanıltıcıdır. Bir saniyede gönderilen her 1000 bit demektir.

MAC Address - Media Access Control Address - Genellikle hexadecimal yani 16 tabanlı olarak gösterilen, şebekeye bağlı her bilgisayara ayrı olarak verilmiş 32 bitlik bir sayı ile ifade edilir. Bu sayı o cihazın adresi sayılır.6 byte uzunluğundadır. İlk üçü imalatçıyı belirtir. Dünyadaki bütün şebeke bilgisayarlarının böyle bir adresi olması şarttır.

Monster-Cable - Normal olmayan kabloların fiyatlandırılma stratejisi.

Mbps - Million bits per second - 1000 Kbps karşılığı data transfer hızını veya bant genişliği.

Multi-Mode (MM) - Fiber optik kablolar için kullanılır. Genellikle 62.5/125 olur. Bu rakamlardan 62,5 mikron fiberin çapını gösterir. 125 mikron brüt çapıdır, yani dış muhafazası ile birlikte kablo çapıdır.. Multi-Mode fiber, LAN uygulamalarında kullanılan tipik bir kablodur. Mesafe olarak 2Km ile sınırlıdır. İsminden anlaşılacağı üzere çoklu muhaberata izin verir. Bunu da ışığın değişik frekansları ile sağlar.

MUX - MUltipleXer .Alçak bant genişliğindeki birçok kanalı toplayarak tek bir yüksek band genişliğinde birleştiren bir taşıyıcıdır. Devrenin diğer ucunda bunun tersi şeklinde çalışan MUX/DEMUX çevirici bulunmalıdır.

NAT - Network Address Translation - Özel bir IP adresinde, hayali, dinamik bir bağlantı temin eder.

NIC - Network Interface Card - Bilgisayarla şebeke arasında kullanılan bir devre kartıdır. Ethernet, Arcnet, token ring, vs..

Node - Şebekede hub' dan başka ne varsa node olarak anılır. PC, router, bridge, sniffer, printer vs.

Patch Cable - İki cihazı birbirine bağlayan kısa network kablosu.

Patch Panel - Data kablolarının sonlandığı cihaz. A device where data cables are terminated. Kablolamanın ileride devam etmesi için kullanılır. Çok da gerekli değildir.

PC-100 main memory bus - 1998' lerin ortalarında tanıtılmış bir bus teknolojisidir. 66 MHz bus' lar yerine üretilmiştir. % 20 daha hızlıdır. Bu hızla uyumlu çalışabilmesi için RAM' lerin 100MHz SDRAM ("Synchronous Dynamic Random Access Memory") olması gerekir.

PCI - "Peripheral Component Interface or Interconnect" - Pentium işlemcilerin isteğine uygun olarak hazırlanmış 64-bit yerel bus soketidir. Maksimum transfer hızı132 MB/sec olmuştur. "pisiay" diye okunur.

PCMCIA card - "Personal Computer Memory Card International Association" card - ("PC Card" olarak da bilinir.) - Kredi kartı büyüklüğünde bir karttır. Dizüstü bilgisayarlarda, kişisel dijital cihazlarda veya kablosuz iletişim cihazlarında bulunabilen kendine özgü sokete takılılar. Ek hafıza, modem ve network kartı olabilir. "Type II" ve "Type III" gibi çeşitleri vardır. "piemsiey" diye okunur.

PCS - "Personal Communication Services" - FCC ve kablosuz endüstrisinde dijital hücre teknolojisi terimidir. PCS standardında GSM ("Global System for Mobile Communications"), CDMA ("Code-Division Multiple Access") ve TDMA ("Time Division Multiple Access") bulunmaktadır. PCS telefonları tamamen dijitaldir ve 1900 MHz frekanstadır. "pisies" diye okunur.

PDF - "Portable Document Format" - Adobe tarafından geliştirilmiş bir dosyalama formatıdır. Her platformda okuduğu için hangi programla yazıldığı farketmez. The Adobe Acrobat Reader ( Adobe' nin websitesi) ile okunabilir. "pidief" diye okunur.

Plenum - HVAC sistemlerinde havanın geri dönüş bölümüne denir. Plenum, kablo kaplama türü değildir. Kablonun havalandırma alanında tutulma şeklidir. Bazı plenum kabloları PVC-kaplıdır.

POSIX - "Portable Operating System Interface for uniX" - Unix sistemlerle bilgisayar uygulamaları arasındaki arayüz standatlarının bir kısmına verilen addır. POSIX uyumlu Unix sistemler kullanıcıların, Unix, Linux ve hatta Windows NT ve çeşitleri için daha kolay program yazmalarını sağlar.

POTS - Plain Old Telephone Service - Analog telefon sistemlerinde sağlanan hizmetleri ifade eder.

PVC - Genel kablo kaplama malzemesi. "pivisi" diye okunur.

Raised Floor - Bilgisayar odalarında sıkça kullanılan döşeme sistemidir. Yer döşemesinin betondan 25-30 cm yüksek yapılarak kabloların buradan geçmesi sağlanır ve havalandırma için plenum oluşturulmuş olur.

RCA connector - Yuvarlak, orta ucu çıkıntılı bir konektör çeşididir. Genellikle anfilerde kullanılır. Eski stereo müzik aletlerinin hemen hepsinde vardır. Kırmızı olanı, sağ hoperlör; siyah veya beyaz olanı, sol hoperlör; sarı olanı da kompozit ekran içindir. "arsiey" diye okunur.

RISC - "Reduced Instruction Set Computer" - İlk CISC ("Complex Instruction Set Computer") işlemcilerinden geliştirilmiş bir çip dizaynıdır. RISC çipi, IBM' in '1970' in başlarında, daha az işletim talimatı olsun ki hızı artsın ve ucuz olsun diye ürettiği bir çiptir. Motorolanın PowerPC çipleri, Macintosh' larda kullanılmaktaydı ve RISC dizaynıydı. DEC' in Alpha ve Sun' ın SPARC modelleri de RISC çipidir. "risk" diye okunur.

RJ-11 - Telefonlarda kullanılan 6 pinli konnektörlerdir. Dişisi kablonun üzerinde, erkeği ise duvarda veya telefonun üzerinde olur. Genellikle 4 pine kablo bağlansa da sadece kırmızı ve yeşil olan ortadaki iki tanesi kullanılır. Diğer ikisi ikinci telefon veya telefonun ışıklandırılması için kullanılır. Diğer ikisi son zamanlarda, bilgisayarınızı telefonla networke bağlamak için kullanılmaya başlanmıştır. "RJ" Registered Jack tescilli konektör demektir. Takibeden numara ise (RJ-45, RJ-61X, vs.) FCC tarafından belirlenen bir standarttır. "arcey" diye okunur.

RJ-45 - RJ-11 (telefon) konektörü gibi fakat 8 pinli daha geniş bir konektördür. Hem network, hem de telefon için kullanılabilir. "arcey" diye okunur.

Riser - Döşemenin yükseltilmesi için kullanılan ayaklardır. "rayzır" diye okunur.

Router - Birçok bilgisayar şebekesini adreslerini okuyarak birbirine bağlamak için kullanılan bir cihazdır. Data paketi okunur ve gereken adrese postalanır. Bridge - Köprülerden daha fonksiyoneldir. Birbirine benzemeyen farklı şebekeleri kolayca birbirine bağlarlar. LAN' ları LAN' lara veya LAN' ları WAN' lara bağlayabilirler. "rotır" diye okunur.

RS-232 - Modem veya seri bağlanan çevre birimleri ile, bilgisayarınızın haberleşmesi için kulandığı endüstriyel standart bir giriştir. Seri denmesinin sebebi her seferinde bir bit göndermesidir. Bir paralel bağlantıda (yazıcı bağlantısı gibi), datalar birçok kablodan bit grupları halinde gönderilir. Şimdilerde RS-232, yerini USB' ye bırakmaktadır. "ares232" diye okunur..

SC - Bir çeşit fiber konektör. Bir çift fiberi bir konektör e bağlar. Yanyana iki kareye benzer. "essi" diye okunur.

SCSI - "Small Computer System Interface" - Yazıcı, harddisk veya başka bir bilgisayara bağlanmak için kullanılan yüksek hızlı paralel arayüz birimidir."skazi" diye okunur.

SDMI - "Secure Digital Music Initiative - Kayıt endüstrisi MP3 korsanlığını durdurmaya çalışmaktadır. Bu yüzden tüm orjinal CD' lere filigran basılmaktadır. SDMI-uyumlu MP3 çalarlar (ve diğer müzik aletleri) ancak bu filigran kullanımı ile ticari bir nitelik kazanabilirler. Korsan CD' lerde bu filigran olmayacaktır. Daha fazla bilgi için http://www.sdmi.org/ adresini ziyaret ediniz. "esdiemay" diye okunur.

SDRAM - "Synchronous Dynamic Random Access Memory" - Geleneksel DRAM' dan daha yüksek kristal frekansı - saat hızıyla çalışabilen bir DRAM türüdür. "bursting" teknolojisi ile sonraki hafıza adresini önceden bilmesi ile hızlanır. "esdirem" diye okunur.

SDSL - "Symmetric Digital Subscriber Line" - Tek hat servisi olarak da anılır. SDSL, band genişliğini "bandwidth" her iki yönde de kullanır. "esdiesel" diye okunur.

Shell - Genellikle Unix' in kullanıcı arayüzündeki işletim sistemini tarif eder. Kabuk demektir. İşletim sisteminin en dışındaki hattı gösterdiği için bu isim verilmiştir. En içteki hatta ise kernel denir. "Shell out", bir Unix terimidir ve Unixteki bir programdan kabuktaki arayüzüne geçişi ifade eder. "şel" diye okunur.

SM - "Single-Mode" - Fiber optik kablo çeşididir. Fiber çapı 5-10 mikrondur. SM fiber, çok daha uzun mesafelerde kullanılır, fakat çapın daha küçük olması nedeni ile daha kuvvetli ışık kaynağına - transmiter - ihtiyaç vardır ki bu da lazer olur. SM, Telco dağıtım gibi birçok WAN uygulamasında kullanılır. Çapın küçüklüğünden ötürü, tekil muharebat sağlar. "esem" diye okunur.

SIMM - "Single Inline Memory Module" - Üzerine takıldığı baskı devreyle birlikte, RAM hafıza çiplerine verilen ad. "Single Inline" RAM' lerin anakarta temas ettirildiği yerin tek hat üzerinde olmasından dolayıdır. Daha yüksek band genişliği olan yeni tip hafıza modülüne DIMM ("Dual Inline Memory Module") denir. Yeni sistem bilgisayarlar bunu kullanır. "sim" diye okunur.

Simplex - Datanın tek yönde hareket ettiği medya.

Skins - MP3 çalarlarda kullanıcının oluşturduğu grafik arayüzlerdir.Quake ve bazı yazılımlar bu tür arayüz tanımlamasına izin verirler.

SmartMedia card - (SSFDC "Solid State Floppy Disk Card") - Takılıp çıkartılabilen bir çeşit Flash RAM hafıza kartıdır.dijital kameralarda ve diğer taşınabilir bilgisayarlarda veya Diamond Rio MP3 player gibi MP3 çalarlarda kullanılır. SmartMedia kartları 3.3 ve 5 volt olarak 2MB ile 16MB veya daha büyük kapazitelerde üretilmiştir.

Socket 7 - Orjinal Intel Pentium sınıfı işlemcilerin takıldığı, ana kartlardaki yuvaya verilen isimdir. Pentium II ve III' lerde, Intel işlemcisini plastik bir slota geçecek şekilde üretmiştir. Fakat AMD ve Cyrix soket kullanmaya devam etmiştir.

SOHO - "Small Office/Home Office" - Daha fazla insanın bilgisayarla ileyişiminin ve evlerde yaygınlaşmasının sonucu olarak SOHO yani küçük ofis/ev ofisi, bigisayar firmaları için hedef kitle haline gelmiştir.

S/PDIF - "Sony/Philips Digital InterFace" - Çoğu kayıt stüdyoları ve PC ses kartları için dijital stereo aktarım şekli olarak yerleşmiş bir formattır.

SPAM - Pazarlama, reklam veya sosyal içerikli olarak büyük kitlelere ulaştırılmak istenen mesajlariı, kullanıcının isteği dışında kendisine Internet ya da cep telofonu gibi teknolojiler aracılığı ile yollanmasıdır. (Internet Üst Kurulu SPAM Bildirgesi).

Spread spectrum - Sinyali taşımak için, orjinal sinyalden (baseband) belirgin bir şekilde daha geniş band kullanan, birçok RF ayarlama tekniğinden her biri. Bu değişimin avantajı, parazite karşı yüksek bağışıklıktır. İki çeşit teknik kullanılır: Direk yayılma ve frekans zıplaması. Frekans zıplaması sistemlerinde bant genişliği değiştirilmez, alıcı ve verici belirlenmiş silsilelerle frekansları değiştirirler.

SRAM - "Static Random Access Memory" - Elektriği kesilinceye kadar üzerindeki bilgiyi muhafaza eden, DRAM gibi tazelemeyen bir RAM çeşididir. "esrem" diye okunur.

ST - Fiber konektör çeşidi. Her fiberi ayrıca sonlandırır. Minik BNC konektöre benzer. "esti" diye okunur.

Stackable - Birbirine bağlanabilen hub' lara verilen tanımlamadır. Böylece port sayısı arttırılırken ilave aktarma yapılmalış olur.

SAF - Store-and-forward - Mesajların alınıp saklandığı, daha sonra şebeke trafiğinin azaldığı zamanlarda yerine ulaştırıldığı iletişim sistemidir. Bu sayede kapalı bilgisayara ulaştırılmak istenen mesaj kaybolmamış olur. Bir çok e-mail trafiği bu şekilde sağlanır.

S-video - "Super Video" - Ses ve görüntü frekanslarının karıştırılarak aktarıldığı kompozit ekranlardan daha net görüntü ve ses alınan bir video teknolojisidir. S-video, renk (chrominance) ve parlaklığı (luminance) ayrı ayrı taşır. S-Video çalışan kameralar genellikle hem S-Video output cakı hem de alılışılmış RCA-tipi audio/video bağlantısını destekler.S-Video avantajını kullanabilmeniz için, TV' nizin S-Video girişi olması gerekir..

Switch - Büyük şebekelerde, talep edilen veriyi parçalara ayırarak ve sadece, bilgiyi talep edene göndererek talep etmeyenlerin trafiğini azaltan bir cihazdır. HUB verileri herkese eşit gönderir, talep eden bu bilgiyi alırken diğerleri de bu bilgiyi almadığı halde meşgul olur. "sviç" diye okunur.

T-1 - "Digital Transmission Rate 1" - saniyede 1,544 megabit veri taşıyabilen kiralık telefon hattıdır. Genellikle şebekeleri birbirine, ISP' lere, web sağlayıcılarına ve internetteki diğerlerine bağlanmak içindir.

TDMA - "Time Division Multiple Access" - Kablosuz bağlantı teknolojisinde, bant genişliğini zaman aralıkları ile paylaşan "time-division multiplexing" (TDM) dijital kablosuz sistemdir. TDM, radyo frakanslarını belli zaman aralıklarına bölerek, daha fazla ziyaretçi için yer açar.TDMA ile, aynı anda daha fazla data aktarımı yapılır. Cep telefonları - GSM için kullanılmaktadır. "tidiemay" diye okunur.

TDR - "Time Domain Reflectometer" - Üeretilen sinyalin geri dönüşünü ölçerek, kablo uzunluğunu tesbit eden bir cihazdır. "tidiar" diye okunur.

Token Ring Network - Dijital izlerin birbirine aktarılması ile seri bağlantılı bir yerel bilgisayar ağ şeklidir. Bu zincirin bir parçası olmayan bilgisayar, data gönderemez. Saniyede 4 megabite kadar data aktarılabilir.

Tone Generator and Inductive Amplifier - 2 kHzlik bir ses dalgası verilmiş kabloyu takip etmek için, kablodan 2-10 cm uzaklıkta endüktiv bir alıcı kullanılır. Bu sayede kablo test edilirken kesilmez.

TWAIN - "Technology (veya Toolkit) Without An Interesting Name" - Scanner - tarayıcı, fax, grafik ve yazı okuyucu - OCR yazılımları için kullanılan arayüz standardıdır. Anlamı: "ismi lâzım değil" veya " filan teknoloji" olabilir. Görüntünün, görüntüyü işleyen yazılıma aracısız iletilmesine imkan verir. Bu sayede tarayıcılar çok basit ve ucuz olmuştur. "tveyn" diye okunur.

Twin-Ax - Twinaxial cable - Koaksiyel kabloya benzer, fakat ortada tek değil iki kablo bulunur.

UART - "Universal Asynchronous Receiver/Transmitter" - Seri portlarda kullanılan seri verileri paralel portlarda kullanılan hale çevirmek için üretilmiş bir çiptir. Bilgisayar/Modem ilişkisindeki darboğazdır. Yeni bilgisayarlar 16-bit buffer' lı 16550 UART çipini kullanırlar. Bu sayede günümüzün hızlı modemlerine ayak uydurabilirler. "yuart" diye okunur.

Ultra ATA - (ATA-4, Ultra DMA, ATA-33, DMA-33) ATA/EIDE disk kontrolü standatdının en son sistemidir. EIDE, veya "Enhance Integrated Electronics Interface" teknolojisi, harddisk için gereken elektroniğin kendisi üzerine monte edilmesi ile imal edilmişti. "ATA" veya "Advanced Technology Attachment" IDE ile eş anlamlıdır. Ultra ATA, ATA-2' nin üç katı veri aktarımı yapar. (saniyede 33.3 megabite kadar). "DMA" yani "Direct Memory Access" isteyenin harddisk ile direk konuşmasını sağlayarak işlemciye - CPU' ya boş zaman kazandırır.

UltraSCSI - "Ultra Small Computer System Interface" - SCSI çevre birimlerini bilgisayara bağlamak için kullanılır. (Harddiskler, seyyar sürücüler ve yazıcılar gibi...) UltraSCSI' nin yeni versiyonu olan SCSI-2, 8 bit bağlantılarda 20MB, 16 bit bağlantılarda 40MB veri transferine kadar ulaşabilmektedir.

Upstream - Son kullanıcıdan ISP' ye bağlantı yönünü tarif etmek için kullanılır. Genellikle ADSL metodlarında görülür.

USB - Universal Serial Bus - Daha çok PC' lerin seri iletişimi için ortaya çıkmış bir standarttır. 12Mbs hızıyla ve 127 adet cihazı zincirleme bağlantıyla bağlaması ile bir üstünlük getirmiştir. Bu bağlantıdan voltaj alınabildiği için ayrıca cihazlara adaptör takılması gereği ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Bir kaç USB aletini aynı cihaza bağlamak isterseniz, USB Hub' ı kullanmalısınız. USB' den bağlanan cihazlar, bilgisayar kapatılmadan takılıp çıkartılabilirler. "yuesbi" diye okunur.

UUCP - "Unix-to-Unix Copy" - Unix makinelerde bilginin seri bağlantılarla aktarımını sağlayan bir dizi yazılım ve protokollerin genel adı. 70 li yılların sonunda Bell laboratuvarlarında, programların, verilerin ve e-mail' lerin standart telefon hatlarından aktarımı için imal edilmiştir. "yuyusipi" diye okunur.

V.90 - 56 Kbps analog modemlerde, üzerinde anlaşılan son standarttır. Rockwell' in K56Flex ve 3COM' un X2 standartları, hala kabul görmektedir. V90 standardı; kablo modem, DSL ve diğer yüksek band genişliği kullanan sistemlerin yaygınlaşması ile başka bir standart icat edilmediğinden, son analog standart olacak gibi görünüyor.

WAP - "Wireless Access Protocol" - Kablosuz iletişim protokolü. Cep telefonları, radyo cihazları, kablosuz modemler ve diğer internete bağlantı yapan cihazlar için teknolojik standart getirmek amacını taşır. Daha fazla bilgi için WAP Forum a bakın..

Wavetable synthesis - Gerçek enstrumanların ses örneklerinden oluşmuş bir diziyi kullanan ses teknolojisidir. Mesela, bir MIDI dosyası belli bir enstrumanın belli bir notasını istediğinde bilgisayar, ses tablosunda bu notayı bulur. Ses Tablosu sentezi, FM sentezindan dah iyi netice verir. O bir öncüdür.

Wiremap tester - Kısa devre, açık devre, ters bağlantı veya çapraz bağlantı gibi kablo hatalarını tesbit eder. Çok karışık dijital aletler olabileceği gibi basit analog cihazlar da olabilirler.

XGA - "Extended Graphics Array" - IBM tarafından 1990 yılında geliştirilen, yüksek çözünürlükte görüntü standardıdır. 640X480 çözünürlükte 65,536 rengi, 1,024X768 çözünürlükte 256 rengi gösterir. XGA-2, daha yüksek çözünürlük ve daha çok rengi verir.

XJACK - Bazı diz üstü bilgisayarlardaki kart modemlerin telefon bağlantısı için kullanılan bir konektördür. Kart modemlerde RJ-11 kalın olduğu için kullanılamaz. Yatay bir caktır. "ikscek" diye okunur.

XML - "Extensible Markup Language" - HTML gibi bir WEB işaret dilinin nisbeten daha yenisidir. Sadece nasıl göstereceğini söylemekle kalmaz, muhteviyatın ne idüğünü de bildirir. Mesela, bir ürünün resmini gösterirken, alttan fiyatınıda yazar ve tarama sırasında bu ürünün en ucuz nerede olduğu da taranabilir. Ek bilgi sağlamada avantaj sağlar.Daha fazla bilgi için WC3' ün page on XMLsayfasını ziyaret edin.. "iksemel" diye okunur.

Yagi antenna - Paralel anten elemanlarından müteşekkil bir yönlendirici antendir. Gelen sinyalleri alır ve bir cihaza yansıtır. (Aktarım hattına bağlı elektriksel bir cihaz).

ZIF Socket - "Zero Insertion Force Socket" - Çoğu anakartta bulunan işlemcinin takıldığı bir soket çeşididir. İşlemciyi takarken kuvvet kullanılarak, iğnelerinin eğilmesine meydan vermemek için yapılmıştır. Yan tarafında bir kol vardır. Bu kolu kaldırarak, işlemciyi kolayca yerleştirir, sonra kolu indirerek, hem işlemciyi sabitleştirmiş, hem de iğnelerin tam temasını sağlamış olursunuz.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Donanım ( hardware )

Bilgisayar Nedir?


İşlemci için PC'nin beyni deyip durduk. Mikroişlemci veya CPU (Central Processing Unit) olarak da adlandırılan işlemciler, PC'nin beyni sayılır. Bilgisayarınızda yapılan işlemler doğrudan veya dolaylı olarak işlemci tarafından gerçekleştirilir. Eskiden işlemci PC'nin en önemli parçasıyken bir PC'nin değerini belirleyen şeyin performans ve sunduğu imkanlar olduğunu düşünürsek artık en önemli parçalarından biri diyebiliyoruz.Çünkü bir PC'nin performansını grafik kartı, sabit disk, bellek gibi bileşenler de belirlediği gibi, özellikleri de kullanılan anakarta, multimedya donanımlarına ve çevre birimlerine bağlı.

1.1 Bilgisayar Nedir?

Bir kişisel bilgisayar (PC) basit olarak veri (data) işleyen bir makinedir. Tüm diğer makineler gibi kendisine söylenen işleri yapar. Bilgisayar deyince masamızın üzerinde duran klavye, ekran ve ekranın altında bulunan kasa (case) dediğimiz bölümlerden oluşan bir makine aklımıza gelmektedir. Bu makineler kişisel bilgisayar (Personel Computer) olarak adlandırılır. Birçok bilgisayar türü olmasına rağmen biz bilgisayar deyince Kişisel bilgisayarı kastetmekteyiz.

1.2 Bilgisayarın Gelişimi ve Tarihçesi

Son 45-50 yıldır insanlığın hizmetinde olan bilgisayar, artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Bankalardan kartlarla para çekebilmemiz, elektronik bilgi-işlemle telefonlarla kaliteli görüşme yapabilmemiz ve burada sayamadığımız daha bir çok kolaylık hep bilgisayar sayesinde hayatımıza girmiştir.

İlk bilgisayar askeri uygulamalarda kullanılmak üzere 1940'larda Pensilvanıya Üniversitesinde üretildi. 18.000, adet elektronik tüp kullanılarak yapılan ilk elektronik bilgisayar ENIAC 30 ton ağırlığında, 167 m2 büyüklüğündeydi ve 150 KW güç harcıyordu. ENIAC saniyede 5000 toplama işlemi yapabiliyor fakat aşırı ısınma sebebiyle bir kaç dakika içinde arızalanıyordu.

Zamanla boyutları küçülen bilgisayarın gelişen teknolojiyle beraber fiyatıda düştü. 1975 yılında üniversite ve büyük şirketler dışında kullanılabilecek kadar ucuz ilk bilgisayar ALTAIR 8800 satışa sunuldu. ALTAIR 8800'de ekran yerine oldukça kullanışsız bir panel, klavye yerine ise bir anahtar grubu bulunuyordu. Kullanışlı olmasa bile ALTAIR, bilgisayarın herkes tarafından alınabilecek kadar ucuz olabileceğini göstermesi bakımından önemli bir adımdır.

1977 yılında ilk kez piyasaya çıkan Apple bilgisayarları ise bir evin garajında iki arkadaş tarafından üretilmiştir. Ekran olarak televizyon kullanılmasına rağmen Apple'ın bir klavyesi vardı. Artık herkesin sahibi olabileceği kişisel bilgisayarlar (PC-Personel Computer) dönemi başlamış oldu

70'lerin sonuna doğru kişisel bilgisayarların, elektronik sanayisinde yerinin büyük olacağı anlaşılınca, ileride bilgisayar dünyasının mavi devi olarak anılacak olan IBM, 1981 yılında ilk IBM PC'yi piyasaya sürdü. Dört yıl içinde bir milyon PC satıldı. 1980'lerinortasında bir çok firma IBM gibi bilg,isayar üretmeye başladı ancak bu bilgisayarlar "IBM uyumlu bilgisayar"lardı. IBM kendi ürününe benzer ürünler üreten firmalarla rekabet etmek zorunda kaldı. Günümüzde bir çok alanda kullanılan birbirinden farklı bilgisayarlar olmasına rağmen biz bilgisayar deyince IBM uyumlu PC (Personel Computer)'yi kastetmekteyiz.

Bilgisayarlar kullanım alanlarına göre ikiye ayrılır:
1. Özel amaçlı bilgisayarlar: Hangi amaçla yapıldıysa sadece o alanda hizmet verebilen bilgisayarlardır. Elektronik müzik aletleri, robotlar, veya günlük hayatımızdaki elektronik çamaşır makinaları gibi ev araçlarını özel bilgisayarların kullanım alanlarına örnek gösterebiliriz
2. Genel amaçlı bilgisayarlar: Programlanacak her işi yapabilen bilgisayarlar. Aşağıda bu gruba giren bilgisayarlar sınıflandırılarak anlatılmıştır.

a) Kişisel Bilgisayarlar (Personal Computer-PC) (veya Mikrobilgisayar): Genellikle tek kişi tarafından kullanılan bilgisayarlardır. Bu yüzden bu bilgisayarlara kişisel bilgisayar yani PC denir. Mikro bilgisayarlar 1970'li yıllardan sonra yaygınlaşmış ve bir çok kullanım alanı bulmuştur. Daha öncede belirtildiği gibi bizim üzerinde çalışacağımız, kullanımını öğreneceğimiz bilgisayar türü PC'dir. Öğrenilmesi ve kullanımı diğer bilgisayarlara kıyasla daha kolay olduğundan hemen hemen her yerde karşılaşabiliriz.

b) Mini Bilgisayarlar (Frame): PC'nin aksine çok kullanıcı bir bilgisayar türüdür. Uygun bir klavye ve ekranla en fazla 100 kişi aynı anda kullanabilir. Banka şubelerindeki bilgisayar bu tür bilgisayarlara iyi bir örnektir.

c) Ana bilgisayar (Main Frame): 100 kullanıcıdan daha fazlasına hizmet veren bilgisayarlardır. Çok büyük işyerlerinde kullanılır.

d) Süper Bilgisayar: Kullanıcı sayısı çok olmamakla beraber çok yüksek işlem hızı gerektiren bilimsel çalışmalarda kullanılır. Büyük üniversiteler veya NASA gibi bilimsel kurumlarda kullanılmaktadır. Ülkemizde de TUBİTAK bir süper bilgisayar kurulması için çalışmalar başlatmıştır

1.3 Girdi-İşlem-Çıktı Prensibi

Bir sistem eğer her seferinde aynı şekilde işlem görüyorsa çıkış yalnız girişe bağlıdır. Bu işlem donanım, yazılım ve çevre birimlerinden oluşan bütün bir bilgisayar sistemi için çok daha karmaşıktır. Bunun temel sebebi PC'nin girdi-işlem-çıktı prensibine göre çalışan birçok alt sistemden oluşuyor olmasıdır.

Bir sistemin çıkışı (örneğin ekran kartının çıkış sinyali) bir diğer sistemin girişidir (bu durumda monitörün).

Bilgi işleyen her sistemi en azından üç seviyeye ayırmak mümkündür: Girdi veya veri kabul etme, veri işleme ve sonuncu olarak çıktı olarak verilmesi. Eğer sistem bunlara ek olarak veriyi tutabiliyorsa veri saklama denen bir dördüncü bileşen daha bunlara eklenir.

PC'nin içinde takılı veya dışarıdan ona bağlı cihazlar "Girdi ve Çıktı (I/O-Input/Output)",

"İşlem(Processing)" veya "Saklama (Kaydetme) (Storage)" işlev gruplarından birine dahildir.

1.4 Bilgisayar Birimleri Arası Haberleşme

Bilgisayarda birimler arası haberleşme basit olarak elektriksel sinyalleşme ile olmaktadır. Bilgisayar birimleri birbirleriyle hepsi büyüklüğü 5 volt olan sinyallerler haberleşir. Zaman eşit aralıklara bölünmüştür. Buna birim zaman diyoruz. Örneğin Pentium 100 işlemcide işlemcinin dışında saniyenin 50 milyonda birine işlemci içinde ise 100 milyonda birine eşittir. Birim zamanda elektrik ya 5 volt yada 0 volt değerlerini alabilir. Bu durum matematiksel olarak 1 ve 0 durumlarına karşılık gelmektedir. İşte bu 1 veya 0 olma durumuna BIT denir. Sekiz tane bite ise BYTE (bayt) denir. Bilgisayar ortamında bir byte bir karakteri temsil eder. Bir disket 1,44 MB (Megabayt=Milyonbayt) kapasitesinde olduğuna göre bu demek ki bir diskete 1.440.000 karakter bilgi kaydedilebilir. Bilgisayarla ilgili bir çok cihazda (disket, harddisk, ekran kartı ve RAM) bu cihaza ait kapasite özellikleri Byte cinsinden belirtilmiştir.

Kısaltma Açık Tanımı Yaklaşık Değeri Değeri
Bit Bit 1/8 byte 1/8 byte, yani 8 bit =1 byte
Byte Byte 1 byte 2^0=1 byte
KB Kilobyte 1.000 byte 2^10=1.024 byte
MB Megabyte 1.000.000 byte 2^20=1.048.576 byte
GB Gigabyte 1.000.000.000 byte 2^30=1.073.741.824 byte

Yandaki şekilde byte ve katlarının daha iyi anlaşılması için günlük hayatımızdan örnekler verilmiştir.Bilgisayarla ilgili bir çok cihazda (disket, harddisk, ekran kartı ve RAM) bu cihaza ait kapasite özellikleri Byte cinsinden belirtilmiştir.

1.5 Donanım - Yazılım

Bilgisayar ortamı iki ana bileşene ayrılır. Bunlar Donanım (Hardware) ve Yazılım (Software) dir. Donanım denilince anlaşılması gereken bilgisayarın fiziki görünümüdür. Bunu açacak olursak bilgisayar kasası (ve içindekiler: anakart, RAM, ekran kartı vs.), ekran (veya monitör), klavye, mouse, yazıcı (printer), tarayıcı (scanner), hoparlör-mikrofon gibi birimler bilgisayar ortamının donanım bileşenini oluştururlar. Yazılım ise bilgisayarın kullandığı programların genel adıdır. Bu programlara ise örnek olarak işletim sistemleri, kelime işlemci programlar, elektronik tablolama programları ve tabi ki oyunları verebiliriz.

Bir bilgisayarda verimli çalışmanın koşulu uygun donanıma uygun yazılımdır. Günümüz teknolojisine ait bir bilgisayar ile çalışırken kullanılan programlar yıllar öncesine ait ise yazılım gelişmelerine ayak uyduramamışız demektir. Tersine bir durum yani günümüze ait bir yazılım için mutlaka yeni bir bilgisayar gerekmektedir. Eski bilgisayarımızla sadece onun üretildiği döneme ait yazılımları verimli kullanabiliriz. Donanım teknolojisindeki gelişmeler yazılımların daha çok işlevinin olmasının sağlar, yazılım sektöründeki gelişmeler ise daha iyi bir donanıma ortam yaratır kısaca hem donanım hem de yazılım sektörü sürekli birbirlerinin sınırlarını zorlarlar.

1.6 Bir PC (Personel Computer - Kişisel Bilgisayar)

Bir PC sistemi mönitör, bilgisayar kasası, klavye ve fareden oluşur. Bu birimler temel bir bilgisayar sisteminde olması gereken parçalardır. Bunların yanı sıra bu sisteme ek olarak yazıcı, oyun kolu (Joyistic), hoparlör-mikrofon, kamera, kesintisiz güç kaynağı ve tarayıcı gibi birimler takılabilir.

Bilgisayar sisteminde Microsoft Windows işletim sistemi çıkmadan önce standart olarak fare bulunmuyordu. Windows grafik bir kullanıcı arabirimine sahip olduğundan bu arabirimden sadece fareyle yararlanılabileceği için farede artık temel birimler arasına katılmıştır.

Daha önce bilgisayarın girdi-işlem-çıktı prensibiyle çalıştığı belirtilmişti. Buna göre girdi için gerekli olan giriş ortamı klavye ve fareden, çıktı için gerekli olan çıkış ortamı ekrandan ve işlem için gerekli olan ortam ise bilgisayar kasasından oluşmaktadır. Bu arada saklama (veya kayıt) ortamından da bahsedilmişti ki bu ortamın bileşenleri de yine bilgisayar kasasında bulunmaktadır.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Bilgisayarın Genel Yapısı

Bilgisayarın Genel Yapısı


En basit tanımıyla bilgisayar ham veriyi kendisine öğretilen yöntemlerle işleyen ve bu işlemler sonucunda elde ettiği sonuçları bize sunan makinedir. Başka bir tanım da ; zor ve karışık hesaplar yapabilen büyük miktarlardaki bilgileri depolama kapasitesine sahip otomatik bir cihazdır.

Bilgisayar Tipleri

Bilgisayarlar uygulama alanlarına göre 3 grupta toplanabilir.

Dijital Bilgisayarlar

Bu tip bilgisayarlar yazım harfleri (A-Z,a-z) yada sayı (0-9) şeklindeki bilgileri kabul eder ve bu bilgileri Dijital Bilgi olarak çıkışa verir. Günümüzde kullanılan bilgisayarların %99 Dijital Bilgisayar’dır. (PC’ler)

Anolog Bilgisayarlar

Bu tip bilgisayarlar giriş olarak Anolog bilgi kabul eder, bu bilgiyi işler. Anolog veya Dijital çıkış verir. Bu bilgisayarlar genellikle araştırma laboratuvarlarında kullanılır.

Hibrid Bilgisayarlar

Özel amaçlı bilgisayarlardır. Bu tip bilgisayarlar Anolog ve Dijital Bilgisayarların karışımıdır.

Bilgisayarın kısımları

Bir bilgisayar 3 ana kısımdan oluşur.

1. Hardware (=Donanım)

Bilgisayarı oluşturan mekanik ve elektronik parçaların en genel ismidir. Donanım kısmı 3 ana başlıkta toplanabilir.

a) Giriş Birimleri : İşlem yapabilmek için gerekli bilgiler bu cihazlarla sağlanır.



· Klavye (=Keyboard)

· Fare (=Mouse)

· Tarayıcı (=Scanner)


b) İşlem Birimleri : Girilen verilerin işlendiği yerdir.



· CPU, Merkezi işlem birimi (=Central Processing Unit)

· CU, Kontrol Birimi (=Control Unit) , Bütün bilgisayar işlemini koordine eder.

· ALU, Matematik – Mantık Birimi (=Arithmetic-Logic Unit) : Kontrol Birimine bağlı olarak Matematiksel işlemleri, alfabetik işlemleri, iki sayıyı kıyaslama gibi işemleri düzenler.

· RAM, Rastgele Erişilebilir Bellek (=Random Access Memory)

· HDD, Sabit Disk Sürücü (=Hard Disc Driver)

· FDD, Disket Sürücüsü (=Floppy Disc Driver)

· CD-ROM, Sıkı Disk - Sadece Okunabilir Bellek (=Compact Disc – Read Only Memory)


c) Çıkış Birimleri : Bilgisayarda üretilen sonuçların kullanıcıya sunar

· Monitör

· Yazıcı

· Çizici

· Modem

· Ethernet Kartı

· Kulaklık

· Hoperlör


+-----------+
| RAM |
+-----------+
|
|
+-----------+
| ALU |
+-------+ | / | +-------+
| Giriş | --> | CPU | --> | Çıkış |
+-------+ | \ | +-------+
| CU |
+-----------+
|
|
+-----------+
| HDD |
+-----------+

Şekil 1 : Bilgisayar Donanım Blok Diyagramı



2. Software (=Yazılım)

Bilgisayardaki programların çalışması ile ilgili kısımdır.Bilgi işlenmesini sağlayan yöntemler topluluğudur. Yazılım ile ilgili temel kavramlar şunlardır.

Program : Belirli bir amaca yönelik olarak yazılmış, bilgisayarda yerine getirilmesi istenilen sıralı işlemler için komut ve işlem adımların tümüne Program denir. Programda tanımlanan ilk işlem adımlarından başlayarak her bir adım sırayla ve çok hızlı bir şekilde yerine getirilir. Hazırlanan program bilgisayara girildiğinde, programlama işlemi tamamlanmış olur.

Veri : Bilgisayara girilen işlenmemiş bilgilere Veri denir.

Programlama Dili : Bilgisayar programları yazımında belli kurallar dizisi takip edilir. Bu kurallar dizisinin oluşturduğu gruba Bilgisayar Programlama Dili denir.

Bilgisayarın yazılım kısmı 3 ana başlıkta toplanabilir. Bunlar;

a) İşletim Sistemi : Bilgisayarda bütün programlar bir programın kontrolü altında çalışır. Bilgisayarları hem program hem de donanım olarak tanıyan ve onları çalıştıran programa İşletim Sistemi denir. Örnek MS-DOS, Windows, Unix, Linux, BEOS.
b) Derleyiciler : Derleyiciler çevirmen (=translater) olarak ta adlandırılır. Her programlama dili kendi derleyicisine sahiptir. Bir derleyici yüksek seviyeli bir dilde yazılan bir ifadeyi düşük seviyeli program diline çevirir. Bu dil Makine Kodu veya Makine Dili dir. Makine dili ; makine tarafından hiçbir değişikliğe uğratılmadan kullanılabilen dildir. Örnek Fortran, C, C++, Pascal, Basic.
c)Uygulama Programları : Programcılar tarafından yazılan programlardır. Bu tip programlara Paket Program da denir. Örnek Word, Excel, Logo, AutoCAD, Flash.

3. Firmware (Micro Chips)
Günümüzde üreticiler bilgisayarı daha kolay kullanmak için içinde program barındıran ve bilgisayara rahatlıkla takılabilen Elektronik Chipler üretmektedir. Firmware normalde donanım olarak düşünülen içinde mikro talimatlar bulunduran bir yazılımdır. Yani yazılım içeren donanım parçalarıdır.

Bilgisayarda Bir Programın Çalışması

Öncelikle bir programlama dilinde yazılmış bir Kaynak Program yazılmalıdır.


READ *,A,B
TOPLAM=A+B
PRINT *,TOPLAM
END

Yukarıdaki program bir FORTRAN 77 Derleyicinde yazılmıştır. Bu programın çalışması için bu ifadeler bilgisayarın anlayacağı dile, Makine Dili, çevrilmesi gerekir. Bu Derleme Fazı dır. Dil hataları bu fazda bulunur ve ekrana mesaj şeklinde gösterilir. Eğer bir hata varsa bu hataya Derleme Zamanı Hatası denir. Hata yoksa bilgisayar makine kodunu üretir. Makine Diline çevrilmiş programa Object yada Hedef Program denir. En sonunda makine kodu programı çalıştırır.



+----------------+ +------------+ +-------------+
| Kaynak Program | --> | Derleme | --> | Makine Kodu | -->
+----------------+ +------------+ +-------------+

|
V
Derleme Hatası
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Anakart Nedir?

Anakart Nedir?

Ana kart, fiberglast tan yapılmış, üzerinde bakır yolların bulunduğu, genellikle koyu yesil bir levhadır. Ana kart üzerinde , mikro işlemci,bellek,genişleme yuvaları,BIOS ve diger yardımcı devreler yer almaktadır.Yardımcı devrelere örnek sistem saatidir. Bütün kartların anası diyoruz; çünkü PC'nin diğer bileşenleri bir şekilde anakarta bağlanıyor, birbirleri ile anlaşmak için anakartı bir platform olarak kullanıyor; yani PC'nin "sinir sistemi" anakart üzerinde yer alıyor.

Üzerinde yongalar, transistörler, veriyolları, çeşitli donanımlar için yuvalar, slotlar, bağlantı kapıları, soketler bulunan irice bir baskılı devre. Bir PC'nin hangi özelliklere sahip olabileceğini belirleyen en önemli bileşen, çünkü anakart üzerindeki elektronik bileşenler bu PC'ye hangi tür işlemciler takılabileceğini, maksimum bellek kapasitesinin ne kadar olabileceğini, bazı bileşenlerin hangi hızlara çıkabileceğini, hangi yeni donanım teknolojilerini destekleyebileceğini belirliyor. Burada en belirleyici faktörlerden biri anakartın yonga seti. O halde anakart yonga setinin tanımını vererek işe başlayalım.

YONGASETİ: Yongaseti (chip set) anakartın "beynini" oluşturan entegre devrelerdir. Bunlara bilgisayarın trafik polisleri diyebiliriz: işlemci, önbellek, sistem veri yolları, çevre birimleri, kısacası PC içindeki her şey arasındaki veri akışını denetlerler. Veri akışı, PC'nin pek çok parçasının işlemesi ve performansı açısından çok önemli olduğundan, yongaseti de PC'nizin kalitesi, özellikleri ve hızı üzerinde en önemli etkiye sahip birkaç bileşenden biridir. Eski sistemlerde PC'nin farklı bileşen ve işlevlerini, çok sayısal yonga denetlerdi. Yeni sistemlerde hem maliyeti düşürmek, hem tasarımı basitleştirmek hem de daha iyi uyumluluk sağlamak için bu yongalar tek bir yonga seti olarak düzenlendi. Günümüzde en yaygın yonga seti Intel tarafından üretilmektedir. Intel kendi yongasetlerini, bunların desteklediği veriyolu teknolo|ilerini de temsil edecek şekilde PCIset ve AGPset olarak da adlandırmaktadır. Silicon Integrated Systems (SiS), Acer Labs Inc. (ALi), VIA gibi üretici firmalann da geliştirdiği popüler yonga setleri vardır.

VERİYOLU: PC'nizin içindeki bileşenler birbirleri ile çeşitli şekillerde "konuşurlar". Kasa içindeki bileşenlerin çoğu (işlemci, önbellek, bellek, genişleme kartları, depolama aygıtları vs.) birbirleri ile veriyolları aracılığı ile konuşurlar. Basitçe, bilgisayarın bir bileşeninden diğerine verileri iletmek için kullanılan devrelere veriyolu adı (bus) verilir. Bu veriyollarının ucunda da genişleme yuvaları bulunabilir. Sistem veriyolu denince, genelde anakart üzerindeki bileşenler arasındaki veriyolları anlaşılır. Ayrıca anakarta takılan kartların işlemci ve belleğe erişebilmelerini sağlayan genişleme yuvalarına da veriyolu adı verilir. Tüm veriyolları iki bölümden oluşur: adres veriyolu ve standart veriyolu. Standart veriyolu, PC'de yapılan işlemlerle ilgili verileri aktarırken, adres veriyolu, verilerin nerelere gideceğini belirler. Bir veriyolunun kapasitesi önemlidir; çünkü bir seferde ne kadar veri transfer edilebileceğini belirler. Örneğin 16 bit'lik veriyolu bir seferde 16 bit, 32 bit'lik veri yolu 32 bit veri transfer eder. Her veriyolunun MHz cinsinden bir saat hızı (frekans) değeri vardır. Hızlı bir veriyolu verileri daha hızlı transfer ederek uygulamaların daha hızlı çalışmasını sağlar. Kullandığımız bazı donanım aygıtları da bu veriyollarına uygun olarak üretilirler. Sadece iki donanım aygıtını birbirine bağlayan veriyoluna "port" adı verilir. (örneğin AGP = Advanced Graphics Port). Bugün PC'lerimizde ISA, PCI ve AGP veriyolları bulunmaktadır. Anakartın üzerindeki farklı boyut ve renklerde, yan yana dizilmiş kart takma yuvalarından bunları tanıyabilirsiniz.

ISA : (Industry Standard Architecture) Anakartınızın kenarına yakın yerde bulunan uzun siyah kart yuvaları ISA yu-vasıdır. 17 yıldan beri kullanılan eski bir veriyolu mimarisidir. 1984'te 8 bit'ten 16 bit'e çıkarılmıştır. Ama bugün bile 8 bitlik kartlar olabilir. Orneğin bir ISA kartın, yuvaya giren iki bölmeli çıkıntısının sadece bir kenarında bağlantı bacakları varsa, bu 8 bitlik bir karttır. 90'lardan itibaren çoğu aygıt'ın daha hızlı PCI modeli çıktığından yavaş yavaş terkedilmeye başlanmıştır; hatta bugün ISA veriyolu olmayan anakartlar bile çıkmıştır. 1993'te Intel ve Microsoft, Tak Çalıştır ISA standardını geliştirmiştir. Böylece işletim sistemi ISA kartların konfigürasyonunu, sizin jumper'larla, dip svvitch'lerle boğuşmanıza gerek kalmadan otomatik yapmaktadır.

PCI: (Peripheral Component Interconnect) 1993'te Intel tarafından geliştirilen bu veriyolu 64 bit'liktir ama uyumluluk problemlen nedeniyle uygulamada genelde 32 bit'lik bir veri yolu olarak kullanılır. 33 veya 66 MHz saat hızlarında çalışır. 32 bit ve 33 MHz PCI veriyolunun kapasitesi 133 MB/sn'dir. Anakartınızda PCI yuvaları ISA yuvalarının hemen yanında bulunur; beyaz renkte ve ISA'dan biraz daha kısadır. PCI veriyolu Tak Çalışır desteklidir.

AGP: (Advanced Graphics Port) Sadece ekran kartları için çıkarılmış bir veriyoludur. Grafik ağırlıklı uygulamalar geliştikçe (örneğin 3 boyutlu grafikler, tam ekran video) işlemci ile PC'nin grafik bileşenleri arasında daha geniş bir bant genişliğine ihtiyaç doğmuştur. Bunun sonucunda grafik kartlarında ISA'dan bir ara veriyolu standardı olan VESA'ya, oradan da PCI'a geçilmiştir; ama bu da yeterli görülmeyince, grafik kartının işlemciye doğrudan ulaşmasını sağlayacak, ona özel bir veriyolu olan AGP 1997 sonunda geliştirilmiştir. AGP kanalı 32 bit genişliğindedir ve 66 MHz hızında çalışır. Yani toplam bant genişliği 266 MB/sn'dir. Ayrıca özel bir sinyalleşme metoduyla aynı saat hızında iki katı veya 4 katı daha hızlı veri akışının sağlanabildiği 2xAGP ve 4xAGP modları vardır. 2xAGP'de veri akış hızı 533 MB/sn olmaktadır. Ancak sistem veriyolu hızı 66 MHz ise, 2xAGP tüm bant genişliğini kaplayıp diğer aygıtlara yer bırakmayacağı için 66 MHz'lik anakartlarda 1 xAGP kullanılır. 100 MHz anakartlarda bant genişliği 763 MB/sn'ye çıktığından 2xAGP ile uyumludur. 1 GB/sn isteyen 4xAGP'nin ise gelecekte çıkacak 133 MHz'lik sistem veriyoluna sahip anakartlarla uyumlu olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz. Peki bu kadar hıza ihtiyacımız var mı diye sorarsanız, günümüzün en ağır 3D oyunları bile ihtiyaç duymuyor. Bu yüzden aynı kartın PCI ve AGP versiyonları arasında pek performans farkı olmuyor. Yine de grafik için daha gelişmiş bir veriyolu olduğu ve bize fazladan bir PCI yuvası boş bıraktığı için AGP kartları tercih ediyoruz.

PORTLAR, KONNEKTÖRLER: PC ile çalışırken kasa kapalı olduğundan anakartı görmeyiz ama çeşitli aygıtları bağlamak için kasanın arkasında yer alan girişler (portlar) doğrudan anakarta bağlıdır. Eski anakartlarda AT form faktörü kullanılırken bu portlar birer kablo aracılı ile anakart üzerindeki konnektörlere bağlanırdı; ama ATX form faktörü ile artık anakart ile bütünleşik. Yani anakartın bir kenarında bulunan bu portlar, tam kasanın arka kısmındaki boşluklara denk geliyor. Bu yüzden kasalar da anakart form faktörlerine uygun olarak üretiliyor.

Anakartınız ve kasanız ATX formundaysa (artık tüm yeni PC'lerde öyle) kas nın arkasında tipik olarak bir klavye, bir fare portu, iki USB portu, iki seri pc (COM portu), bir paralel port (LPT Portu) göreceksiniz. Günümüzde klavye ve fare için artık PS/2 portu adı verilen küçül yuvarlak, 6 pinli portlar kullanılıyor. Aslında fare seri portu da bir adaptör yardımıyla kullanabilir (veya zaten seri kablolu fareler vardır), ama kendine ait bir port olması daha iyidir. Seri portlara genelde harici modemler bağlanır ama seri port kullanan başka aygıtlar da vardır (yedel leme cihazları, dijital kameralar gibi). Paralel porta ise yazıcı veya tarayıcı bağlanır. USB portlara neredeyse her tür hariç cihaz bağlanabilir. Ancak USB cihazla yeni yeni yaygınlaşmaktadır. USB'ni özelliği, seri ve paralel portlara göre çok daha hızlı olması ve USB aygıtlar üzerindeki yeni USB portları aracılığı ile uc uca çok sayıda cihazın zincirleme bağlanabilmesidir.

Bunların dışında, anakart üzerine takılan (veya bütünleşik olan) grafik kartı, ses kartı, TV kartı, SCSI kartı gibi aygıtların portları da kasa arkasında yer alır.

Anakart üzerinde, kasa içinden ulaşılabilen portlar da bulunur. Bunlar genel olarak iki adet IDE portu, bir disket sürücü portu, anakart ile bütünleşikse SCSI portudur. Bu portlara takılan yassı kablolar aracılığı ile anakartımıza sabit disk, CD sürücü, CD yazıcı, disket sürücü gibi dahili cihazları bağlarız. Bir IDE portuna bağlı kabloya, üzerindeki iki konnektör aracılığıyla iki cihaz bağlanabilir.

Bunların dışında anakart üzerinde işlemciyi takmak için bir soket veya slot bulunur. Soket, yassı dikdörtgen şeklindeki işlemciler üzerinde iki düzlem üzerinde (enine ve boyuna) uzanan iğnelerin oturduğu yuvaya verilen addır. Günümüz anakartlarında PGA370 tipinde 370 iğneli Celeron işlemciler için PGA soketleri, AMD K6-2 ve K6-3 işlemciler için AGP ve 100 MHz sistem veriyolu desteği bulunan Super 7 soketleri, Cyrix (K6-2 ve eski Pen-tium MMX işlemciler için) 66 MHz destekleyen Socket 7 tipi soketler bulunabilmektedir.

Slot ise, genişleme yuvalarına benzer, uzun ince dikdörtgen şeklindeki işlemci yuvalarına verilen isimdir. Pentium II, slot tipi Celeron ve Pentium III işlemciler için Slot 1, Xeon işlemciler için Slot 2 adı verilen modelleri bulunur.

ÖNBELLEK: Bugün PC'lerde kullanılan tüm donanımlar 15 yıl öncesine göre çok daha hızlı. Ama her bir donanım bileşeninin hızı eşit ölçüde artmadı. Örneğin işlemcilerdeki performans gelişimi, sabit disktekilerden kat kat daha fazladır. Hani bir PC'nin gücü en zayıf halkası kadardır derler ya, işlemci ve bellek çok hızlı olsa da yavaş kalan bir sabit disk ile bu performans artışını tam anlamı ile yaşamanız mümkün değildir. İşlemci boş boş oturup kendisine bilgi gelmesini bekler. Tabii bunu önlemek için bazı ara çözümler geliştirildi. Örneğin yakın zamanda kullanılan bilgileri sabit diskten önbellek (cache) adı verilen bir birime aktarılması, işlemcinin ihtiyaç duyduğunda sık kullanılan bilgileri bu önbellek alanından alması.İşte önbelleklemenin esası budur. Bir PC'de çeşitli bellek kademeleri vardır: birincil önbellek (L1 cache); ikincil önbellek (L2 cache); sistem belleği (RAM) ve sabit disk veya CD-ROM. Diyelim ki işlemci bir bilgiye ihtiyaç duyuyor. Önce gider, en hızlı bellek türü olan L1 önbelleğe bakar. Bilgi orada varsa gecikme olmaksızın bu bilgileri alır ve işler. L1 önbellekte yoksa L2'ye bakar ve buradaysa nispeten küçük bir gecikme ile bilgileri alır. Orada da yoksa önbelleğe göre daha yavaş kalan sistem belleğine, yine yoksa en yavaşları olan sabit diske veya CD-ROM vb. bilginin geldiği cihazlara bakar.

L1 önbellek en hızlısıdır ve günümüz PC'lerinde doğrudan işlemci üzerindeyer alır. Bu önbellek genelde küçüktür (genelde 64K'ya kadar; Pentium III, Pentium II ve Celeron işlemcilerde 32K; AMD K6-2 ve K6-3 işlemcilerde 64K). L2 önbellek biraz daha yavaş ama biraz daha büyük olabilir. Pentium II ve III'lerde boyutu 512K'dır ve işlemci ile işlemci hızının yarı hızında haberleşir. İlk Celeron'larda yoktur; günümüz Celeron'larında boyutu 128K'dır ve işlemciyle aynı hızda haberleşir. AMD K6-2'lerde işlemci üzerinde değil, anakart üzerindeki bir yuvada 2GB'a kadar L2 önbellek bulunabilir ve veriyolu hızında (66 veya 100 MHz) haberleşir. AMD K6-3'de 256K önbellek bulunur ve işlemci ile aynı hızda haberleşir. AMD K6-3 L1 ve L2 önbelleği üzerinde bulundurduğu, aynı zamanda kullanıldıkları anakartlarda da sistem veriyolu hızında çalışan bir önbellek daha bulunduğu için 3. seviye (L3) önbelleği literatüre sokmuştur.

IRQ (KESME) : (Inrerrupt Request) Bir süre PC kullanan herkes şu ünlü "IRQ çakışması" tabirini duyar. Peki nedir bu IRQ? Türkçesi "kesme"; yani işlemci bir işle meşgulken, bilgisayarın bir yerinden başka bir donanımdan işlemciye şöyle bir emir geliyor: "Benimle de ilgilen!" Yani işlemcinin işini böler. Tabii işlemci aynı anda çok sayıda işi birden yapabilir: Klavye ve fare kullanırken bir yandan ekrana gönderilen verileri işler, sabit diskten okuma yapar, modemin indirdiği dosyalara bakar vs. Ama işlemciye işini görmesi için ihtiyaç duyan bir aygıtın ona sinyal gönderebilmesi için özel bir hatta ihtiyacı vardır. İşte buna IRQ hattı adı verilir. PC'mizde 0'dan 15'e kadar numaralanan 16 IRQ hattı vardır. Bunlar şu aygıtlar için kullanılabilir ("default", yani pik aygıtın yanı sıra bu IRQ'yu kullanabilecek diğer aygıtlar parantez içinde verilmiştir)

IRQ 0: Sistem saati.
IRQ 1: Klavye
IRQ 2: Programlanabilir IRQ denef-ç'ıs'ı. (Modemler, COM3 ve COM 4 portları)
IRQ 3: COM 2 portu (modemler, COM 4, ses ve ağ kartlan, teyp yedekleme birimlerini hızlandıran kartlar)
IRO 4: COM 1 portu (modemler, COM 4, ses ve ağ kartlan, teyp yedekleme birirnlerini hızlandıran kartlar)
IRQ 5: Ses kartı (LPT2, LPT3 - yani ikinci ve üçüncü paralel portlar - COM 3, COM 4, modemler, ağ kartlan, MPEG kartları, teyp yedekleme birimlerini hızlandıran kartlar)
IRQ 6: Disket sürücü denetleyicisi (teyp yedekleme birimlerini hızlandıran kartlar)
IRQ 7: LPT1, yani ilk paralel port (LPT2, COM 3, COM 4, modemler, ağ kartları, ses kartlan, teyp yedekleme birimlerini hızlandıran kartları
IRQ 8: Gerçek zamanlı saat.
IRQ 9: (Ağ kartları, ses kartları,SCSI kartları, PCI aygıtlar, yeniden yönlendirilen IRQ2 aygıfları)
IRQ 10: (Ağ kartları, ses kartları, SCSI kartları, PCI aygıtlar, ikinci ve dördüncü IDE kanalları)
IRQ 11: (Görüntü kartları, ağ kartları, ses kartları, SCSI kartları, PCI aygıtlar, üçüncü ve dördüncü IDE kanalları)
IRQ 12: PS/2 fare (Görüntü kartları, ağ kartları, ses kartları, SCSI kartları, PCI aygıtlar, üçüncü IDE kanalı)
IRQ 13: FPU, yani matematik işlemci.
IRQ 14: Birinci IDE kanalı (SCSI kartlar)
IRQ 15: İkinci IDE kanalı (Ağ ve SCSI kartlar)

Normalde bir IRQ'yu bir aygıtın kullanması gerekir; aksi halde işlemci şaşı-rır, yanlış aygıta yanlış zamanda cevap verebilir. işte buna IRQ çakışması denir. Bazen Windows Aygıt Yöneticisi bölü-münden donanım aygıtlarının kaynak değerlerini değiştirerek, bazen kartın yerini değiştirerek bu sorun çözülebilir (tüm genişleme yuvaları doluysa bazen de çözülemeyebilir). Aslında PCI Steering adı verilen bir yolla bir IRQ'nun iki PCI aygıt tarafından kullanılması mümkündür. Ama bunun için aygıtın ve sürücülerinin bu işlemi desteklemesi gerekir. Bu konunun detaylarına da Windows ile ilgili bölümümüzde değineceğiz.

DMA Kanalları: Doğrudan bellek erişim (Direct Memory Access) kanalları sistem içinde çoğu aygıtın doğrudan bellek ile veri alış verişi için kullandığı yollardır. IRQ'lar kadar "ünlü" değillerdir, çünkü sayıları daha azdırve daha az sayıda donanımda kullanılırlar. Bu yüzden de daha az soruna yol açarlar. Bildiğiniz gibi işlemci PC'nin beynidir. Eski PC'lerde işlemci neredeyse her şeyi üstlenirdi; tabii, tüm donanım aygıtlarına veri göndermek ve onlardan veri almak işini de. Ancak bu pek verimli olmazdı; işlemci veri transferi ile ilgilenmekten başka işlemleri doğru dürüst yerine getiremezdi. DMA sayesinde bazı aygıtlar kendi aralarında veri transferi yapıp bu yükü işlemcinin üzerinden aldılar. DMA kanalları normalde yonga setinin bir bölümünü oluşturur. Bir PC'de 8 DMA kanalı bulunur ve 0'dan 7'ye kadar numaralandırılır. DMA'lar genelde ses kartları, disket sürücüler, teyp yedekleme birimleri, yazıcı portu (LPT1), ağ ve SCSI kartları, ses özelliği olan modemler tarafından kullanılırlar.

BIOS: BIOS'un açılımı Temel Giriş Çıkış Sistemi'dir (Basic Input/Output System). PC'deki en temel seviye yazılımdır; donanım ile (özellikle de işlemci ve yongasetiyle) işletim sistemi arasında bir arayüz görevi görür. BIOS sistem donanıma erişimi ve üzerinde uygulamalarınızı çalıştırdığınız ileri düzey işletim sistemlerinin (Windows, Linux vs.) yaratılmasını sağlar. BIOS aynı zamanda PC'nin donanım ayarlarını kontrol eder; PC'nin düğmesine bastığınızda boot etmesinden ve diğer sistem işlevlerinden sorumludur. BlOS da bir yazılımdır dedik; bu yazılım anakart üzerindeki BIOS yongası üzerinde tutulur. Eskiden BIOS bir ROM (Read Only Memory) idi. Yani sadece okunabiliyordu, üzerine yazılamıyordu. Daha sonra eklenen yeni donanımlara göre BlOS'ta güncelleme yapılmasının gerekmesi üzerine Flash BIOS adı verilen yazılabilir/güncellenebilir BIOS yongaları kullanılmaya başladı. Böylece kullanıcılar daha güncel bir BIOS sürümünü anakart üreticisinin Web sitesinden indirerek yükleyebilirler. (Tabii yakın zamanlarda gündeme gelen Çernobil (WinCIH) virüsünü duymuşsunuzdur. Işte bu virüs de yazılabilir BIOS'lardaki bilgileri silerek PC'nin açılmasını engelliyor.)
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
RAM (Random Access Memory)

RAM (Random Access Memory)

Bellek bir bilgisayar sisteminin birincil parçasıdır.Cpu veya mikroişlemci ile birlikte ,veri programlar veya işlemci yada diğer sistem aygıtlarına direkt ve çabucak ulaşabilen işlenmiş bilgileri depolamak için bir ikili olarak çalışır.

Bellek bir bilgisayarın işlemesinin merkezidir,çünkü yazılım ve CPU arasında kritik bir bağlantı kurar.Bilgisayar belleği de aynı anda çalışabilen programların genişlik ve numaralarını belirler ve; giderek güçlenen mikroişlemcilerin kabiliyetinin iyileştirilmesine yardım eder.
Kendine has özelliği ve yararları olan bir çok bellek çeşidi vardır.Maalesef çok fazla bellek tipi olduğundan onları birbirine karıştırmak da çok kolaydır.Karışıklığı önlemek yada zaman zaman kendi hafızanızı tazelemek için bu sözlüğü kullanın.

RAM: (“Random Access Memory”)

Dahili olarak,bilgisayar belleği bir dama tahtasındaki kareler gibi satır ve sütunlardan oluşan bir “Bellek hücreleri matrisi” olarak düzenlenmiştir.Her Bellek hücresi; verinin satır ve sütun konumunu yada adresini göstererek anında bulunabilen verinin bir bit ini saklar.Bu veri bitleri teker teker ve rasgele erişilip,tekrar bulunup ve değiştirildiği için bilgisayarlarda kullanılan bu tip belleklere rasgele Erişimli Bellek (RAM) denir. RAM,belleğin uçucu seklidir.veriyi tutabilmesi için güce ihtiyacı vardır.Güç kesildiğinde,RAM deki veri kaybolur.Buna zıt olarak disketler.teypler ve CDler gibi diğer depolama ünitelerinde veriyi tutmak için güce ihtiyaç yoktur.

RAM’ın iki ana çeşidi vardır.DRAM ve SRAM

DRAM : (Dinamik Ram)

Dram bilgisayar belleğinin en genel çeşididir. Dram chipleri kullanan bellek modülü genellikle bilgisayarın ana belleğinin özünü oluşturur.Sistem ,işlemciden veya işlemciye taşınan işlenmiş bilgileri verileri ve programları video karta veya diğer cevre birimlerine saklamak için bu belleği kullanır.Bu dinamik Ram olarak adlandırılır çünkü, bellek hücrelerinde verileri tutabilmek için her saniye yüzlerce defa yenilenmeli yada yeniden enerji verilmelidir.Yenilenmelidir çünkü bellek hücreleri çevresinde elektrik yükü taşıyan küçük kapasitorler şeklinde dizayn edilmiştir.Bu kapasitörler çok küçük piller gibi çalışır ve eğer enerjileri yenilenmezse derece derece enerjilerini kaybederler.

SRAM: (Statik Ram)

Statik ram de veri depolamak için satır ve sütunlardan oluşan bellek hücrelerini kullanır ancak Sram Dram den beş kez daha hızlı iki kat pahalı ve iki kez daha büyüktür.Sram de uçucudur.(veriyi saklamak için güç olmalıdır.) ancak DRAM gibi devamlı yenilenmesi gerekmez.Sram dizaynı elektriğin bir yöne doğru akmasına izin veren yada iki transistörlerden aktif olan birine bağlı olarak ,inip –çıkan akımlara benzeyen pretzel kullanır.Bu “bir yöne doğru akım” dizaynı,DRAM’in “depolanmış yük”dizaynından daha hızlıdır ancak daha çok güç tüketir.Daha ucuz ve küçük boyutta olduğundan bilgisayar ana belleğinde Dram kullanımı tercih edilirken Sram hızından dolayı öncelikle cache bellek için kullanılır.

CACHE RAM:

Cache; en sık istenen veri ve komutları depolamak için kullanılan CPU ve Ana belleğin arasına yerleştirilen genellikle SRAM gibi yüksek hızlı bir belleğin küçük bir bloğudur.İşlemci veriye ihtiyaç duyduğunda önce verinin orda olup olmadığını görmek için yüksek hızlı cache bakacaktır.Eğer yoksa işlemci veriyi daha yavaş olan ana bellekten bulup getirmektir.

Cache in çalışması bir evdeki buzdolabına cok benzer .Bir buzdolabı yiyecekler için bir cache sayılabilir.her acıktıgınızda markete (ana bellek)gitmek yerine,önce istediginiz yiyecegin orada olup olmadıgına bakmak için buzdolabına(cache) bakabilirsiniz Eger varsa bu size cok zaman kazandırır yoksa marketten almak için fazladan zaman harcamak zorunda kalırsınız.

FPM DRAM : (hızlı sayfa modu Fast Page Mode )

Geçmişte bir cok bilgisayar FPM DRAM kullanırdı.Bu ceşit bellek ;eski tip DRAM lerin üzerine aynı satır veya “sayfadaki veriye ulaşımı daha hızlandırarak yapılmış bir düzeltmedir.Eger istenen veri bir önceki veri ile aynı satırdaysa bellek denetleyicisi satır konumlarını tekrarlamak zorunda degildir.Sadece bir sonraki sutun konumunu belirtmeye ihtiyac duyar.Bu bellek işlemini biraz daha hızlandırır.

FPM bellek kullanmak sözlüğe bakmaya benzer. Eger istediginiz kelime aynı sayfada ise listeyi aşagı dogru takip ederek açıklamayı bulmak kolay olacaktır; fakat sayfa talarsanız isteginizi bulmak biraz daha uzun surer.

EDO DRAM : (Genişletilmiş veri çıkışı –Extended data Out )

Edo Dram, FPM ile hemen hemen aynıdır, ufak bir degişiklikle daha hızlı olmayı saglayan arka arkaya bellek erişimlerine izin verir. SDRAM dönemine kadar en reveçtaki ram cinsi idi.

FPM destekleyen bir sistemde Edo bellek calısır ancak performans artışı olmaz . Pentium grubuna giren bilgisayarlağın çoğunluğu bu tür rami kullanmak tadırlar. 8 Bit çalıştıkları için çift olarak takılmaları gerekmekte idi. EDO bazen Hiper sayfa mod Ram (Hiper Page Mode Dram) olarak da adlandırılır.

BEDO DRAM: (Burst Edo )

Burst Edo standart EDO ya bellekten tek bir istekle gonderilen verinin seriler yada “burst” olmasına izin veren bir yeniliktir.Bu özelligin arkasındaki CPU tarafından istenen veri adresi genellikle dogru olup sonuncuya kadar sıralı olucaktır.BEDO DRAM de butun bellek erişimleri burstlerde olur.

SDRAM : (senkronize DRAM)

SDRAM ,EDO dan kısa bir sure sonra geliştirilmiş bir bellek şeklidir.Bu teknolojiyi , CPU yu kontrol eden bir sistem saati ile kendini senkronize eden daha kökten bir yeniliktir.İşlemci ile “aynı zamanlı” olması zamanlama gecikmelerini ortadan kaldırır ve bellek erişim işlemini cok daha verimli kılar.SDRAM kullanabilmesi için bir bilgisayarınbu bellegi destekleyecek sekilde dizayn edilmiş olması gerekirŞu anda üretilmekte olan bilgisayarlarda SDRAM teknolojisi standart olarak kullanılmaktadır.

SGRAM : (Senkronize Grafik Ram)

SGRAM ,SDRAM in grafik özellikli okuma-yazma niteliklerini iceren bir uzantısıdır.SGRAM verinin tek tek yerine bloklar halinde alınıp degiştirilmesine izin verir.Bu da bellegin yapması gereken okuma ve yazma sayısını azaltır ve işlemi daha verimli kılarak garfik denetçisinin performansını artırır.

RDRAM : ( Rambus Dram)

RDRAM ,Rambus Inc. firması tarafından geliştirilen tamamen tek ve ayrı bir dizayndır.RDRAM son derece hızlıdır ancak kullanılması için bellek deneticisinde ve bellek/sistem arabiriminde önemli değişiklikler gerektirir.

RDRAM ,standart DRAM den yaklaşık on kez fazla hızda veri göndermek için dar ve yüksek-bant genişlikli “kanal” kullanır.Bugun RDRAM bazı oyun makinalarında ve Server larda, Grafik uygulamalarında kullanılmaya baslanmıştır.Bu sene sonuna doğru bu ram çeşidi artık SDRAM in yerini almaya başlayacaktır.

VRAM : ( Video Ram)

Grafik bellek ,ekran “titremesini “önlemek için,ekranı çok çabuk çalışarak yenilemelidir.(saniyede 60-70 kez)Aynı anda grafik bellek Cpu ya da grafik denetçisine ekrandaki sekili değiştirmek için çok çabuk cevap vermek zorundadır.Sıradan DRAMlerle CRT ve CPU tekli portu için yarışmak zorundadır. Bu da veri trafiginde bir darbogaza neden olur.

VRAM iki ayrı portu kullanarak bu sorunu cözen bir Dual-Port bellektir.Bir port ekrandaki görüntüyü yenilemek ve tazelemek için CRT ye ayrılmıştır.İkinci port bellekte saklı olan şekil verisinin degiştirilmesi için CPU ya da grafik deneticisine ayrılmıştır.

VRAM in çalışması iki penceresi olan yol üstü arabalar için fast food a benzer. Siparişinizi verdikten sonra bir pencereye ödemeyi yapar diger pencereye aracınızı sürüp yiyeceginizi oradan alırsınız.Bu işlemi daha hızlı ve daha verimli kılar.

WRAM : (Window Ram-Pencere ram)

WRAM de grafik yogunluklu sistemlerde kullanılan bir dual port bellek çeşididir.VRAM den kucuk bir farkı vardır.goruntu portu daha kücüktür.bu da EDO özelliklerini destekler.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Harddisk(HDD)

Harddisk(HDD)

Disklerin üzerindeki dairesel izlere Track veya cylinder denir. Birden fazla disk kullanılırsa bunlar üzerindeki okuyucu kafalara ise head okudukları yüze Side denmektedir. Bir dairesel iz açısal olarak eş bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümlere ise Sector denmektedir. Bütün bunlar göz önüne alındığında bir bilginin adresini vermek için kafa veya yüz numarası, izin numarası ve sektor numarası verilmelidir. Genel olarak bir track üzerinde bir sektörün belirlediği alan 512 byte'tır. Ancak bazı SCSI disklerde bu boyut değişebilmektedir.

Sektör_Sayısı = (Kafa_Sayısı x Silindir_Sayısı x Sektor_Sayısı)

Bu rakamla bir sektörün boyutu çarpıldığında diskin kapasitesi bulunur. Diske erişimi kolaylaştırmak için sektörler gruplanarak CLUSTER'lara bölünür. Cluster sektörden farklıdır. Ve formatlama esnasında bir cluster'ın kaç sektör olacağı belirlenir. Mesala bir cluster 8 sektörden oluşuyorsa cluster boyutu 4 KB olarak belirlenir.Diskin üzerinde belli bloklar vardır.

Partition: Partition disk üzerindeki bölümlendirme için kullanılır. Diskin 0. Sektör, 1. Cylinder, 0. Head'de bulunur. Burada bir kod bulunur. Bu kod üzerindeki bilgileri inceleyerek diskin üzerindeki boot sector bulunur. Boot sector belleğe yüklenir. Daha sonra buradaki kod sistemi yükler.

Boot: Her partition'ın başlangıç adresi olarak verilen adreste bulunur. Buradaki bilgi Partition'daki kod tarafından belleğe alınır. Buradaki program önce root dizine bakar. Burada IO.SYS, IO.COM isimli dosyalar aranır. Burada eğer bulunursa FAT'teki başlangıç noktasına gidilir. Buradan bir sonraki devam edeceği yer tespit edilir. Ve okunan Fat başlangıç adresinden data bloğu üzerindeki bilgi okunarak belleğe alınır. Sonrasını ise IO.SYS halleder.


FAT: (File Allocation Table) Burası tüm diskin yerleşim planını içerir. Bir kodla başlar bu FAT'in özelliğini belirtir. Genelde 0F8h değerini taşır. Buna Media Id Byte denir. Herhangi bir sakatlık durumuna karşı FAT 2 kopyadır. Silinen dosyanın adının ilk harfi alt-229 (sigma) yapılır. Dos baktığında eğer ilk harfi sigma ise dosyanın silindiğini kabul ederek bunu listelemez. Silinen bir dosyanın geri getirilmesi işlemi ise şu şekildedir. Dosyanın kaydındaki Fat'teki başlangıç noktası bilgisi alınır. Bu noktadan itibaren dosya boyunu kapsayacak sayıdaki Fat hücresi eğer boş ise dosya geri getirilebilir. Değilse getirilemez. Eğer dosya bölük pörçük yani dosyanın bölümleri diskin bir kaç bölgesinde yer alıyorsa dosya bozuk olarak undelete yapılabilir. Aşağıda örnek bir Root yapısı ve dosyaların yerlerini gösteren bir FAT görülmektedir.

ROOT ENTRY: Dosya Adı Dosyanın Fatteki Başlangıç Noktası Fat Hücre Sayısı

IO.SYS 1 4
MSDOS.SYS 5 1
COMMAND.COM 6 3
CONFIG.SYS 8 1
FAT: Fat Hücre No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 İçeriği 2 3 4 0FFFFh (Eof) 0FFFFh (Eof) 0 0 0 0FFFFEh (Bad Sector)

IO.SYS isimli dosya disk üzerinden okunmaya çalışıldığında öncelikle 1. Fat hücresinin işaret ettiği cluster okunur. Daha sonra 1. nolu fat hücresinin işaret ettiği 2 nolu Fat hücresinin işaret ettiği Cluster okunur. Arkasından 3. Hücre işlem görür. 4. Hücredeki EOF ifadesine istinaden okuma işlemi durur. MSDOS.SYS isimli dosya ise doğrudan 5. nolu fat hücresinin işaret ettiği cluster üzerinden okunur ve işlem sonlanır. COMMAND.COM ve CONFIG.SYS isimli dosyalar silinmiştir. Eğer en son config.sys dosyası kopyalanmışsa ve ilkin command.com dosyası undelete yapılırsa command.com dosyasının son bölümünde CONFIG.SYS olacak şekilde dosya bozuk olarak undelete yapılır. Eğer geri getirilmezde CONFIG.SYS dosyası istenirse bu durumda CONFIG.SYS dosyası başarıyla geri getirilecektir. Ama eğer COMMAND.COM tekrar undelete yapılmaya kalkılırsa undelete işlemin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyerek çıkacaktır. 9 nolu fat hücresi ise o cluster'ın bozuk olduğuna işaret eder.WIN 95 ve NT 4.0 dosyalar silindiğinde Recycle.bin isimli görünmez bir dizine taşır. ve nereden attığını bir yere kaydeder. eğer dosya geri getirilirse aynen yerine yerleşir. Eğer Recycle.bin boşaltılmışsa dosyalar o zaman silinmiş demektir.

Dosyaların güvenliği için ve daha hızlı erişmek için dosyaları bir bütün halinde tutmak tavsiye edilir. Bu işlem içinde en azından haftada bir defa DEFRAG programının çalıştırılması yeterli olacaktır.

Elbette ki bu yapıda bir dosyayı okumak için diskin kafası bir ileri bir geri gidip gelecektir. Bunu hızlandırmak amacıyla smartdrv gibi programlar diskin çok okunup yazılan bölümlerini belleğe alır. Diske yazıyorum deyip kandırıp belleğinde bir süre saklar. Disk serbest kaldığı anda bunları yazar. Bu şekilde işlemler yaklaşık 2-50 misli hızlanmaktadır. Ancak bunların sakatlığıda eğer yazmadan makine kapatılırsa yazmak üzere olduğu bilgiler silinir. ve eski durumlarında kalır. Bundan korunmak için makineyi doğrudan kapatmak yerine CTRL-ALT-DEL tuşlarına basarak makinenin en tekrar açılma işlemini başlatmak daha sonra kapatmaktır. Smartdrv türü programlar bu tuşu kontrol ederek eğer belleğinde bir şey kalmışsa bunu diske yazıp ondan sonra makinenin kapanmasını sağlarlar.

Root: Ana dizin veya kök dizine Root adı verilir. Burada dosyaların isimleri ve bazı bilgileri tutulmaktadır. Yapısı şu şekildedir.

İsmi Boyu Açıklama

Dosya adı 8 byte Dosyanın ismi burada tutulur.
Uzantısı 3 byte Dosyanın uzantısı burada tutulur.
Özellikleri 1 byte Dosyanın Read only hidden ve bunun gibi bilgileri burada tutulur.


Ayrılmış alan 8 byte Bu alan DOS tarafından boş bırakılır. Burası NT ve WIN95 türü programlar tarafından uzun dosya isimlerinin kontrolü için kullanılır. Tarih ve Saat 4 byte Dosyanın son değiştiği tarih ve saat Başladığı Yer 2 byte Dosyanın FAT üzerinde başlangıç noktası Uzunluğu 4 byte Dosyanın kaç byte olduğu Toplam 32 byte Burada aynı zamanda diskin etiketide saklanır. dosya boyu 0, uzunluğu 0, saat ve tarih bos ve ozelliginde sadece Etiket bilgisi olduğu yazılıdır. Aslında dizinlerde dosyalar gibi disk üzerinde saklanır. ilk açıldıklarında bir cluster boyundadır. Daha sonra yetmediği zaman sanki dosyaya ek yapılıyor gibi eklentiler yapılır. Ancak özelliği Dizin olan bu dosyalar DOS tarafından farklı değerlendirilerek içinin gösterilmesi gibi fonksiyonlar yerine getirilir. Bunun dışında Root dizinin farklı bir özelliği boyu sabittir değişmez. Bu sebeble bazı virüsler kendilerini Root'un en alt kısmına yerleştirirler. Böylece kendilerini gizlemiş olurlar. Win 95 ve NT uzun dosya isimleri için silinmiş dosya kayıtları yaratırlar. ilk byte 0E5h değeridir. Dosya adı, uzantısı ve diğer bilgilerinin yerine dosyanın uzun adının bir kısmı tutulur.

Data: Burada diske kayıtlı dosyaların ve dizinlerin içerikleri kaydedilir. Dos'ta diske erişim için int 25h ve int 26h kullanılır. Sector No verilerek herhangi bir adrese ulaşılır. Bunun dışında diske erişmek için Int 13h kullanılır. Bu servis BIOS tarafından hazırlandığından Dos'tan bağımsız olarak kullanılabilir. Bunun dışında CD'ye erişmek için MSCDEX (Microsoft Compact Disk Extention)'in hazırladığı Int 2Fh kullanılır. Bu arada Int 2F çok amaçlı bir servistir. Bu servis içerisinde microsoft'un undocumented (Saklı) servisleride mevcuttur.DOS'ta iken bir dosya açılması için gereken aşamalar aşağıdaki gibidir. x Int 21h Servisi üzerinden dosya aç komutu çalıştırılır. x Int 25h Servisi üzerinden diskten directory entry okunur. Buraya bir dosya kaydı açılır. Bu kayıt 32 byte boyundadır. Öncelikle directory'deki bilgiler okunur. Sonra en alta dosya ile alakalı bilgi eklenir. x Int 25h kullanılarak FAT okunur buradan boş olan bir Fat hücresi seçilerek bu seçilen hücreye ilkin (EOF) bilgisi kaydedilir. Sonra int 26h ile yazılır. x Directory entry'e eklenen satıra başlangıç fat hücreno kaydedilerek Int 26h ile yazılır. x Seçilen başlangıç Fat hücresinin işaret ettiği Data bölgesine dosyanın içeriği yazılır. x Eğer bu hücrenin belirttiği yer yeterli gelmezse Fat üzerinden tekrar boş bir hücre aranır. Bu hücreye (Eof) ifadesi yazılır. Başladığı fat hücresine de buranın adresi yazılır. Bu hücrenin işaret ettiği yerde kullanılır. x Dosyayı kapat komutu gelir. Bu komutla dizindeki dosya kaydındaki dosyanın boyu güncellenir.x Bütün bu işlemler esnasında INT 25h ve INT 26h BPB (Bios Parameter Block)'taki bilgilere uygun olarak adres hesaplamasına gider. Hesapladığı adrese göre INT 13h'ı çağırarak buraya yazma işini gerçekleştirir. INT 13h diske erişmek için gerekli programa sahiptir. Diskin I/O adresine gerekli bilgileri vererek diskin bu adresteki bilgileri okumasını ve aktarmasını sağlar. x WIN 95 ve NT 4.0 diske erişimi kısıtlamak amacıyla INT 13h'ı kendi üstüne alır ve çağrıları kendisi değerlendirir. Eğer sakatlık yapacak bir çağrı alırsa bunu engeller. Bunun dışında 95 DOS modunda açıldığından uzun dosya isimlerini korumak için diske doğrudan erişimi engellemiştir. Bu engeli kaldırmak için LOCK komutu kullanılır. Engeli tekrar koymak için UNLOCK komutu vardır.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
CPU (Central Processing Unit)

CPU (Central Processing Unit)

İşlemci için PC'nin beyni deyip durduk. Mikroişlemci veya CPU (Central Processing Unit) olarak da adlandırılan işlemciler, PC'nin beyni sayılır. Bilgisayarınızda yapılan işlemler doğrudan veya dolaylı olarak işlemci tarafından gerçekleştirilir. Eskiden işlemci PC'nin en önemli parçasıyken bir PC'nin değerini belirleyen şeyin performans ve sunduğu imkanlar olduğunu düşünürsek artık en önemli parçalarından biri diyebiliyoruz.Çünkü bir PC'nin performansını grafik kartı, sabit disk, bellek gibi bileşenler de belirlediği gibi, özellikleri de kullanılan anakarta, multimedya donanımlarına ve çevre birimlerine bağlı.

Bu yüzden hızlı bir işlemci ile yavaş bir sabit disk veya grafik kartı kullanmak veya yavaş bir işlemciyle hızlı bir grafik kartı veya sabit disk kullanmak pek anlamlı olmuyor. Donanımların birbirine ayak uydurduğu, başka bir donanımın işini görmesi için nispeten daha az süre beklediği sistemler dengeli sistemlerdir. İşlemciler bir PC'de şu açılardan önemli görevler üstlenirler:

PERFORMANS: Her ne kadar diğer bileşenlerin de performans üzerinde büy yük etkisi olsa da, hala işlemci perfor mansı belirleyen en önemli bileşen. Bir işlemcinin becerileri, o sistemin ulaşabileceği maksimum performansı belirler. Diğer bileşenlerin hızlı olması sadece işlemcinin gerçek potansiyelinde çalışmasını sağlar.

YAZILIM DESTEĞİ: Daha güçlü işlemciler, yeni yazılımların ve donanımın kullanılmasını sağlar. Çoğu yazılım veya donanımın kutusunda kullanılabileceği minimum işlemci yazar. Ayrıca, işlemcilere eklenen MMX, 3DNow, SSE gibi teknolojiler, bu teknolojilere uygun şekilde geliştirilen yazılımların daha hızlı çalışmasını sağlar.

STABİLİTE VE ENERJİ TÜKETİMİ: Eski işlemciler diğer aygıtlara göre az enerji harcarlardı; artık daha çok harcıyorlar. Bunun sonucunda PC'lerde soğutma sisteminin güçlü olması gündeme geldi. Günümüz işlemcileri oldukça ısındıkları için genelde üzerlerine soğutucular takılıyor çok ısınan (veya soğutma sistemi yetersiz olan) işlemciler de bir PC'nin stabilitesini, yani güvenilirliğini etkiliyor.

ANAKART DESTEĞİ: Alacağınız işlemci hangi yongasetine sahip hangi anakartı kullanacağınızı da belirler. Anakart ise yukarıda belirttiğimiz gibi sistem özelliklerini ve performansı belirleyen bileşenlerden biridir.

İşlemciler mekanik parçası bulunmayan entegre devrelerdir. İçlerinde milyonlarca transistör bulunur ve ne kadar çok transistör içerirlerse o kadar hızlı olurlar. Isı problemleri nedeniyle bir işlemci, kullanılan transistör sayısını artırmak için her istenildiği boyutta yapılamaz. Ancak teknolojik gelişmeler sayesinde çok daha küçük transistörleri, birbirleri arasındaki devrelerin aralığını da küçülterek uygun bir işlemci kalıp boyutuna sığdırmak mümkün olmuştur. İşte buna "mikron teknolojisi" denir. Bir zamanlar, işlemci içindeki devrelerin aralığnın 1 mikronun altına inmesinin imkansız olduğu sanılıyordu. Ama bugün çoğu işlemci 0.25 mikron teknolojisi ile üretiliyor; 1999 yılı içinde de bu 0.18 mikrona inecek. Böylece çok daha hızlı işlemciler üretilebilecek. Bilim adamları, mevcut teknoloji ile 0.08 mikrona kadar inilebileceğini düşünüyorlar.

İşlemcinin Hızı

Bir işlemcinin hızını, kullanılan mikron teknolojisi, üretim teknikleri, kalıp boyutu ve proses kalitesi belirler. Ayrıca üretim sırasındaki koşullar, aynı banttan çıksa bile bir işlemcinin diğerinden hızlı olmasına yol açabilir. Ama sonuçta işlemci fabrikada son testlerden geçirilirken üzerine güvenli olarak çalışabileceği hız ba-sılır. Işlemcinin hızı MHz cinsindendir. Bunu biraz temelden anlatmak gerekirse;

Her PC içinde, talimatların yerine getirilme hızını belirleyen ve çeşitli donanım aygıtları arasında senkronizasyonu sağlayan dahili bir saat vardır (bu saatin hızını normal saat ile karıştırmayın).

İşlemci, her bir talimatı belirli bir saat tıklamasında (saat döngüsünde) yerine getirir. Saat hızlıysa, işlemci saniyede daha fazla talimatı yerine getirir. 1 MHz, saniyede 1 milyon saat tıklamasına (döngüye) karşılık gelir. Yani, 400 MHz'lik bir işlemci, saniyede 400 milyon döngü yapar.

Bir işlemcinin MHz cinsinden hızı, anakartta kullanılan sistem veriyolu hızının belirli bir çarpanla çarpılması sonucu elde edilir. Örneğin 100 MHZ'lik anakartlarda 400 MHz'lik bir işlemci 4 çarpanını kullanarak 4x100=400 MHz'e erişir. Farklı işlemci serileri, aynı hıza sahip olsa da farklı mimarilere sahip olmaları nedeniyle aynı hızda olmazlar; yani saniyede yerine getirdikleri komut sayı farklıdır. Ayrıca "superscalar" mimariye sahip yeni işlemciler aynı anda birde fazla komutu yerine getirebilmektedir.

Piyasadaki belli başlı Intel ve AMD işlemci modelleri hakkında genel bilgi verelim:

INTEL PENTIUM III : 99'un ilk çeyreğinde çıkan bu işlemci, şu an 600, 733ve 800 933 MHz hızlarında modellere sahiptir. 0.25 mikron teknolojisiyle üretilmişti (yakın zamanda 0.18 mikrona geçilecek). İçinde 9.5 milyonun üzerinde transistör bulunur. Yazılım desteği olarak üzerinde MMX ve SIMD komutları bulunur Bu komutlar sayesinde uygun yazılım ve donanımlarla bazı multimedya uygulamalarının (video, grafik işleme gibi) dahi hızlı ve sorunsuz olmasını sağlar.

INTEL PENTIUM II : Bu seri 233 MHz'den başlayıp bugün 450 MHz'e ka dar uzanır. Piyasada artık 350 MHz'ler aşağısını bulmak pek mümkün değildir ( bu modellerde 0.35 mikrondan artık 0.25 mikrona geçilmiştir. MMX komutlarını içerir. 7.5 milyonu aşkın transistör bulunur.

INTEL CELERON : Günümüz piyasasında 333 MHz'den başlayıp 600 MHz'e kadar uzanan modelleri bulunur Pentium II ve Pentium III'ün aksine Slot 1 'e takılan modellerinin yanısıra Soket 370'e takılan modelleri de bulunur. 128K L2 ön belleğe sahiptir ama bu önbellek 512K önbelleğe sahip Pentium II'dekinin aksine, işlemci ile işlemci hızının yarı hızında değil tam hızında haberleşir. Bu yüzden performansı Pentium ll'lere çok yaklaşır.

AMD K6-2 : 9.3 milyon transistörü vardır ve 0.25 mikron teknolojisi ile üretilmiştir. Bugün 300 MHz'den 475 MHz'e kadar modelleri bulunmaktadır. Yazılım desteği olarak MMX komutlarının yanısıra 3DNow! adı verilen komutları da içerir. Soket tipidir; 321 pinli Soket 7 ve Super7 soketlere takılır. ABD'de AMD işlemcili PC satışları Intel işlemcili PC'lerin önüne geçmekle birlikte nedense Türkiye'de AMD işlemciler piyasada çok bulunmamaktadır.

AMD K6-3 : 21.3 milyon transistör içerir; 0.25 mikron teknolojisiyle üretilmiştir. 400 ve 450 MHz'lik modelleri bulunur. Super 7 sokete takılır. AMD, bu işlemciyle performans açısından rakibi Intel'e epey yetişmiştir ve fiyat avantajıyla başa baş bir rekabet sürdürmektedir.

İşlemcilerin Yazılım Destekleri

MMX: Intel'in geliştirdiği MMX'in açılımı Multimedya Uzantılarıdır (Multimedia Extensions) ve işlemcilere eklenen 57 multimedya komutuna verilen addır. AMD'de bu komut setinin lisansını Intel'den almıştır. MMX işlemciler bazı genel multimedya operasyonlarını üstlenirler (örneğin, normalde ses kartı veya modemler tarafından yapılan dijital sinyal işleme). Ancak bu komut setinin kullanılabilmesi için MMX uyumlu yazılımların kullanılması gereklidir. MMX işlemcilere ekleneli uzun bir süre olmasına karşın, MMX destekli yazılımların beklendiği kadar çabuk artmadığı gözlenmiştir.

3DNow!: 3 Boyutlu grafikler ile ilgili hesapların hızlandırılması için AMD işlemcilerde kullanılan komut setinin adıdır. Özellikle 3DNow! destekli oyunların sayısı hızla artmıştır. Ekran kartlarının da 3DNow! destekli sürücüleri olabilir.

SSE: Intel tarafından geliştirilip Pentium III işlemcilere uygulanan 70 adetlik yeni komut setidir. Yakında Celeron ve Pentium II işlemcilere de uygulanması beklenmektedir. SSE'nin açılımı "Strea-ming SIMD Extensions'dır (SIMD = Single Instruction Multiple Data). Mutlaka Türkçeleştirmek gerekirse "akıcı, tek komutla çoklu veri işleme uzantıları" diyebiliriz. Yani işlemciye bir komut verirsiniz bir çok veriyi bir amaca yönelik olarak işler. Grafik, resim, video, animasyon, 3 boyut işlemleri, ses tanıma öğelerine sahip, SSE destekli uygulamalarda ciddi bir performans artışı sağlar. Henüz çok yeni olduğundan piyasada SSE destekli yazılım çok sayıda değildir ama hızla yaygınlaşması beklenmektedir.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
AGP

AGP

(Accelerated Graphics Port - Hızlandırılmış Grafik Portu)


Acclerated Graphics Port (A.G.P.) arabirimi ana satış gurubunu oluşturan PC lerde,özellikle 3D uygulamalarında yüksek grafik performansı sağlayan yeni bir bus(veri yolu) şartlandırıcıdır.Monitördeki resmin yenilenmesi(refresh) için yeterli bilgi deposu gerektirmekle kalmayıp, doku(texture) mapping, z-buffering ve alfa karışımı gibi olaylar için de büyük bellek deposu gerektiren 3D uygulamaları, bu arabirim şartlandırıcı ile mümkün kılınmaktadır. A.G.P. ana satış gurubunu oluşturan PC lerde 3D uygulamalarının daha hızlı çalışmasını ve daha mükemmel görünmesini sağlayacaktır.
AGP arabirimi, grafik hızlandırıcılarına, ana belleğe ulaşım için özel veri yolu ve daha hızlı transfer gibi yeni özellikler katar. Bu, sistem bellek bağlantısında, geniş bant aralığı ve daha az gecikme sağlar. AGP arabirimi, texturing, z-buffering, ve alfa blending olaylarında ana belleğin kullanılmasını mümkün kılarak ana satış gurubunu oluşturan PC lerde 3D grafik uygulamalarının yüksek performansta çalışmalarını sağlar.

AGP arabirim şartlandırıcı 66MHz PCI (rev 2.1) şartlandırıcıyı temel işlem yolu olarak kullanır ve PCI şartlandırıcıya üç performans uzantısı veya güçlendiricisi sunar ki bunlar 3D grafik uygulamalarında AGP nin yüksek performansını optimize eder. Bu AGP uzantıları PCI şartlandırıcı (rev. 2.1). da tanımlanmamış ve ya gerekmemiştir. Bu uzantılar:

- Bellek yazma ve okuma işlemlerinde derinlemesine ayrılmış yol; bellek erişim gecikmesini yok eder.
- Veri yolundaki adres ve dataların demultiplexasyonu; hemen hemen %100 verimli veri yoluna izin verir.
- 133 Mhz data transferi için AC timing(zamanlama); 500 MB/s gerçek data aktarımı sağlar...

Bu güçlendirmeler "sideband" sinyali kullanımı ile gerçekleşmiştir. PCI şartlandırıcı hiçbir değişikliğe uğratılmamıştır, AGP arabirim şartlandırıcı, PCI daki "reserved" alanlar, encodingler, pinler, vb... bölümleri kullanmaması için özel olarak geliştirilmiştir. Asıl eğilim, PCI ın tasarımından faydalanarak grafik yönlü performans artışını karmaşıklık/performans oranını değiştirerek sağlamaktır.

AGP sistem PCI ını ne küçültür nede yerini alır. Bu yüksek hızlı port (AGP) fiziksel, mantıksal ve elektriksel olarak PCI dan tamamen bağımsızdır. Sistemde ek bir bağlantı noktasıdır. Özel görüntü araçları için tasarlanmıştır; diğer tüm I/O araçlar PCI bus ta kalacaktır. AGP için eklenen ek slot yeni bir bağlantı gövdesi kullanır( elektriksel sinyalizasyon sebebi ile) ki bu PCI bağlantısı ile uyumlu değildir; PCI ve AGP boardlar mekanik olarak birbirleri yerine geçemezler.

AGP arabirim şartlandırıcı Intel tarafından PCI özel gurubundan bağımsız olarak geliştirilmiştir. Bu gurup tarafından desteklenmemiş ve gözden geçirilmemiştir. Kişisel bilgisayar kullanımında grafik teknolojisi ve ürünlerindeki gelişmeyi desteklemek için tasarlanmıştır.

PCI genel amaçlı sistemlerin I/O yolu olmaya devam edecektir. AGP arabirimi PCI ın yerini almak için değil özellikle grafik kontolerler için tasarlanmıştır. PCI I/O fonksiyonları için gerekli bant genişliği 133Mb/s, 32-bit, 33MHz sürümünün sınırlarına yaklaştıkça PCI daha geniş ve daha hızlı yayılacaktır. AGP özellikle noktadan noktaya grafik bileşenleri için tasarlanmıştır. Fiziksel olarak PCI dan ayrılmıştır ve apayrı bir bağlantı kullanır.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
USB (Universal Serial Bus)

USB (Universal Serial Bus)


Harici aygıt kurulumu, hem yeni hem de usta bilgisayar kullanıcıları için zor bir iştir. Gerekli bağlantıları yapmanın yanısıra, aygıtı konfigüre etmek de zaman alır. IRQ ve I/O adresleri, bir aygıtın, bilgisayar sisteminde çakışma yaşamadan çalışması için doğru şekilde ayarlanmalıdır. Bazen, bir aygıt, sistemin boot işlemi esnasında takılı olmadığı için çalışmayabilir. Genel olarak, bu problemi çözmenin tek yolu, aygıtı bağlayıp sistemi yeniden başlatmaktır.
Universal Serial Bus (USB), yukarıda anlatılan zorlukların üstesinden gelmek için bulunmuş çözümlerden birisidir. Yukarıdaki eksiklikleri tamamlamak için USB, tek bir bağlantı tipi ve anında takma/çıkartma özellikleri sunar. Bu iki özellik sayesinde, USB tipi bir çevresel aygıtı takmak oldukça kolaylaşmaktadır. Sistemin açık veya kapalı olmasına dikkat etmeden, USB aygıtı sisteme bağlayın. Çalışan bir sistemde, aygıtın takıldığı anlaşılır ve aygıt konfigürasyonu sistem tarafından otomatik olarak yapılır. Kısaca, hiç ter dökmeden takılan USB aygıtı çalışmaya hazır hale gelir.

Şimdiye kadar, USB bir değişim geçirmiştir. İki spesifikasyon sürümleri 1.0 ve 1.1'dir. USB 1.1'in asıl amacı, USB 1.0'da farkedilen problemlerin çözülmesi ve bazı belirsizliklere açıklık getirilmesidir. USB 2.0'ın ise 2000'in ilk çeyreğinde çıkması beklenmektedir. USB 2.0 sayesinde orijinal USB kablo ve bağlantıları değişmeden 480Mbps bant genişliği mümkün kılınacaktır. Bu, mevcut standarttaki genişliği 40 katına çıkartacaktır (USB 1.1'de 12Mbps). Ek olarak, USB 2.0 mevcut USB sürümleriyle de geriye uyumlu olacaktır. Bu yazıda "USB" terimi, ayrıca belirtilmedikçe USB 1.1 olarak anlaşılmalıdır.

Özellik Listesi
USB, IEEE1394'ün benzeri özelliklere sahiptir. Aşağıda kısa açıklamarıyla USB özelliklerinin özetini bulabilirsiniz:
Anında Takma/Çıkartma, PnP: USB aygıtları, aygıt takma/çıkartma işlemini tespit etme ve konfigürasyonunu otomatik olarak yapma yeteneğine sahiptir.
Seri Veri Yolu: Bir çift farklı sinyal, hem veri gönderimi hem de veri alımı için kullanılmaktadır.
Eşsüreli Aktarım: Kamera gibi video uygulamalarında, sabit bit oranına yakın aktarım gereklidir. Eşsüreli aktarım, veri kesinliği yerine ayrılmış aktarım oranı sözü verir.
Kablo Gücü: Kendi elektriğini sağlayamayan aygıtlar için, kablo gücü, USB'nin kablosu aracılığıyla mümkündür.
Tam veya Düşük Çalışma Hızı: USB'de iki çalışma hızı desteklenmektedir: tam hız için 12Mbps ve düşük hız için 1.5Mbps. Düşük hız tanımlama, üreticiler için maliyeti düşürme amaçlı bir opsiyondur.

USB Bağlantısı

Bir USB kablosu, dört iletkenden oluşur: iki adet veri yolu (kablo) gücü için ve iki adet de farklı sinyal çifti için. Pin tanımlamaları aşağıdaki şekildedir:

Pin 1. VSUB: Veri yolu gücü, kaynakta +5V

Pin 2 ve 3. D- ve D+: Farklı sinyal çifti

Pin 4. GND: Toprak

USB kabloları da, tam hızlı kablolar ve düşük hızlı kablolar olmak üzere ikiye ayrılır. Tam hızlı kablo, kıvrımlı sinyal çifti ve dört kabloyu sarmak için çevresel koruyucu gerektirir. Tam hızlı USB kablosu için gerekli asgari marka bilgisi, "USB SHIELDED..." ibaresini, USB spesifikasyonları nedeniyle bulundurmalıdır. Düşük hızlı kablo ise koruma, kıvrımlı sinyal çifti iletkenleri ve özel marka bilgisi gerektirmez.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Temel Oracle Bilgileri

Kod:
Temel Oracle Bilgileri 
  
 
Veritabanı yapıları 

Mantıksal (logical) 
Fiziksel (physical) 

Oracle Sistem Mimarisi

Dosyalar (files) Bellek yapıları (memory structures) 
Sistem genel alanı (System Global Area - SGA) 
Program Genel Alanı (Program Global Area - PGA) 
Görevler (processes) 
Kullanıcı (user) görevleri 
Oracle görevleri 
Oracle An ‘ı (instance) 
Veritabanı Yapıları 
Mantıksal Yapılar 
Tablespaces 

Veritabanı, tablespace olarak adlandırılan mantıksal saklama birimlerine bölünür. Tablespace, aralarında bir ilişki olan mantıksal yapıların gruplandırılmasında kullanılır. 
Bir tablespace online(erişilebilir) ya da offline(erişilemez) olabilir. Normalde tablespace ‘ler üzerlerindeki bilgiye erişimin yapılabilmesi için online konumundadır. Fakat bazı özel amaçlarla tablespace ‘ler offline konumuna alınabilirler. 
Şema ve Şema nesneleri 

Şema, nesnelerden oluşan bir derlemdir. Şema nesneleri doğrudan veritabanının verilerine karşılık gelen mantıksal yapılardır. 

Çizelge (Table): Oracle veritabanında verileri saklamak için kullanılan temel birimdir. Çizelgeler satırlar (rows) ve sütunlar (columns) olarak tutulurlar. Her çizelge, adı ve sütun kümesi (nitelik) ile tanımlanır. Her sütunun bir adı, türü ve genişlik ya da duyarlılığı verilir. Çizelge bir kez yaratıldıktan sonra içine geçerli satırlar konulabilir ve daha sonra da bu çizelgenin satırları sorgulanabilir, silinebilir ya da günlenebilir. 

Görüntü (view): Bir ya da daha fazla çizelgedeki verilerin özel bir gösterimidir. Bir görüntü, saklanmış bir sorgu (stored query) olarak da düşünülebilir. Görüntüler, gerçekte veri içermezler. Verilerini, temel çizelgeler (base tables) olarak adlandırılan çizelgelerden ya da başka görüntülerden türetirler. Görüntüler, çizelgeler gibi, üzerlerinde bazı sınırlamalarla ekleme, silme, günleme ve sorgulama işlemlerine izin verirler. Görüntü üzerinde gerçekleştirilen tüm işlemler, görüntünün temel tablolarını da etkiler. 

Seriler (sequences): Sequence, veritabanı çizelgelerinin numerik sutunları için biricik (unique) numaralar üretir. Çizelge satırları için otomatik olarak biricik numaralar oluşturmaya yarar. Sıra numaraları çizelgelerden bağımsızdır. Bu yüzden aynı sequence faklı çizelgelerce kullanılabilir. 

Program birimleri (program units): Bu terim, yordam ve işlev (procedure and function) ile paketler (package) için kullanılır. 

Yordam ve işlev: Belirli bir görevin yapılabilmesi için SQL ve PL/SQL deyimlerinin çalıştırılabilir bir birim halinde gruplandırılmasıdır. 
paket:(package): İlgili yordamların, işlevlerin ve başka paketlerin veritabanı içinde bir birim olarak saklanması ve kılıflanması için bir yöntem sağlar. 

Eşanlamlılar (synonyms): çizelge, görüntü, sequence ya da bir program birimi bir takma addır (alias). synonym ‘in kendisi bir nesne değildir, sadece gerçek nesneye bir referanstır. Şu amaçlarla kullanılır; 
- Nesnenin gerçek adını ve sahibini gizlemek amacıyla, 
- Nesneye, herkese açık (public) bir erişim sağlamak için, 
- Uzak veritabanlarındaki nesnelere şeffaf bir erişim sağlamak için, 
- SQL deyimlerini basitleştirmek için. 

index, cluster ve hash cluster : çizelgelerle ilgil seçimlik ve veri erişimindeki performansı artırmaya yönelik yapılardır. 

index: Aranan bilginin nerede olduğunun anahtar (key) değerinden yararlanılarak hızlıca bulunabilmesini sağlar. Mantıksal ve fiziksel olarak veriden bağımsızdır. Bir index, diğer index ‘leri ya da çizelgeleri etkilemeksizin yok edilebilir ya da yaratılabilir. 

cluster: Aralarında ilişki olan verilerin disk ortamın fiziksel olarak ardışık olarak tutulmasını ve bu sayede disk erişim süresinde iyileştirme sağlar. 

hash cluster(anahtarlama işlevi): Saklanacak verinin yerinin bir hash işlevi tarafından bulunduğu cluster yapısıdır. Hash işlevinden aynı sonucu veren veriler fiziksel olarak beraber saklanır. 

database links: Bir veritabanından diğerine bir yol tanımlayan bir nesnedir. 
Data Block, Extent ve Segment 

Oracle datablock: Veritabanındaki verilerin saklandığı enküçük birimdir. Bir veri bloğu disk üzerinde belirli bir veritabanı alanına karşılık gelir ve bir bloğun kaç baytdan oluştuğu bilgisi, veritabanı yaratılırken verilir. extent: Ardışık olarak sıralanmış veri bloğu sayısıdır. segment: Belirli bir mantıksal yapı için ayrılmış extent ‘lerin kümesidir (data segment, index segment, rollback segment, temporary segment gibi). Fiziksel Yapılar Oracle veritabanı, bir ya da daha fazla kontrol dosyasından, veri dosyalarından ve adları kontrol dosyalarında bulunan redo log dosyalarından oluşur. Fiziksel Yapı Tanımı Veri Dosyaları (Data Files) Tüm veritabanı verilerini içerir. Mantıksal yapılar (table, index..) veri dosyaları içinde fiziksel olarak saklanır. Redo Log Dosyaları (Redo Log Files): Kurtarma amacıyla kullanılmak üzere, veritabanına yapılan tüm değişiklikleri tutar. Kontrol Dosyaları (Control Files): Veritabanının fiziksel yapısını ve durumunu kaydede

Dosyalar (files) 
Veri Dosyaları (Data Files) 
Oracle veritabanı bir ya da daha fazla veri kütüğünden oluşur. Veri dosyaları; 

Veritabanının kendisi hakkındaki bilgiyi saklayan veri sözlüğünü (data dictionary) ve kullanıcı verilerini içerir. Sql*Plus ya da Sql*DBA kullanılarak SQL deyimleri yardımıyla yaratılabilir ve mantıksal Oracle bloklarına bölünebilir. 

Oracle, gerekli alanı işletim sistemi tarafından yaratılırken ayırılan büyük ve sabit boylu dosyalar kullanır. Her dosya, çizelge (table) ya da dizin (index) gibi bir çok nesne içerir. Dosya alanlarının yönetimi, veritabanı yöneticisinin (Database Administrator-DBA) başlıca görevlerinden biridir. 

Günlük Dosyaları (Redo Log Files) Günlük dosyaları; veritabanında yapılan değişiklerin tutulduğu dosyalardır. Döngüsel bir biçimde yazılır gruplar halinde yapılandırılır. normal olamayan bir kapanış (abnormal shutdown) ya da sonra medya arızasından (media failure) sonra kurtarma (recovery) amaçlı kullanılır. Kullanıcı tarafından doğrudan okunamaz. SQL deyimleri ile oluşturulur. 

Çoklanmış (multiplexed) Günlük Dosyaları Enaz iki tane redo log grubu olmalıdır. Redo log dosyaları için önerilen konfigürasyon her grup için herbiri farklı disklerde olan enaz iki üye gerektirir. Grup üyeleri aynı zamanda günlenir ve her grupta aynı sayıda üye vardır. Bir grubun tüm üyeleri aynı bilgiyi taşır. 

Kontrol Dosyaları (Control Files) 
Kontrol dosyası, veritabanının yapısını tarif eden küçük bir ikili (binary) dosyadır. Bu dosya; 

- veritabanının açılması ve ona erişilmesi için gereklidir. 
- veritabanı açıldığında Oracle ‘ın üzerine yazabilmesi sağlanmalıdır. 
- tüm veri ve günlük dosyalarını tanımlar. 
- veritabanının adını saklar. 
- kurtarma için gerekli olan zamanuyumlama bilgisini sağlar. 
- veritabanının yaratılması esnasında yaratılır. 

Güvenlik için her biri farklı diskler üzerinde olan en az iki tane kontrol dosyası olmalıdır. Tüm kontrol dosyaları aynı bilgiyi içerir. Eğer biri kaybolacak olursa diğerleri kullanılır durumda kalacaktır. Kontrol dosyasının öngörülen ismi işletim sistemine bağlıdır. 

Bellek Yapıları (memory structures) 
Sistem Genel Alanı (System Global Area - SGA) 
SGA ‘nın üç tane bileşeni vardır; 


Database Buffer Cache Veritabanının yakın zamanlarda kullanılan veri bloklarının tutulduğu buffer ‘ların kümesidir. Bu buffer ‘lar, değişikliğe uğramış fakat diske henüz yazılmamış verilere sahip olabilirler. Sık kullanılan verileri tuttukları için de diske erişimi azaltıp performansı artırırlar. 

Redo Log Buffer Veritabanında yapılan değişikliklerin tutulduğu buffer ‘lardır. redo log buffer ‘larında tutulan redo girişleri kurtarma gerekli olduğu anda kullanılmak üzere redo log dosyalarına yazılırlar. 

Paylaşılmış SQL Alanı (Shared SQL Area) ve Paylaşılmış Havuz (Shared Pool) Paylaşılmış SQL Alanı, Oracle ‘ın özel SQL deyimlerini çalıştırmak için kullandığı bilgileri içerir. Bir SQL sorgusu işletilmeden önce ayrıştırılır ve bu sorgunun çalıştırılması için bir çalışma planı hazırlanır. İşletilen sorgular bu alanda saklanır. Aynı sorgu birkez daha işletilmek istenirse bu çalıştırma planı doğrudan uygulanabilir. Paylaşılmış SQL Alanı, SGA içindeki Paylaşılmış Havuz ‘un bir parçasıdır. 

Paylaşılmış Havuz; 
- SQL ve PL/SQL deyimlerini 
- SQL ve PL/SQL deyimlerinin ayrıştırılmış hallerini 
- SQL ve PL/SQL deyimleri için çalıştırma planlarını 
- Veri sözlüğü (data dictionary) önbelleğini (cache) içerir. 

Program Genel Alanı (Program Global Area - PGA) PGA, tek bir kullanıcı yada sunumcu görevi hakkındaki verileri yada kontrol bilgisini içeren yazılabilir fakat paylaşılmamış bir bellek alanıdır. Kullanıcı görevi Oracle veritabanına bağlandığı ve bir oturum (session) başlatığı zaman bu alan bellekte ayrılır (allocate). PGA yığıt alanı (stack space) oturum değişkenlerini ve dizileri tutmak için ayrılan bellek alanıdır. Kullanıcı oturum verileri (user session data) oturum için fazladan bellek alanıdır. 

Görevler (processes) Kullanıcı ve Sunumcu Görevleri (User and Server Processes) UNIX sistemlerinde, kullanıcı bir uygulama programı çalıştırdığında Oracle bir kullanıcı görevi yaratır. Oracle ayrıca bağlanacak kullanıcı görevlerine hizmet verebilmesi için bir sunumcu görev yaratır. Sunumcu görev kullanıcı görevleri ile iletişim kurar. 
Sunumcu Görev; 
- SQL deyimlerini ayrıştırır ve çalıştırır. 
- diskten veri bloklarını okur ve SGA ‘nın paylaşılmış alanına getirir. 
- SQL deyiminin sonuçlarını kullanıcı görevine döndürür. 
- Görevin Adı Tanımı ,Ayrıştırma (Parse) Sözdizim doğruluğu, erişim gizliliği, nesne çözünürlüğü ve eniyileme kontrolünü yapar. Ayrıştırım ağacını (Parse Tree) oluşturur. 
- Çalıştırma (Execute) Ayrıştırım ağacını veriye uygular ve gereken fiziksel okuma ve yazmaları gerçekleştirir. 
- Getirme (Fetch) SELECT deyiminin işletimi sırasında veriyi kullanıcıya geçirir. 

DBWR Görevi 
- DBWR görevi, kullanıcı görevlerinin her zaman boş bellek alanu bulabilmeleri için database buffer cache ‘i yönetir. 
DBWR Görevi; 
- Değişikliğe uğramış tüm verileri veri dosyalarına yazar. 
- Yakın zamanda kullanılan veri bloklarını bellekte tutmak için LRU (Least Recently Used) algoritmasını kullanılır. 
- Giriş/çıkış işlemlerini eniyileştirebilmek için bazı yazma işlerini erteler. 

Veri, erişilmeden önce sunumcu (server) görev tarafından mutlaka database buffer cache içine getirilmelidir. Sunumcu görev sorguları işlemek için SGA içindeki paylaşılmış belleği kullanır. 

Transactionların Günlüğe İşlenmesi (Log Transactions) 
Oracle veritabanında yapılan tüm değişiklikleri redo log buffer içine kaydeder. LGWR (Log Writer) arka plan görevi redo log buffer içindeki bilgiyi diske yazar. 

LGWR Görevi 
LGWR, redo log buffer ‘larını şu durumlar oluştuğunda diske yazar; 
- Commit görüldüğünde 
- Redo log buffer doluluğu eşik değerine ulaştığı zaman. 
- DBWR checkpoint için buffer blokların temizlemeye gerek duyarsa 
- Time-out görülürse 
Her Oracle instance ‘ı için bir tane LGWR görevi vardır. Bir transaction redo log dosyasına işlenmeden commit edilmiş sayılmaz. 
DBWR görevi, veri bloklarını veritabanına geri yazmadan önce yapılan değişiklikleri korumak amacıyla LGWR görevine redo log buffer ‘larını boşaltması sinyalini gönderir. 

Arch Görevi (arşivleyici) ARCH (archive - arşiv) görevi aslında seçimlik bir arka plan görevi olmasına rağmen bir çok sistem için özellikle tavsiye edilir. Eğer bu görev çalıştırılıyorsa veritabanı ARCHIVELOG kipinde çalışıyor demektir. Bu seçenek; 
- Tablespace ‘lerin çevrim-içi (on-line) yedeklenmesine 
- Medya failure ‘dan çevrim-içi kurtarmaya 
- Günlük dosyalarının otomatik olarak arşivlenmesine izin verir. 
- ARCH görevi, günlük dosyalarının kopyalarını, yerleri daha önce belirlenmiş disk yada teyp birimleri üzerine çıkarır. 

PMon (Process Monitor) ve SMon (System Monitor) Görevleri 
PMON 
- Anormal bir şekilde kesilen bağlantıları temizler. 
- Commit edilmemiş değişiklikleri eski haline getirir (rollback). 
- İşletimi kesilen görevin tuttuğu kilitleri kaldırır. 
- Çakılan görev için ayrılan SGA kaynaklarını serbest bırakır. 
- Kilitlenmeleri (deadlock) otomatik olarak yakalar ve işlemi geri döndürerek (transaction rolling back) çözümler. 

SMON 
- Otomatic instance kurtarmayı gerçekleştirir. 
- Geçici segment alanını geri elde eder. 
- Kontrol dosyasının sürekliliğini sağlar. 
- Sistemde kullanılabilir durumdaki serbest alanın kaydını tutar. 

DBA bu görevlerin hızı ya da uyarılma aralığı üzerinde bir kontrole sahip değildir. DBWR ve LGWR gibi bu iki görev de instance çalıştırıldığında hazır olmalıdır. 

Diğer Arka Plan Görevleri 
- CKPT checkpoint görevi, LGWR üzerindeki yükü azaltmak için kullanılır. 
- RECO kurtarıcı (recoverer) görev, çakılmış dağıtık transaction ‘ları çözümler. 
- Snnn multi-threaded sunumcuda kullanılan paylaşılmış sunumcu görevleri. 
- Dnnn multi-threaded sunumcuda kullanılan dispatcher görevleri. 
- SNPn Şip-şak (snapshot) tazeleyici görevler. 
- LCKn parallel server seçimliği kullanıldığında instance ‘lar arası kilitlemeyi kontrol eden görev. 
- Oracle An ‘ı (Oracle Instance) 

Oracle her başlatıldığında;, 
- Sistem Genel Alanı (System Global Area - SGA) olarak adlandırılan paylaşılmış bir bellek alanı bellekte ayrılır. 
- Oracle arka plan görevleri başlatılır. 
- Bellek alanları ve arka plan görevlerinden oluşan bu bileşim Oracle instance olarak adlandırılır. 
- Mutlaka olması gereken dört tane arka plan görevi vardır (DBWR, LGWR, PMON and SMON). Bunlardan başka görevler de vardır fakat kullanımları seçimliktir. 
- Bir instance sadece bir veritabanını açabilir. 
- Bir instance ‘ın başlatılabilmesi için mutlaka bir veritabanı olması gerekmez. 
- Eğer Parallel Server seçeneği kullanılırsa, veritabanı birden fazla instance tarafından açılabilir. 
- Kullanıcı ve sunumcu görevleri Oracle instance ‘ın bir parçası olarak tanımlanmazlar. 


Parametre Dosyası (Parameter File) İnstance karakteristiklerini belirleyen dosyadır. Parametre dosyası; 
- Gerektiğinde DBA tarafından serbestçe düzenlenebilen küçük bir metin dosyadır. 
- İnstance başlatıldığında salt-okunurdur. 
- Sık sık init.ora dosyasına karşılık gelir. 
- Parametre dosyası kontrol dosyasının adını ve yerini belirler. 
- Eğer parametre dosyasında herhangi bir değer belirtilmemişse öngörülen (default) değerler kullanılır. 

Parametre Tanımı 
- SHARED_POOL_SIZE Paylaşılmış SQL ve PL/SQL deyimleri için kullanılacak alanın bayt olarak boyu 
- DB_BLOCK_SIZE Tek bir veri bloğu ve veritabanı buffer ‘ının bayt olarak boyu. 
- DB_BLOCK_BUFFERS Herbiri DB_BLOCK_SIZE boyundaki veritabanı buffer ‘larının sayısı. (database buffer cache için ayrılan toplam alan : 
- DB_BLOCK_SIZE * DB_BLOCK_BUFFERS) 
- LOG_BUFFERS Redo log buffer ‘ı için ayrılan baytların sayısı 

# Example INIT.ORA file 
# $Header: init.ora 7020100.1.1120.4 95/07/07 09:54:09 rdhoopar Generic.... 
#----------------------------------------------------------------------------------------- 
# -------Installation/Database Size------ 
# SMALL MEDIUM LARGE 
# Block 2K 4500K 6800K 17000K 
# Size 4K 5500K 8800K 21000K 

#----------------------------------------------------------------------------------------- 

db_name = Oracle72 

rollback_segments = (rbs01, rbs02, rbs03) 

db_block_buffers = 200 # SMALL 
# db_block_buffers = 550 # MEDIUM 
# db_block_buffers = 3200 # LARGE 

shared_pool_size = 3500000 # SMALL 
# shared_pool_size = 6000000 # MEDIUM 
# shared_pool_size = 9000000 # LARGE 
log_checkpoint_interval = 10000 

processes = 50 # SMALL 
# processes = 100 # MEDIUM 
# processes = 200 # LARGE 

log_buffer = 8192 # SMALL 

# log_buffer = 32768 # MEDIUM 

# log_buffer = 163840 # LARGE 
control_files = (/disk6/oracle/dbs/ctrl1oracle72.ctl, 
/disk6/oracle/dbs/ctrl2oracle72.ctl, 
/disk6/oracle/dbs/ctrl3oracle72.ctl) 

background_dump_dest = /disk6/oracle/rdbms/log 

core_dump_dest = /disk6/oracle/dbs 

user_dump_dest = /disk6/oracle/rdbms/log 
#log_archive_dest = /disk6/oracle/dbs/arch/arch.log 
#db_block_size = 


Database Buffer Cache Diskten okunan veri bloklarının kopyalarını tutar. 
Notlar: 
İnstance ‘a bağlanan tüm Oracle kullanıcıları Database Buffer Cache içindeki bellek alanını kullanırlar. 
blok boyu parametre dosyasındaki DB_BLOCK-SIZE parametresi ile belirlenir. Bellekte tutulacak yastık alan (buffer) sayısı ise DB_BLOCK_BUFFERS ‘dır. 

Kontrol Noktaları (Checkpoints) Checkpoint sırasında DBWR, database buffer cache içindeki tüm dirty buffer ‘ları diske yazar. 
(dirty buffer : Değişikliğe uğramış fakat diske yazılmamış) 

Checkpoint şu durumlarda görülür; 
- Her günlük anahtarlanmasında (Log Switch) 
- Belirlenmiş bir zaman aralığı sonunda 
- Belirlenmiş sayıda işletim sistemi bloğu redo log dosyalarına yazılmasından sonra 
- DBA tarafından zorlanması durumunda 
- Normal yada immediate shutdown sırasında 
- Ablespace, çevrim-dışı (off-line) konuma getirildiğinde 

Bir veri bloğu database buffer cache içinde çok uzun süre kalabilir ve bu süre zarfında birçok değişikliklere mazur kalabilir. Yani commit edilen bir kayıt hala diske yazılmamış olabilir. Fakat tüm commit edilmiş işlemler güvendedir çünkü LGWR onların kaydını redo log dosyalarında tutar. 

Checkpoint sırasında DBWR bir önceki checkpoint ‘ten sonra değişikliğe uğramış verileri diske yazar. 

Eğer instance kurtarmaya ihtiyaç duyarsa Oracle sadece son checkpoint ‘ten sonra yazılan redo log kayıtlarını dikkate alacaktır. Çünkü checkpoint, daha önceki değişiklerin veri dosyalarına yazıldığını garanti eder. 

Trace ve Alert Dosyaları Oracle instance çalışıyorken bir hata oluştuğu zaman, bu hata ile ilgili mesajlar alert dosyasına yazılır. Eğer hata sunumcu ya da arka plan görevlerince yakalanırsa, hata ile ilgili bilgiler trace dosyasına boşaltılır. 

Alert dosyası mesaj ve hataların kronolojik olarak tutluduğu bir dosyadır. Şunları içerir; 
- Tüm içsel (internal), block bozulma (corruption) ve kilitlenme (deadlock) hatalarını 
- Yönetim türü işlemleri (DML) ve sunumcu yönetici deyimlerini (startup, shutdown…) 
- Veritabanı ve instance başlatıldığı andaki parametre değerlerini 
- Alert dosyası BACKGROUND_DUMP_DEST parametresi ile belirtilen konumda bulunur. 

Bu dosyanın günlük olarak kontrol edilmesi problerin daha da ciddileşmeden çözülebilmesi açısından çok önemlidir. 

Trace dosyaları eğer bilgi arka plan görevi tarafından yazılmışsa BACKGROUND_DUMP_DEST, sunumcu görevi tarafından yazılmışsa USER_DUMP_DEST ile belirtilen konumlarda bulunur. 

Trace günlükleme SQL_TRACE parametresinin TRUE ya da FALSE olmasına göre yapılır ya da yapılmaz Aşağıdaki deyim trace dosyalarının yazılmasını sağlar. 
SQL> alter session set sql_trace true;
SQL*Plus, SQL komutları ve PL/SQL bloklarını işletmeyi ve bunun yanında veritabanı üzerinde birçok 
işlemin yapılmasını sağlayan bir programdır. 

SQL*Plus ‘ı kullanarak yapılabilecek işlemler; 
SQL komutlarını ve PL/SQL bloklarını girme, düzenleme, saklama, geri getirme ve çalıştırma 
Sorgu sonuçlarını bir rapor düzeninde formatlayabilme 
Herhangi bir tablo için sutun tanımlarını listeleyebilme 
Veritabanındaki verilere ulaşıp bunları kopyalayabilme 
Uç kullanıcılara mesajlar gönderip bunlardan gelen cevapları kabul edebilme 
Temel Kavramlar Komut (command) SQL*Plus yada Oracle ‘dan yapması istenen 
Blok (block) Yordamsal bir mantık içinde birbiriyle ilişkili SQL ya da PL/SQL komutlar grubu 
Çizelge (table) Oracle ‘daki temel saklama birimi 
Sorgu (query) Bir ya da daha fazla çizelgeden bilgi getiren SQL komut (Select) 
Sorgu sonucu Sorgu sonucu getirilen veri (query result) 
Rapor (report) SQL*Plus komutları yardımıyla biçimlenmiş sorgu sonuçları 
SQL*Plus ‘ın Başlatılması 
UNIX sisteme girdikten sonra komut iletisinden aşağıdaki komutu girerseniz, sizden kullanıcı kodunuz 
ve parolanız istenecektir. 
$ sqlplus 
SQL*Plus: Release 3.2.3.0.0 - Production on Wed Aug 13 10:25:37 1997 
Copyright © Oracle Corporation 1979, 1994. All rights reserved. 
Enter user-name: scott 
Enter password: 
Connected to: 
Oracle7 Server Release 7.2.3.0.0 - Production Release 
SQL> _ 

Artık sisteme girdiniz (logging on). “SQL>” komut iletisi SQL*Plus ‘ın sizin komutlarınızı kabul edip 
işletmeye hazır olduğunu gösterir. Şimdi bu komut satırından SQL komutlarını ya da PL/SQL bloklarını 
işletebilirsiniz. SQL*Plus ‘ı daha çabuk başlatmak için şu komutu kullanabilirsiniz; 
$ sqlplus scott/tiger 
Connected to: 
Oracle7 Server Release 7.2.3.0.0 - Production Release 
SQL> _ 
SQL*Plus ile işinizi bitirdikten sonra işletim sistemine geri dönmek için exit komutunu kullanabilirsiniz. 
SQL> exit 
Disconnected from Oracle7 Server Release 7.2.3.0.0 - Production Release 
$ _ 
Komutların Girilmesi ve Çalıştırılması 



Komutların girilmesi 
Bilgisayarınızın imleci (cursor) komut iletisinden sonra görünür. İmleç, sizin klavyeden gireceğiniz 
karakterin ekranda görüneceği konumu gösterir. SQL*Plus ‘dan yapmasını istediğiniz şeye karşı gelen 
komutu yazmanız gerekir. Genellikle komutlarla diğer kelimeler arasında boşluk ya da tab karakterleri 
olur.Bunların sayısı önemsizdir. Komut iletisinden girebileceğiniz üç tip komut vardır; 

SQL komutları 
PL/SQL blokları özel amaçlı SQL*Plus komutları (sorgu sonuçlarını formatlama, seçenekleri kurma) yardım 
sağlama. Herhangi bir SQL*Plus komutu hakkında yardım bilgisi almak için komut iletisinden HELP komutu 
ve ardından hakkındayardım istenen komutun adını girmeniz gerekir. 
SQL> help komut_adı 
Not : Eğer 2 "HELP not accessible" mesajını aldıysanız bu konuyu sistem yöneticinize bildiriniz. 

SQL komutlarının çalıştırılması 
Örnek veri tabanımızda yer alan tabloları kullanarak bir sorgu yazmaya çalışalım. Kazancı 2500$ ‘dan 
az olan çalışanları bulmaya çalışalım. Komut iletisinden komutun ilk satırını girdikten sonra return tuşuna 
basılırsa, SQL*Plus ikinci satır anlamına gelen 2 uyarısını gösterecektir. ; noktalı virgül komutun bittiğini 
gösterir. Bundan sonra SQL*Plus, komutu işletmeye başlayacaktır. 
SQL> select empno, ename, job, sal /* seçilecek olan nitelikler */ 
2 from emp where sal 
<2500; >Komutlarınıza eklemek istediğiniz açıklamaları (comment) "/* … */" şeklinde yazabilirsiniz. 
Sonuçların ve getirilen komutların sayısının gösterilmesinden sonra SQL*Plus tekrar komut iletisini gösterir. 
SQL*Plus Komut Sözdizimini (Syntax) Anlama 


SQL komutlarınızı istediğiniz sayıda satıra bölebilirsiniz. Fakat en anlamlısı satırlarınızı mantıksal bütünlük 
içeren gruplar halinde düzenlemenizdir. (Select, Where, Group By satırı gibi…). Aşağıdaki tüm sterimlerdeki 
sorgular özdeştir. 

SQL> select empno, ename, job, sal from emp where sal 
select empno, ename, job, sal 
2 from emp where sal 
select empno, ename, job, sal 
2 from emp 
3 where sal 
SQL komut satırı üç şekilde sonlanabilir; 
Noktalı virgül (semicolon ";") ile. SQL*Plus ‘a sizin komutu çalıştırmak istediğinizi söyler. 
Bölme işaret (slash "/") ile. Son girilen komutu çalıştırmak istediğinizi söyler. 
Boş satır (blank line) ile. Komuta bir sonraki satırdan devam etmek istediğinizi söyler. 
PL/SQL bloklarının çalıştırılması 
SQL*Plus içerisinden PL/SQL bloklarını da çalıştırabilirsiniz. SQL*Plus, PL/SQL yordamlarını sanki SQL 
deyimlerini işletiyormuş gibi düşünür. PL/SQL bloklarını bitirmek için en son satır olarak nokta “.”kullanılır. 
Aşağıda örnek bir PL/SQL bloğu biçimsel olarak verilmiştir. 
SQL> declare 
2 değişken_adı değişken_türü ; 
3 begin 
4 SQL _komutları ; 
5 end; 
6 .
İşletim sistemi komutlarının çalıştırılması 
Üzerinde çalıştığınız işletim sisteminin komutlarını SQL*Plus komut iletisinden çalıştırabilir ya da geçici bir 
süre için işletim sisteminin kabuğuna (shell) çıkabilirsiniz. 
SQL> host [komut]
Aşağıda pwd (print working directory) komutunun iki şekilde nasıl çalıştırılabileceği gösterilmiştir. 
SQL> host pwd ; komut doğrudan SQL*Plus ‘ın içinden çalıştırılıyor. 
/disk6/oracle/ogrenci 
SQL> host ; işletim sistemi kabuğuna çıkılıyor. 
$ pwd ;komut uygulanıyor. 
/disk6/oracle/ogrenci 
$ exit ;SQL*Plus ‘a geri dönülüyor. 
SQL> _ ;tekrar SQL*Plus ‘tayız. 
İşletim sistemi kabuğuna çıkmak, çalıştırılacak komut sayısı birden fazlaysa daha anlamlı olmaktadır. Ayrıca kabuğa çıktıktan sonra geri dönmek için SQL*Plus tekrar çalıştırılmamalı, bunun yerine exit komutu 
kullanılmalıdır. 
Çizelge Tanımlarının Listelenmesi 
Verilen bir çizelgedeki niteliklerin tanımlarını SQL*Plus ‘ın describe komutunu kullanarak görebilirsiniz 
(Kısaca desc olarak kullanılabilir.). 
SQL> desc dept 
Name Null? Type 
------------------------------- -------- ---- 
DEPTNO NOT NULL NUMBER(2) 
DNAME VARCHAR2(14) 
LOC VARCHAR2(13) 

Varolan Çizelgelerin ve Görüntülerin Listelenmesi 
Bunun için sistemde hazır olarak bulunan tab adlı çizelge kullanılır. 

SQL> select * from tab; 
TNAME TABTYPE CLUSTERID 
------------------------------ ------- ---------- 
CUSTOMER TABLE 
DEPT TABLE 
EMP TABLE 
SALES VIEW 
SALGRADE TABLE 

5 rows selected. 
Hata mesajlarının yorumlanması 
SQL*Plus bir hata yakaladığı zaman sizi uygun bir hata mesajı ile uyaracaktır. Mesela olmayan bir çizelgeden sorgulama yapmak isterseniz; 
SQL> select * from ta; 
select * from ta 
* 
ERROR at line 1: 
ORA-00942: table or view does not exist 
mesajını alırsınız. ORA hatanın türü, 00942 ise numarasıdır. 

Hata ile ilgili ayrıntılı açıklamaları Messages and Codes elkitabında bulabilebileceginiz gibi oerr 
programını da kullanabilirsiniz. 
$ oerr hata_türü numarası 

Komutlar Üzerinde Yapılabilen İşlemler 


SQL Buffer 
Son girilen SQL komutunun saklandığı bellek alanıdır. Girilen komut, bir yenisi girilene dek burada saklanır. Yani eğer son komut üzerinde bir başka işlem yapmak istiyorsanız, komutun tamamını yeni- 
den girmeniz gerekmeyebilir. 
komut kısaltma amacı APPEND metin A metin satırın sonuna metini ekler 
CHANGE /eski/yeni C /eski/yeni eskiyi yeni ile değiştirir 
CHANGE /metin C /metin satırdan metini siler 
CLEAR BUFFER CL BUFF tüm satırları siler 
DEL yok satırı siler 
INPUT I bir ya da daha fazla satır ekler 
INPUT metin I metin metini içeren bir satır ekler 
LIST L SQL buffer ‘ındaki tüm satırları listeler 
LIST n L n ya da n n numaralı satırı listeler 
LIST * L * aktif satırı listeler 
LIST LAST L LAST son satırı görüntüler 
LIST m n L m n m ve n arasındaki satırları listeler 
Çalışanlar tablosundan 10 numaralı bölümde çalışan kişilerin adlarını ve maaşlarını sorgulamak isteyelim. 
SQL> select deptno,ename, sal 

2 from emp 
3 where deptno = 10; 
DEPTNO ENAME SAL 
---------- ---------- ------- 
10 KING 5000 
10 CLARK 2450 
10 MILLER 1300
En son girdiğimiz SQL deyimi SQL buffer içinde tutulmaktadır. Bu deyimi list komutu ile görebiliriz. 


SQL> list 

1 select deptno,ename, sal 
2 from emp 
3* where deptno = 10
Karakteri aktif olan satırı göstermektedir. İstediğimiz bir satırı görmek için list komutundan sonra 
ilgili satırın numarasını vermemiz yeterli olacaktır. Bu sayede istediğimiz satırı aktif satır haline getirebiliriz. 
Şimdi sırasıyla birinci satırdaki bir değişikliği nasıl yaptığımıza bakalım. Sorgumuzu yanlış girdiğimizi 
varsayalım. 
SQL> select deptno,enm, sal 
2 from emp 
3 where deptno = 10; 

1 select deptno,enm, sal 
2 from emp 3* where deptno = 10 
select deptno,enm, sal 
* 
ERROR at line 1: 
ORA-00904: invalid column name /* tablomuzda enm diye bir nitelik yok */ 
Sorgumuzda yer alan enm nitelik değerini ename olarak değiştirelim. Ve sorgumuzu tekrar çalıştıralım. 
Bunun için önce ilgili satırı aktif hale getirmek gerekmektedir. 

SQL> list1 
1* select deptno,enm, sal 

SQL> change/enm/ename 
1* select deptno,ename, sal 

SQL> run 
1 select deptno,ename, sal 
2 from emp 
3* where deptno = 10 
DEPTNO ENAME SAL 
---------- ---------- ---------- 
10 KING 5000 
10 CLARK 2450 
10 MILLER 1300 
Çalışanları, aldıkları maaşa göre sıralı listelemek istersek, yazdığımız sorgunun sonuna order by sal 
komutunu eklememiz gerekecektir. Bunu yapmak için sorguyu yeniden yazmaya gerek yoktur. 
SQL> input /* aktif satırdan sonra yeni bir satır ekler */ 
4 order by sal; 

DEPTNO ENAME SAL 
---------- ---------- ---------- 
10 MILLER 1300 
10 CLARK 2450 
10 KING 5000 

SQL> list 
1 select deptno,ename, sal 
2 from emp 
3 where deptno = 10 
4* order by sal 
Sonuçları azalan sırada (descending) görmek istersek order by kalıbının sonuna desc kelimesini 
eklememiz gerekir. 
SQL> append desc /* aktif satır numarası zaten 4 idi */ 
4* order by sal desc 
SQL> list4 
4* order by sal desc 
SQL> run 
1 select deptno,ename, sal 
2 from emp 3 where deptno = 10 
4* order by sal desc 

DEPTNO ENAME SAL 
---------- ---------- ---------- 
10 KING 5000 
10 CLARK 2450 
10 MILLER 1300 
Şimdi sıralama ile ilgili bu dördüncü satırı silelim. 

SQL> list 4 /* satırı aktifleştir */ 
SQL> del /* sil */ 
SQL> list 
1 select deptno, ename, sal 
2 from emp 
3* where deptno = 10 
SQL buffer 'daki deyimleri belli bir satır aralığıda da listelemek mümkündür. 
SQL> list 1 2 /* 1. ve 2. satırları listele */ 
1 select deptno, ename, sal 
2* from emp 
Komutların Saklanması 
SQL buffer içindeki deyimleri save komutunu kullanarak bir dosyaya yazdırmak mümkündür. Save 
dosya_adı komutu çalıştırıldığında, SQL buffer 'ın içeriği uzantısı .SQL olan dosya_adı isimli dosyaya 
kaydedilir. 
SQL> save deptinfo 
Created file deptinfo 

SQL> host ls -l dep*.* 
rw-r—r-- 1 oracle dba 55 Agu 14 10:00 deptinfo.sql 
SQL buffer 'ın içeriğinin temizlenmesi 
SQL> clear buffer 
buffer cleared 
SQL> list 
No lines in SQL buffer. 
Komut dosyalarına açıklama satırlarının eklenmesi 
Yazdığınız komut dosyalarına ekleyeceğiniz açıklama satırları, bu dosyaların daha sonra da kolayca 
anlaşılmasını sağlayacaktır. Bu işlem üç şekilde gerçekleştirilebilir. 
SQL*Plus ‘ın REMARK komutu ile 
SQL komut ayıraçları ile, /* … */ 
ANSI/ISO karakterleri ile, -- 
REMARK SQL*Plus ‘ı öğrenmek için verilen örnekler tekrarlanmalıdır. 
/* SQL*Plus ‘ı öğrenmek için verilen örnekler tekrarlanmalıdır. */ 
-- SQL*Plus ‘ı öğrenmek için verilen örnekler tekrarlanmalıdır. 
Dosyalardaki komutların yeniden kullanılması 
Daha önce save komutu ile sakladığımız ya da herhangi bir editor yardımıyla oluşturduğumuz SQL 
deyimlerin get dosya_adı komutunu kullanarak SQL buffer 'a getirebiliriz. 
SQL> get deptinfo 
1 select deptno, ename, sal 
2 from emp 
3* where deptno = 10 
SQL deyimlerini toplu işlem (batch) olarak çalıştırmak istersek start dosya_adı komutundan 
yararlanabiliriz. 
SQL> start deptinfo 

DEPTNO ENAME SAL 
---------- ---------- -------- 
10 KING 5000 
10 CLARK 2450 
10 MILLER 1300 

ya da @dosya_adı komutu kullanılabilir. 
SQL> @deptinfo 

DEPTNO ENAME SAL 
---------- ---------- ---------- 
10 KING 5000 
10 CLARK 2450 
10 MILLER 1300 
Dept tablosunun niteliklerinin neler olduğuna bakalım. 
SQL> desc dept 
Name Null? Type 
------------------------------- -------- ----- 
DEPTNO NOT NULL NUMBER(2) 
DNAME VARCHAR2(14) 
LOC VARCHAR2(13) 

Bölüm numaralarını ve adlarını sorgulayalım. 
SQL> select deptno, dname 
2* from dept 

DEPTNO DNAME 
---------- -------------- 
10 ACCOUNTING 
20 RESEARCH 
30 SALES 
40 OPERATIONS 
SQL buffer içeriğini daha önce var olan bir dosyanın sonuna eklemek için append, üzerine yazmak içinse 
replace anahtar kelimesi kullanılır. 
SQL> save deptinfo append 
Appended file to deptinfo 

SQL> host cat deptinfo.sql 
select deptno, ename, sal 
from emp 
where deptno = 10 
/ 
select deptno, dname 
from dept 
/ 
Etkileşimli komutların yazılması 
SQL*Plus, kullanıcılara değişken tanımlama imkanı verir. 

SQL> DEFINE EMPLOYEE = SMITH 
SQL> DEFINE EMPLOYEE 
DEFINE EMPLOYEE = "SMITH" (CHAR) 

SQL> cl buff 
buffer cleared 
SQL> input 
1 select &col1, &col2 
2 from &tab 
3 ; 
Enter value for col1: deptno 
Enter value for col2: dname 
old 1: select &col1, &col2 
new 1: select deptno, dname 
Enter value for tab: dept 
old 2: from &tab 
new 2: from dept 

DEPTNO DNAME 
---------- -------------- 
10 ACCOUNTING 
20 RESEARCH 
30 SALES 
40 OPERATIONS 

SQL> save sel2col 
Created file sel2col /* geçerli dizinde sel2col.sql dosyası oluşturuldu */ 
Bu dosya artık start komutu ya da "@" (at) işareti ile çalıştırılabilir. 
SQL> @sel2col 
Enter value for col1: deptno 
Enter value for col2: dname 
old 1: select &col1, &col2 
new 1: select deptno, dname 
Enter value for tab: dept 
old 2: from &tab 
new 2: from dept 

DEPTNO DNAME 
---------- -------------- 
10 ACCOUNTING 
20 RESEARCH 
30 SALES 
40 OPERATIONS 
SQL> input 
1 prompt Aradiginiz calisanin numarasini giriniz 
2 accept enumber number prompt 'Emp. No. : ' 
3 select ename, job, sal 
4 from emp 
5 where empno = &enumber 
6 
SQL buffer 'daki deyimi zaten var olan bir dosya adıyla kaydetmek isteyelim. 
SQL> save sel2col 
File "sel2col.sql" already exists. 
Use another name or "SAVE filename REPLACE". 
Eğer olan bir dosyanın adını kullanmak istiyorsak komutu şu şekilde kullanmalıyız: 
SQL> save dosya_adı replace /* replace = yerini al */ 
SQL> save prompt1 /* SQL buffer içeriğini prompt1.sql dosyasına yazalım */ 
Created file prompt1 
SQL> @prompt1 /* ya da start prompt1 */ 
Aradiginiz calisanin numarasini giriniz 
Emp. No. : 7521 
old 3: where empno = &enumber 
new 3: where empno = 7521 

ENAME JOB SAL 
---------- --------- ---------- 
WARD SALESMAN 1250 

Komut dosyalarında parametre kullanımı 
Bu işlem, komutların etkileşimli çalıştırılmasına benzer olarak şu şekilde gerçekleştirilebilir. SelJob.sql 
dosyasının içeriği aşağıdaki şekilde olsun; 
select empno, ename, sal 
from emp 
where job = '&1' 
Komut çalıştırılırken dosya adından sonra girilen parametreler &1, &2 … şeklinde sıralandırılır. 
SQL> start SelJob CLERK 
old 3: where job = '&1' 
new 3: where job = 'CLERK' 

EMPNO ENAME SAL 
---------- ---------- ---------- 
7369 SMITH 800 
7876 ADAMS 1100 
7900 JAMES 950 
7934 MILLER 1300 
Yararlı Bazı Komutlar 
Spool [dosyaAdı | off] komutunu kullanarak işlettiğiniz komutların ve sonuçlarının uzantısı .LST olan bir 
metin dosyasına yazılmasını sağlayabilirsiniz. 
SQL> spool oturum.lst 
SQL> ... 
SQL> spool off 
Set pause [on | off] “metin” komutunu kullanarak uzun çıktılar üreten sorgularınızın ekranda sayfa sayfa 
görüntülenmesini sağlayabilirsiniz. 
SQL> set pause on 
SQL> set pause “Devam için NL tuşuna basınız...” 
Pause [mesaj] komutu kullanıcının enter tuşuna basacağı ana kadar işlemi dondurur. 

SQL> pause Devam etmek icin ENTER tusuna basiniz... 
Devam etmek icin ENTER tusuna basiniz... 
Clear screen komutunu kullanarak çalışma ekranınızı temizleyebilirsiniz. 
SQL> clear screen 
SQL*Plus ‘ın değişken tanımlayabilme özelliğinden yararlanarak kendiniz için bir metin düzenleyici 
öngörebilirsiniz. 
SQL> DEFINE_EDITOR = pico 
SQL> edit deptinfo 
Edit komutunu kullandığınızda pico programı çalıştırılacak ve size bir belge yaratma imkanı verilecektir. 
Belgeniz üzerindeki işleminiz bitip pico programından çıktığınızda tekrar SQL*Plus ‘a dönersiniz. 
Veritabanı ve İnstance 'ın Çalıştırılıp Kapatılması (startup and shutdown) 


Veritabanı sistem yöneticisi, veritabanının açılıp kapatılmasından sorumuludur. Oracle veritabanının 
herzaman kullanıcıların erişimine açuk olmasI gerekmez. VeritabanI yöneticisi onu istediği zaman açabilir. 
eritabanı açıkken, kullanıcılar veritabanının içerdiği bilgilere erişebilirler. Kapalıyken bu işlem yapılamaz. 
Veritabanı ve instance ‘ın yönetimi için screen ve line kiplerinde çalıştırılabilen iki tane program vardır. 
Bunlar; 
SQL*DBA (Örneklerimizde kullanacağımız araç) 
Server Manager (Sadece grafik kullanıcı arabirimi ortamında - Graphic User Interface GUI) 
Startup Adımları 
SQL*DBA ‘nın çalıştırılması 
Internal olarak bağlanma 
Start up 
Instance ‘ın başlatılması 
Veritabanının mount edilmesi 
Veritabanının açılması (open) 

ShutDown Adımları 

SQL*DBA ‘nın çalıştırılması 
internal olarak bağlanma 
instance ‘ın kapatılması 

SQL*DBA ‘nın çalıştırılması 
$ sqldba mode = line 
$ sqldba lmode = y -- line mode, yes 
$ sqldba mode = screen 
$ sqldba lmode = n -- line mode, no 

Ya da ORA_SQLDBA_MODE çevre değişkeni line ya da screen olarak kurularak kullanılabilir. 
Aşağıda SQL*DBA line modunda çalıştırılmıştır. 

$ sqldba lmode = y 

SQL*DBA: Release 7.2.3.0.0 - Production on Fri Aug 15 11:45:50 1997 
Copyright (c) Oracle Corporation 1979, 1994. All rights reserved. 
Oracle7 Server Release 7.2.3.0.0 - Production Release 

Veritabanına Internal Olarak Bağlanmak 
Veritabanının açılıp kapanma işlemleri önemli işlemlerdir ve Oracle ‘a internal olarak 
bağlanmayı gerektirir. Eğer internal olarak bağlandıysanız, artık sistemde en yetkili 
kullanıcı olan SYS olarak tanınırsınız. 
SQLDBA> connect internal 
Connected. 

Instance ‘ın başlatılması 
Veritabanı başlatılmadan önce veritabanının hangi durumda başlatılacağının seçilmesi gerekir. 
Veritabanı üç şekilde başlatılabilir. 

Başlangıç Durumu Kullanımı 
NOMOUNT veritabanını yaratmak için kullanılır 
MOUNT veritabanında bakım ya da kurtarma gerektiğinde kullanılır. 
OPEN veritabanını tüm kullanıcılara açmak için kullanılır. 

Start Up Işlemi; 
instance ‘ın başlatılması 
veritabanının mount edilmesi 
veritabanının açılması (open) 

NOMOUNT, MOUNT ve OPEN seçenekleri birarada kullanılamaz (mutually exclusive). 
Yani STARTUP MOUNT OPEN şeklinde bir komut olamaz. SHUTDOWN durumundan açık konuma 
geçmek için sadece STARTUP komutu kullanılmalıdır. 

SQLDBA> startup 
ORACLE instance started. 
Database mounted. 
Database opened. 
Total System Global Area 4451660 bytes 

Fixed Size 55648 bytes 
Variable Size 3978220 bytes 
Database Buffers 409600 bytes 
Redo Buffers 8192 bytes 

SQLDBA> _ 
Eğer veritabanı adım adım açılmak istenirse; 

SQLDBA> startup nomount 
ORACLE instance started. 
SQLDBA> alter database mount; 
Statement processed. 
SQLDBA> alter database open; 
Statement processed. 
SQLDBA> _ 
ya da; 

SQLDBA> startup mount 
ORACLE instance started. 
Database mounted. 
SQLDBA> alter database open; 
Statement processed. 
STARTUP [RESTRICT] [FORCE] [PFILE=fname] 
[NOMOUNT 
| MOUNT [EXCLUSIVE | {PARALLEL | SHARED} [RETRY]] 
| OPEN [RECOVER] [dbname] 
[EXCLUSIVE | {PARALLEL | SHARED} [RETRY]]] 
dbname : veritabanının adıdır. 
EXCLUSIVE : sadece geçerli instance ‘ın veritabanına erişmesine izin verir. 
SHARED ya da 
PARALLEL : birden fazla instance ‘ın veritabanına erişmesine izin verir. 
RETRY : paralel instance, 5 saniyelik aralıklarda tekrar başlatulmaya çalışılır. 
PFILE=fname : instance ‘ın karakteristiklerini belirleyen bir parametre dosyası belirlenir. 
FORCE : normal bir startup uygulanmadan once çalışan instance durdurulur. 
RESTRICT : kullanıcılara sınırlı bir erişim sağlar. 
RECOVER : veritabanı başlatıldığında medya kurtarma ‘yı uygular. 

Veritabanının kapatılması 
SHUTDOWN [NORMAL | IMMEDIATE | ABORT ] 
NORMAL : diğer kullanıcıların oturumlarını terketmelerini bekler. 
IMMEDIATE : o an işletilmekte olan SQL deyimlerini keserek commit edilmemiş 
değişiklikleri geri alır. 
ABORT : en hızlı kapatma biçimidir. Ne diğer kullanıcıların sistemden çıkmalarını 
bekler ne de commit edilmemiş değişiklikleri geri alır. 

SQL*DBA komut satırında shutdown komutunu girerseniz sırasıyla ; veritabanı kapatılacak, 
dismount edilecek ve son olarak da instance sonlandırılacaktır. 

SQLDBA> shutdown 
Database closed. 
Database dismounted. 
ORACLE instance shut down.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
ASP nedir?

ASP nedir?


Asp Microsoft tarafindan gelistirilmis bir script dilidir. Asil adi Active Server Pages (Etkin Sunucu Sayfalari)'dir. Asp çagimizda gittikçe yayginlasan bir dildir, bunun en büyük nedeni kolay yönetilebilir olmasi, veritabani baglantilari ile birçok form isini kolaylastirma gibi özelliklere sahip tabii bunlara birçogunu ekleyebiliriz.
Asp dosyalarini çalistirmak için bir browserdan baska asp teknolojisini taniyan bir server (sunucu) lazim. HTML dosyalarinda dosyanin üzerine iki defa tikladigimizda tarayimiz açiliyordu kodlari yorumlayip sayfayi gösteriyordu, ama asp dosyalarinda yani uzantisi. asp olan dosyalarin eger üzerine iki defa tiklarsaniz ya sadece kodlar görünecek ya da tarayiniz bu dosyayi download etmeye çalisacaktir. Çünkü sadece browser asp kodlarini yorumlayamaz ve az önce söyledigim seylerden biri olur. Iste bunlarla karsilasmamak için bir web sunucu kurmaniz gerekir tabii bu dili Microsoft gelistirdigi için Microsoft'un bir web sunucusunu kurmaniz lazim.Eskiden asp sadece Microsoft tabanli sunucularda çalistirilabiliyordu ama su an Unix tabanli isletim sistemlerinde de çalistirilabiliyor.

Eger Windows 95/98 kullaniyorsaniz PWS ( Personal Web Server - Kisisel Web Sunucu ) veya Windows 2000/Nt kullaniyorsaniz IIS( Internet Information Services - Internet Hizmetleri Yöneticisi ) kullanmaniz gerekir. PWS Windows 98 Cd'si ile birlikte geliyor ve CD'nin Add-on klasöründe bulunuyor. IIS ise Windows'a sonradan ekleniyor. Windows 2000 Professional da kurulmamis, Server da ise kurulmus olarak geliyor. Gerçi Windows 2000 de de Denetim Masasi*Program Ekle/Kaldir*Windows Bilesenleri Ekle/Kaldir'dan ekliyorsunuz.
Asp CGI/Perl'e karsi gelistirildigi düsünülmektedir çünkü Asp'den önce veri isleri, form doldurma, email yollama gibi isler için CGI kullaniliyordu ama CGI bazi yerlerde yetersiz kaliyordu özellikle veritabani islemlerinde ASP ise bu isi kolaylastirarak bize sunuyor.

Asp sunucu tarafli bir dildir.Peki bu nedemek? Sunucu tarafli demek kodlarin sunucuda yorumlarinip sonuçlarin istemciye gönderilmesi demek.Yani söyle açiklayim siz bir istemci olarak asp sayfalari kullanan bir siteye gittiginizde tarayiciniz sunucudan adresini yazdigini dosyayi ister.Sunucu bakar eger Asp dosyasi ise önce kodlari yorumlar bunu Asp.dll dosyasini kullanarak yapar ve eger hata yoksa bildigimiz HTML halinde sonuçlar çikar bunlarida tarayiciniza yollar tarayicinizda o kodlari yorumlayip sonuçlari size gösterir.Bir sitede eger bir asp dosyasini görüntülüyor olsaniz bile kaynaklarinda tek kelime bile asp kodu yoktur bunun nedeni az önce an yazdigimiz server tarafli olmasidir.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
SCSI (Small Computer System Interface) Kartlar

SCSI (Small Computer System Interface) Kartlar

SCSI yani türkçesiyle küçük bilgisayar sistemleri ara birimi Hard Disk, CD-ROM gibi yüksek hızlı çalışan donanımlardan birden fazlasını ( En çok 7 tanesini ) verimli olarak çalıştırmamızı sağlayan kartlardır. Başka bir deyişle bilgisayarın yan birimleriyle bağlantısını sağlayan bir donanım parçasıdır.
SCSI arabirimler, IDE ( Integrated Device Extensoin ) ve Enhanced IDE arabirimlere göre daha hızlıdırlar. IDE arabirimler ise daha ucuzdurlar ve standart olarak bilgisayarın üzerinde bulunurlar.
SCSI Kartlar bir donanım aygıtıyla PC ' miz arasında anakart ve donanımlar arasında ki veri yolu gibi iletişimi sağlayan bir veri yoludur. Yani SCSI Kartlar alternatif bir veri yoludur.
Yüksek transfer hızlarındaki aygıt arabirimleri ve veri yolu sistemleri için bir standart SCSI veri yolu sistemleri değişik veri yolu genişliklerine sahiptir. SCSI her bilgisayara uyumlu ( PC, Mac, Amiga, Sun, Silicon Graphics ) bir arabirim sadece diskleri değil ; scanner, printer, cd-rom sürücü, cd-rom yazıcı, zip drive gibi başka çeşitli cihazları destekliyor.
Genellikle bir SCSI kontrol kartı aldıktan sonra SCSI aygıtları kullanabiliyoruz. Yüksek hızı ve EIDE ' den daha fazla aygıtı aynı anda çalıştırabilmesi sebebiyle profesyonel kullanıcılar tarafından daha çok tercih ediliyor. NEC ve SEAGATE firmalarının evrensel bir standart geliştirme amacıyla yola çıkmaları sonucu oluşan bu arabirim bir komut seti kullanıyor. 8 bit genişliğinde veri yolu kullandığı için ve bu kontrol kartı da 1 bit veri yolunu kullanması sebebiyle 7 tane aygıt aynı anda kullanabiliyor. SCSI ' lerde bilinmesi gereken bir ayrıntı da hemen hemen tüm veri transfer sistemlerinde olduğu gibi SCSI ' nin de yüksek frekanslarda çalışması ve bu yüzden istenmeyen sinyal yansımalarını önlemek amacıyla sonlandırıcı kullanmak gerekir.
IDE ve SCSI arabirimi kullanan hard diskler arasındaki ilişki çok basit ; IDE olanlar ucuz, SCSI olanlar pahalı ve hızlı dır. Hızlı olan aslında SCSI ' nin kendisidir. Sabit diskler birbirlerine çok yakın hızda çalışıyorlar. Aslında SCSI ' nin işlemci ile iletişimi daha hızlı olduğundan ucuna bağlanan cihazlar da daha hızlı oluyor.
Arabirim teknolojisinin hard disk teknolojisinden daha hızlı ilerlediğini söyleyebiliriz. Bir çok sabit disk, CD-ROM, yazıcı, scanner, DAT streamer ve benzeri aygıtlara sahip bir sistemler için SCSI ' den başka çıkar yol yoktur. Satın aldığımız SCSI kontrol kartının ucuz değil, markalı ve iyi sürücü desteği olan bir kart olmasına dikkat etmeliyiz. PCI bir anakartımız varsa mutlaka PCI bir SCSI kontrol kartı almalıyız, ISA kartlar performansı bir hayli düşürür.
SCSI kartımıza hem dahili ( iç ) hem de harici (dış ) donanımlar bağlanabilir. Bir SCSI karta SCSI uyumlu 7 donanım bağlayabiliriz. SCSI kartlar ile bağladığımız SCSI aygıt ile aralarındaki iletişim 50 telli kablolar ile yapılır. SCSI kablosu bağlandığı donanımı kontrol etmek ve onunla iletişim sağlamakla görevlidir.
Bir SCSI donanımı giriş ve çıkış olmak üzere iki porta sahiptir. Çıkış kablosu bir SCSI donanımına örneğin SCSI Hard Diskine bağlanır.
Bir SCSI kartına bağladığımız kartlar bir zincir oluşturur ( Daisy Chame ). Papatya zinciri denen bu yapı eklenen her aygıtla daha da genişler. Bu genişleme 7. ve son SCSI aygıtla biter. Bu son aygıt SCSI sonlandırıcı ile sonlandırılır (Terminatör ). Bazı SCSI aygıtları üzerlerinde ki jumper ayarlarıyla da sonlandırma işlemi yapılabilir.
SCSI kartına bağladığımız her aygıt 0 ile 7 arasında bir numara alır. Böylece SCSI kartı kendisine bağlanan donanımı birbirinden öncelik derecesini belirlemeyi olanaklı kılar. Aygıtın öncelik derecesi jumper ya da bir DIP swich ' le ayarlanır.
Bir SCSI donanımının öncelik sırası SCSI adresi ile belirlenir. Adres numarası büyük olan donanım önceliğe sahiptir. Yani 7 numaralı adresi kullanan donanım tüm diğer donanımlara göre öncelik sahibidir.
Şu Şartlar Altında SCSI ' ye İhtiyacımız Var Denebilir :
Üç yada daha fazla disk bağlamak zorundaysak,
5 GB' dan büyük diskler kullanmak zorundaysak,
Bir ağ sunucusu kuruyorsak,
Grafik ağırlıklı çalışacak bir makine kuruyorsak,
PC' mizin bütün imkanlara açık ve her an genişletilebilir tutmak istiyorsak,
SCSI' nın bütün yararlarına rağmen IDE kadar popüler olmasının bir sebebi var. PC üreticileri daha kolay ve ucuz olan IDE - çözümünü boardların üstüne eklediler. Şu anda herhangi bir board alıp buna 4 adet IDE cihaz bağlamak mümkündür. SCSI kartımız yeterince iyi olmazsa, kendisine bağlı cihazları da firenler. 5 GB ve üzeri kulvarında SCSI yüksek devir hızlarıyla kesinlikle liderliğini koruyor. Ancak daha ufak disklerde IDE' ler hız açısından SCSI 'lere yetişmiş durumdadır.

SCSI Kartının Kurulumu

SCSI kartının kurulumunda en önemli unsur çakışmaların önüne geçmektir. Bu nedenle kartın kullandığı DMI ve IRQ adreslerini bilmemiz gerekir. Bu adreslerin varsayılan değerlerini SCSI kartıyla birlikte verilen kitapçıkta bulabiliriz.
Eğer bu adresleri kullanan başka aygıtlar varsa SCSI ayarlarını boş bir DMA ve IRQ adresine taşımalıyız. Bu ayarlamaları kartımızın jumper ya da DIP swich ayarlarıyla yapabiliriz. Bunun için yine baş vuracağımız kaynak SCSI kartımızın kitapçığıdır. Aynı zamanda yeni üretilen SCSI kartlar ( PnP ) tak çalıştır uyumludur.
SCSI Kartlar, CD-ROM, sabit disk ve benzeri aygıtlar için oldukça verimli bir arabirim olmasına rağmen, kurulumu ve yönetimi açısından çoğu kez beklenenden daha çok sorun çıkartmaktadır.
SCSI denetleyiciler IDE ve EIDE diğer veri yollarına göre çok daha geniş imkanlara sahiptir. Öncelikle bir SCSI kart ile birbirinden farklı yapılardaki 7 ayrı aygıtı kontrol etmek mümkündür. Fakat bu avantaj bazen zorlukları da beraberinde getiriyor. Örneğin karta bağladığımız yeni bir aygıtın çalışmaması ve bu problemi çözmek için harcanan uzun zaman gibi.
SCSI kartlarda sık karşılaşabileceğimiz ve dikkat etmemiz gereken konular, biraz daha dikkat ve metodik çalışma ile problemin aşılması sağlanabilir.
SCSI Kartlarda Sonlandırma İşlemi
SCSI denetleyici ile aygıt arasında ki sinyal hattı sonlandırıcı adı verilen dirençler yardımıyla belirli bir seviyede tutulur. Bu nedenle SCSI kartlarda sonlardırma işlemi çok önemlidir.
Eğer sonlandırma işlemi yerine getirilmezse ;
SCSI kontroller bağlantıdaki donanımı göremez.
Bağlı aygıtların tanımlamalarını yapamaz.
SCSI aygıt sürücüleri yüklenirken kilitlenir.
Doğru bir sonlandırma işleminde SCSI kablosunun her iki ucunda da bitiş direnci (Terminatör ) bulunmaktadır. Dahili donanımlarda kablonun bir ucu SCSI kartına, diğer ucu da bağlantı kablosunun ucunda ki son aygıtta olmalıdır. Yani birden fazla SCSI aygıt kullanılıyorsa sonlandırma zincirin en ucunda ki donanımda yapılmalıdır.
Eğer sistemimizde DAHİLİ ve HARİCİ SCSI donanımlarını birlikte kullanıyorsak ; her iki aygıt grubunun son elemanlarını sonlandırmalıyız ( Son dahili ve son harici aygıt ). SCSI aygıt denetleyicisindeki sonlandırıcıyı iptal etmeliyiz.

SCSI ID Numaraları

SCSI ID numaraları donanımlarla eş zamanlı erişim durumlarında önceliğin hangi donanıma verileceğini belirler. Bir SCSI kartta 0 - 7 arasında ID numaraları bulunur. ID numarası 7 olan aygıt erişimde diğer aygıtlara göre erişim önceliğine sahiptir.
ID numarası 0 olan bir aygıtı, diğer tüm SCSI aygıtlar veri yolunu kullanmadığı zaman kullanabiliriz.
Bir ID numarası asla alt pozisyonda kullanılamaz. Yani iki farklı SCSI aygıta aynı ID numarası verilemez.
EIDE diskler geliştirilmiş standardı ve artırılmış performansları sayesinde SCSI disklerden pek de geri kalmıyorlar. Üstelik fiyatları da oldukça ucuz ve ayrıca bir arabirim kartına ihtiyaç duymuyorlar. Ancak SCSI arabirimi kartımız zaten varsa ve yüksek performans için bir miktar daha fazla para ödemekte hiçbir mahzur görmüyorsak SCSI arabirimli bir sabit disk alabiliriz. Bir SCSI arabirim kartına 7 adete kadar SCSI aygıtı bağlayabiliriz. Bu aygıtlar, sabit disk, CD-ROM, teyp yedekleme birimi, tarayıcı olabilir.
SCSI ile IDE arasındaki en önemli fark ise IDE arabirimi kullanan disklerin devir sayılarının SCSI ' lere göre daha yavaş olmasıdır. Bu yüzden SCSI diskler daha çabuk ısınıyor. Buna karşın IDE disklerin erişim süreleri SCSI ' lere göre daha fazladır. Kullanıcı açısından erişim sürelerinin düşük olması önemli bir etmendir.

SCSI Sabit Disk Sürücü Yerleştirmek

Bu bölümde de bazı sabit disk sürücü bilgileri SCSI sürücüleri içinde uygulanır. Yine de, SCSI sabit disk sürücü yerleştirmede bazı önemli değişiklikler vardır.

SCSI Sabit Disk Sürücü Kablosu

İlk olarak sabit disk sürücü ile denetleyici arasında tek şerit kablo vardır. SCSI arabirimi, temel olarak ( MFM, RLL ve ESDI sabit disk sürücülerini destekleyen ) ST- 506 arabiriminden farklı olduğundan SCSI denetleyici bağlantısı için de farklı bir kablo gerektirir. Tipik bir SCSI kablosu 50 hattan oluşur ve kontrol hattını ve veri hattını tek bir kabloda birleştirir. Kablo düzdür ( yani diğer sabit disk sürücülerin tipik özlliği olan bükülmüş sona sahip değildir ).
Bir SCSI sabit disk sürücüyü yerleştirmek için adımlar :
Sabit disk sürücü üzerindeki " sürücü seçim " atlatması ( jumper ayarları ) yapılır.
Sabit disk sürücüsü, denetleyiciye ve güç kaynağına bağlanır.
Sabit disk sürücüsü ayarlanır.
Sabit disk sürücüsü bölümlenir.
Sabit disk sürücüsü formatlanır.
Sabit disk sürücüsü test edilir.
Sabit disk sürücüsü PC kasasına fiziksel olarak yerleştirilir.
Bazı SCSI sabit disk sürücüleri hiçbir şekilde alt düzey formatlanmamalıdır. Buna göre, alt düzey bir format SCSI denetleyicisi için
SCSI sabit disk sürücüleri üreticisinden hazırlanmış şekilde gelir. SCSI denetleyicisi sabit disk sürücünün fiziksel parametrelerini sabit disk sürücü üzerine yerleştirilmiş tanıtım işaretleri ile ayırt eder. SCSI sürücüsüne alt düzey format atılıp atılmayacağını imalatçısına sormalıyız.
Hayati önem taşıyan sürücü tanıtımı (ID)girişlerine zarar verir. Eğer bu olursa, sabit disk sürücü kullanılmaz hale gelir.
Sabit disk sürücü üzerindeki " sürücü seçim " atlatması ayarlanır.
Bir SCSI denetleticisinin yönetebileceği aygıtları, aygıt üzerindeki SCSI - ID ayarlarıyla ayırt edebiliriz. Bu SCSI - ID, temel olarak aygıtların bulunabileceği ve kontrol edilebileceği bir adrestir.
Bu adresler 0 'dan 7'ye doğru sıralanırlar, çünkü SCSI denetleyicisi 8 ' e kadar aygıt yönetebilir. Sabit disk sürücü adreslerini atlatmalar üzerinden veya DIP anahtarları seti üzerinden ayarlarız. Sabit disk sürücüyü bilgisayarımızdaki ilk ve tek SCSI aygıtı olarak yerleştiriyorsak, SCSI - ID ' yi " 0 " a ayarlamalıyız.

Sabit disk sürücüsü, denetleyiciye ve güç kaynağına bağlanır

Diğer sabit disk sürücü sistemleri gibi bu da denetleyiciye şerit kablo ile bağlanır. SCSI arabirimi, kontrol ve veri hatlarını birleştiren geniş, 50 hatlı bir tek kablo kullanır. Kablo, her iki ucunda da 50 delikli iğneli bağlaca sahiptir. Kablonun işaretli tarafı PIN 1' e karşılık gelecek şekilde denetleyici üzerindeki 50 iğneli bağlaca bağlanır. Kabloyu, ayı şekilde sabit disk sürücüye bağlarız.
Genellikle, sabit disk sürücü bağlacının birinci bacağı, iç tarafta, güç bağlacının yanındadır. Normalde, sabit disk sürücü elektronik devreler üzerinde bacak 1 ve 2 veya 49 ve 50 ' de etiketlenmiştir.
Sabit disk sürücü ve denetleyici arasındaki bütün kablo bağlantılarını yaptıktan sonra, denetleyici, anakart üzerinde 16 bit ' lik boş bir yuvaya takılır.
Sabit disk sürücüye gücü, diğer sabit disk sürücülerinde olduğu gibi sağlanır. Sürücü, güç kaynağının serbest bir güç bağlayıcına takılır. Fiş ve priz birbirine rahatça uyacak şekilde tasarlanmıştır. Böylece kuvvet kullanmadan bunları yanlış şekilde takmak olanaksızdır.

Sabit disk sürücüsü ayarlanır

Bütün kablo bağlantılarını yaptıktan sonra, sabit disk sürücü elektronik devre kartı yukarı bakacak şekilde PC ' nin güç kaynağı üzerine yerleştirilir. Şimdi ekranı, klavyeyi ve güç kaynağını PC ' ye yeniden bağlarız. A sürücüsüne sistemi yükleyebilen bir disket yerleştirip PC ' yi açarız. Otomatik açılma sisteminden sonra, sabit disk sürücü denetleyicisinin SCSI BIOS' U başlar. SCSI denetleyicisinin sabit disk sürücüyü bulması ve ekranı görüntülemesi biraz zaman alabilir. Bir bakıma sabit disk sürücü kendini denetleyici üzerine ayarlar.
SCSI sabit disk sürücü CMOS SETUP programında ayarlanmaz. Bir SCSI sabit disk sürücü için doğru giriş, " NOT INSTALLED " veya " NONE " dir. Eğer bir sabit disk sürücü ayarlamaya kalkışılırsa PC ' de bir hata mesajı görüntülenir.
Eğer sabit disk sürücü CMOS ' a girilmemişse, PC, sabit disk sürücü denetleyicisinden bir mesaj aldıktan sonra işletim sistemini disketten yükler.
Bölümleme, Formatlama, Test etme, Vidaları sıkıştırma
Bir MFM sabit disk sürücü yerleştirmedeki 4 ' den 7 ' ye kadar olan adımlar takip edilir. Adımlar MFM sabit disk sürücülerindekilerle aynıdır. Tüm adımlar doğru yapılırsa hiçbir hata oluşmaz. SCSI sabit disk sürücüyü yerleştirilmiş oluruz.
Bu durumda, denetleyiciyi sabit disk sürücüye bağlayan şerit kablonun sabit disk sürücüler için iki bağlacı olduğunu ve ikinci sabit disk sürücünün SCSI - ID ' sinin "1 " e ayarlanmış olması gerektiğini unutmamalıyız. Sabit disk sürücüleri kabloya hangi sırayla bağladığımız denetleyiciyi ilgilendirmez.
İkinci sabit disk sürücü için de DOS, FDISK ve FORMAT programlarını çalıştırmalıyız. FDISK programını başlattıktan sonra, herhangi bir seçeneği seçmeden önce ikinci sürücüye geçtiğimizden emin olmalıyız. Formatlarken ikinci sürücü için "D: " sürücüsünü kullanmalıyız. Sistem dosyalarını sadece birinci sabit disk sürücüde saklayacağımız için " / S " anahtarını koymamalıyız.

SCSI Adaptörünü Nasıl Kurmalıyız ?

Adaptec kartları nerede ise SCSI kelimesi yerine kullanılacak kadar popülerler. Endüstri lideri Adaptec olmasına rağmen ondan daha ucuza ve neredeyse aynı performansa sahip rakipleri de mevcut. Buslogic ve Fture Domain bunlardan ikisi. Türkiye ' de yaygınca kullanılan ama pek o kadar da iyi olmayan NCR SCSI kartları da listeye ekleyebiliriz. Bu kartın kurulumu çok basit çünkü PCI ve PnP ' yi destekliyor. Yapacağımız tek şey kasayı açmak, boş bir PCI yuvası seçmek ve kartı oraya takmak. Bilgisayar açıldığında PnP sistemdeki boş IRQ ' ları keşfedip, en uygununu Adaptec ' e ayırır ve hemen kullanmaya başlarız. Ne diskleri BIOS ' a tanıtma ne de başka bir şey gerekiyor.

SCSI Adaptörünün Ayarları

Adaptec 2940' lar gibi birçok SCSI kontrol kartının kendi BIOS 'ları olur. BIOS' lar hem ayarları kontrol etmek için hem de bu ayarları anakart BIOS ' una bildirmek için kullanılır. Adaptec kartlarında bu BIOS ' a ulaşmanın yolu, sistem açılırken SCSI kartına geldiğinde, yani ekranda SCSI kartıyla lakalı yazılar çıkmaya başladığında < CTRL - A > tuşlarına basmak. Configure / View Host Adapter Settings ' e girdiğimizde adaptörün SCSI ID ' sinin ( değiştirmemeliyiz ) hangi diskten BOOT edileceğini ve bir sürü başka konfigürasyon ayarını kontrol etmemiz mümkün.

SCSI Cihazlarını Dikkatle Ayarlamamız Gerekiyor

Bir cihazın SCSI kontrol kartına takıldığında çalışabilmesi için, doğru ilişkilendirilmiş bir SCSI - ID taşıması gerekir. Bu normal SCSI ' de 0 ' dan 6 ' ya (Ultra Wide SCSI ' de 0 ' dan 14 ' e ) bir rakamdır ; her cihazın kendi numarası olmalı ve bunlar çakışmamalıdır. Cihazlara numara vermek için üzerlerindeki ufak anahtarlar ya da jumper ' ler kullanılır.
Kartımıza External cihazlar bağladığımızda SCSI kablosunun sonlandırılması da önemlidir. SCSI cihazları zincir şeklinde birbirlerine bağlandıklarından üzerlerinde bir SCSI in bir de SCSI out çıkışı bulunur. Zincirin sonundaki cihazın SCSI out çıkışına bir sonlandırıcı takılmalıdır. Her dışsal SCSI cihazının kutusundan bu sonlandırıcıdan bir tane çıkmaktadır. İçsel cihazların sonlandırılması da jumper ' ler aracılığı ya da otomatik olarak yapılır. SCSI sorunlarının başında yanlışlıkla sonlandırılış iki cihazın bir arada zincire dahil olmasından kaynaklanır. SCSI zincirinin sonlandırıcılarından birisi de kartın kendisidir. Yani karta bağlı birinci cihazın sonlandırılması ( eğer tek cihaz değilse ) gerekmez.
( Terminatör ) kapatılmak durumundadır. Aradaki tüm aygıtlar sonlandırılmamalıdır. SCSI - Controller bir taraftan zinciri kapatır. Host Adaptörde araya harici aygıtlar sıkıştırılacaksa, sonlandırıcıları yazılımla iptal edilmeli ve son harici aygıta bir sonlandırıcı takılmalıdır.
Normalde SCSI - Controller, dirençler için sonlandırıcı gerilimlerini sağlar. Aynı görevi yerine getiren başka bir aygıt bağlanınca, bu fonksiyon jumper ile iptal edilmelidir.

SCSI ' nin Getirdikleri

İlk zamanlarda DOS ile entegrasyonun zayıflığı ve diğer ürünlerle uyumsuzluğu PC ' lerde SCSI kurulumunu oldukça zor kılmıştı. İki farklı birimi tek bir SCSI kartıyla bağlamak nerede ise imkansızdı ve yapacağımız işi fazladan masraf ve birazda sinir bozukluğu ile ancak bitire bilirdik. SCSI-1 olarak bilinen ilk SCSI standardı saniyede en fazla 5 MB veri aktarabiliyordu. Zamanında saniyede en fazla 2.4 MB veri aktarabilmesine rağmen daha da az uyumsuzluk problemleri gösteren ve hemen hemen benzer kapasitelere ulaşan ( 1GB) ESDI standardı sabit disklerle ciddi bir rekabet yaşanmıştı.
Ancak sabit disklerden başka bir birimi kontrol edemeyen ESDI, SCSI -2 ' nin daha hızlı ve daha yüksek kapasitelere ulaşacağı haberleri duyulunca tahtını bırakmak zorunda kaldı. Yeni SCSI - 2 sürücüleri dünyanın en hızlıları arasında ve günümüzün saniyede 3-4MB veri transferini ancak yapabilen IDE sabit disklere üstünlüklerini kabul etmiş durumdadır. Bir yandan da geliştirilmiş kontrol kartı ve yazılımlar, SCSI uyumlu birimlerin kurulumunu kolaylaştırmış durumdadır. Yani SCSI, hala sorunları olmasına rağmen eskisinden daha çok şey sunuyor.
Doğal olarak bu faydalıkların bir fiyatı da var. SCSI - 1 standardı bir sabit diskin fiyatı benzer kapasitede bir IDE ' den 100 $ - 150 $ pahalıdır. Hızlı SCSI sabit diskler ise 200 $ ve üzerindedir.
SCSI ile çalışmak için özelliklerini anlamak gereklidir, çünkü diğer hiçbir PC arayüzüne benzemez. Henüz hiçbir PC işletim sistemi SCSI ' ye, IDE ve ESDI ' ye verdiği desteği vermiyor. Bu yüzden de sisteme sürücü yazılımlar eklemek gerekmektedir.
SCSI ekleme kartı, ya da ev sahibi adaptör diyebiliriz, aslında kendi içinde de bir sistem veriyoluna sahiptir ( BUS ). Veri, takılı tüm birimlerin arasına gönderilir ve hem veri hem de ev sahibi bilgisayar arasındaki haberleşmeyi bu adaptör kontrol eder. Takılı tüm birimler de akıllıdır ve kontrol kartından SCSI komutları okuyan, komut gönderebilen ve çalıştırabilen kendi dahili kontrol mantıklarına sahiptirler. Bir sürücü, ev sahibine SCSI komutları ve formatında ulaştığı sürece gelen veriyi kendi içinde istedikleri gibi kullanırlar. Bu yetenek, birimin komutları işlemesini geciktirse de, sisteme bir esneklik kazandırır. Verinin sitemden bağımsız olarak adresine ulaşabilmesi için ev sahibi adaptör de dahil olmak üzere tüm takılı birimlerin 0 ' dan 7' ye kadar bir numarası vardır.
Bir PC ' ye, her birine en fazla 7 adet birim bağlanmış olarak, birden fazla SCSI ev sahibi adaptör takılabilir. Her bir adaptörün kendi veriyolu vardır ve makineye takılı olanı birincil adaptör olarak düşünürsek, ona da bir ikincil adaptör bağlayarak zincirlemesine kapasite artırımına gidilebilir. Bu ikinci yaklaşım teorik olarak bir PC yuvasına bağlanabilir sürücü sayısını artırır ancak bugün bunu yapabilecek yazılım için de epey dolaşmak gerekir.
Düz bir kablo, dahili SCSI sürücülerini sistem veriyoluna bağlar, harici üniteler de ev sahibi adaptörün arkasına papatya tip zincirleme ile eklenir. Veriyolunun her iki ucu da, zincirin sonunu sisteme bildirmek için sonlandırılmalıdır. Genellikle SCSI ev sahibi adaptör bir ucu sonlandırır, diğer ucunda da bir dirençten başka bir şey olmayan SCSI olması gerekir, ama hem dahili hem de harici sürücülerimiz varsa bu sonlandırıcı takılmaz.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Modem Hakkında Detaylı Bilgi

Modem Hakkında Detaylı Bilgi
Kod:
Modem Hakkında Detaylı Bilgi 
  
 
Modem Nedir ? 
Sözlükteki anlamı; mo (dulateur) ve dem (odulateur) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Mo bilgi, dem ise işlem anlamına gelmektedir. Bir uzaktan bilgi işleme tesisinde, bir merkez ordinatöre bir telgraf veya telefon hattıyla bağlanmış olan çıkış ve giriş üniteleri yakınına yerleştirilen cihaz; bu cihaz bir modülatör ve bir demodülatörden meydana gelir. (Modülatör, çıkışta iki sayılı bilgileri modüle edilmiş işaretler haline dönüştürür. Bu işretler demodülatör tarafından alıcıya gönderilmeden önce ilk biçimlerine getirilir. Sonuçların ulaştırılması aynı ünitelerle yapılır.)
Terim anlamı; bilgisayarımızın başka bir bilgisayar veya ağ ile iletişim kurabilmesi için ya bir ağ adaptörüne veya çevirmeli bir ağ bağlantısı kurabilmek için modeme ihtiyacımız vardır. Ağ adaptörleri genellikle yakın mesafede hızlı ve güvenli veri iletişimi için tasarlanmıştır. Bu şekilde bir bağlantı için uygun bir ağ yazılımı veya işletim sistemi tarafından destelenen bir bağlantı türü gereklidir. Ama araya uzak mesafeler de girerse iş biraz zorlaşacaktır. İki ayrı şehirdeki bilgisayarı birbirine bir ağ kablosuyla bağlayamayacağımızdan ya bir kiralık bir hat alacağız ya da işimiz kısa sürecekse normal telefon hatları üzerinden veri aktarımını seçmeliyiz. Bu iş için en pahalı seçenek de budur. İşte bu şekilde bir bağlantı için bize gereken donanıma kısaca modem diyoruz.
Modemler bilgisayardan gelen dijital verileri, telefon hattı üzerinden iletilebilmesi için gereken analog sinyal şekillerine çevirir. Karşı taraftaki modem, bizim göndermiş olduğumuz bu sinyalleri tekrar eski dijital hale yani 0 ve 1' e çevirir.Böylece bilgi alışverişi olur. Modemler vasıtasıyla aktarılan analog veri deseni hattaki ek sinyaller nedeniyle orjinal veri ile istem dışı bir birleşmeye yol açar; ve verinin orjinalini bozar.Burada istenmeyen ek veri sinyalinden kasıt telefon hattını fiziksel yetersizliklerinden dolayı oluşan parazitlerdir.Bu nedenle sisteminiz için kullanmayı düşündüğünüz modem hataları en aza indirilebilecek bir yapıya sahip olmalıdır. Ortaya çıkabilecek problemler çoğunlukla geri çevrilebilir.Hatayı düzeltmek için gönderilen veri paketinden sonra bu veriyi tanımlayan ek bir veri paketi yollanır.Bu paket bir parity bitidir.Veri diğer uca ulaştığında ek veriyle karşılaştırılır.Veride bir hata bulunursa veri paketi tekrar istenir.Eğer hem veri paketinde hemde parity bitinde hata söz konusu olursa sistem çalışmaz.
İki bilgisayar arasındaki bağlantı sırasında oluşan bir hatanın nerede ve neden kaynaklandığını bulmak için üç aşamalı bir yol izlenir.Hata durumunda gönderici modem kendini test eder, hata kendinden kaynaklanmıyorsa karşı modeme kendisini test etmesini bildirir.Eğer hata her iki modemde de değilse kullanılan hattın testi yapılır.
Modemlerde veri iletişimi Yarı-dublex yada tam dublex olmak üzere iki durum var.Yarı dublex bir veri iletişiminde, giden veriye karşılık gelen veri aktarımı olur.Tam dublex'te ise aynı anda hem gönderim hem alım işlemi yapılır. 
Gelişen teknoloji sayesinde hemen hemen tüm modemlerde faks özelliği ve bazı modemlerde de ses kartı özelliği aldığınız modem kartlarının üzerine gelmektedir.
Modemler telefon hattı üzerinde 300 ile 3000hz arasında analog ses dalgaları iletir.Bu gerçek zamanlı bir konuşmadır.Modem bağlantısı seri portlar tarafından sağlanır.Seri porttaki bu veri iletişimi UART Chipi tarafından sağlanır.UART Chipi cinsine göre modemin hızı belirlenir.Örneğin modemimizin chipi 16550 ise yaklaşık hız 33600 civarındadır.
Veri iletişiminde Digitalden Analoga ve Analogdan Digitale geçiş işlemi DAC'e ADC tarafından yapılır.Veri aktarımında sesli veriler kullanılıyorsa işin içine DSP(Digital Signal Processor) girmektedir.Çünkü ses verileri daha yoğun ve geniş bir işlemdir.Digital sinyal işlemci yani DSP modemin enm önemli parçasıdır.Verinin iletişimine uygun hale gelmesini ve seslerin iletilebilmesini sağlar.
Modemler telefon hattı üzerinden her iki yöne, ses bandında 300 ila 3.000 Hz arasında analog sinyaller gönderir. Bu iki frekans bandı arasında analog ses dalgalarıyla veri paketlerini iletirler. Konuşma esnasında da sesleri seri kapıdan yani RS-232C' den çıkar. Bu kapılar her bilgisayarda mevcuttur. Standart olarak seri kapı 1(COM 1 ), farenin bağlanması içindir. Bazı sistemlerde fare, PS/2 arabirimi üzerinden bağlandığı için COM 1 (seri kapı 1) işgal edilmez. Seri kapılar 9 ve 25 iğnelik erkek konnektörlerden yapılmıştır. Bazı sistemlerde her ikisinin de olmasına karşın, bulunmama ihtimali de mevcuttur. Modeminizle birlikte bu kapılar için uygun jaklı bir kablo verilecektir.
Önceden BBS' ler vardı. Bir bilgisayar, bir modem ve bir BBS programıyla sanal dünyada gezinti yapılabiliyordu. Ayrıca dosya alış-verişi yapılıyor veya mesajlaşılıyordu. Önceden sanal dünya çok dardı ve burada gezinti çok yavaş işliyordu. Daha sonra sanal dünya genişledi. O kadar genişledi ki internet evlere girdi. Biraz yavaştı ama herkes interneti biliyordu. İnternet dünyasını gezip, görmek istiyorlardı. Bilgisayar firmaları da bu alana yöneldiler. Sürat önem kazandı. Sürat ve daha rahat bilgi alabilmek için modemler de geliştirilmeye başladı. Bir çok modem markası çıkarıldı. Bu çıkan modemlerde windows95 gibi programlara uyumu ve tam performansta çalışması önem kazandı. 
Kullanım Alanları


Bir modeme sahip olmak demek çok geniş bir bilgi dünyasının kapısında olmak demektir. İnternet ve BBS bağlantıları bize bu bilgi dünyasının sonsuz olanaklarını sunmaktadır.
Yapacağınız bağlantı nereye olursa olsun modeminiz size tek ve belirli bir bilgisayara bağlar internet ortamında bu servis sağlayıcısının serverıdır.Diğer yaygın bir kullanım alanı ise aynı şirket bünyesinde farklı noktalarda kullanılmasıdır.

Modemdeki Bazı Parçalar

Uart

Seri kapıların kalbi olan çipe uart denir. (Universal Asynchronous Receiver/Transmitter). Uart' ın 8250, 16450, 49880 şeklinde adlandırılan modelleri vardır. Bu çipin cinsine göre de dış ortama yani modemin gönderebileceği en yüksek hız yaklaşık olarak şu şekildedir: Tabloda görüldüğü gibi 28.800 veya 33.600 olarak satılan bir modem için ihtiyacımız olan bir uart çipi 16550' dir. Daha düşük hızları destekleyen bir çipe sahip bir sistem iyi bir performans elde edemez. Sisteminizdeki uart çipini DOS' la gelen MSD programını çalıştırarak rahatlıkla öğrenebiliriz. Eğer sisteminizdeki uart çipi 16550 değilse alacağınız bir modemin dahili bir modem olması da işimizi görecektir. Dahili modemlerde uart, modemin üzerindedir. İletişim esnasında veriler uart üzerinden seri kapıya, oradan da seri arabirim kablosu vasıtasıyla modeme gelir. 
Veri iletiminde işleminde veriler bilgisayarın seri kapısına oradan da modeme gelir. Modemin bu veriyi iletebilmesi için hat üzerinde karşı modemle bağlantı kurması gerekir. Modemimiz karşı modemi arar ve karşı modem de hatta beklemede ise otomatik olarak cevap verir. 
Bu cevap hangi hızları, protokolleri desteklediği ve o anda hangi hızda veri iletebileceği üzerindedir. Veri bilgisayardan modeme gelir, modem bu veriyi içindeki DAC (dijital- toanalog converter) vasıtasıyla analoğa çevirir. 

DAC

İkili dijitlerden (1'ler ve 0' lar ), analog dalga şekillerini yeniden elde eder. Artık analog şekildeki veri, telefon hattındaki taşıyıcı sinyale bindirilir ve karşı taraftaki modeme ulaştırılır. Karşı modem iletilen verileri ters işleme tabii tutar ve ADC (analog- to-dijital converter) vasıtasıyla sayısal hale getirilir.

ADC

Gelen analog voltaj dalga şekillerinden, dijital ikili sayılar sırası üretilir. Ama işin içine ses gibi daha geniş bir işlem girerse ortaya DSP' ler (dijital signal processor) çıkar.Sahip bir arkadaşınızla bağlantı kurdunuz. Transfer hızının hiç bir zaman 56 K DSP, kompleks matematik işlemleri için optimize edilmiş dijital sinyal işlemci. DSP' ler modemlerde büyük önem taşırlar. Verinin iletilmeden önce, iletişim için uygun hale getirilmesi ve ses iletişimi için işlem yapar. DSP' ler farklı amaçlar için de programlanabilir. Piyasada değişik adlar altında satılan ürünler arasında fark, yalnızca veri aktarımı için kullanılan çipler ve firmaların kendileri için yazmış olduğu ROM kodları taklit edilmekten kurtulamaz. Yeni teknoloji 56 K modemlerde modem üzerindeki ROM yenilenir. Modem yeniden açıldığında DSP yeni ROM'a üzerindeki yazılıma göre yeniden programlanır. Programlanmaktan kasıt DSP üzerindeki registerler' ların set edilip yeni işlem için hazır hale getirilmesidir. Bu ROM değişmesi ile bir üst modele upgrade işlemi çoğunlukla harici modemlerdedir. Birçok dahili modem terfi işlemi için yazılım kullanır.Ama terfi işleminden her zaman mükemmel sonuç beklemek yanlıştır. Bazen istenmeyen durumlarla da karşılaşılabilir. ITT-T tarafından desteklenmeyen bir terfi işleminden sonra başka modemlerle bağlantı kurmama gibi olağan durumlar olabilir. 
Zaten yeni teknoloji olan X2 terfisinin yapılabilmesi için gerekli olan ve çok önemli şeyler vardır. İlk gerekli şey bağlantı tarafının sonunun sayısal bağlantıda olması gerektiğidir. Bu ne demektir? İnternet servisi alıyorsunuz ve 56 K bir modeme sahipsiniz ve yine 56 K modeme olmayacağı kesindir. Çünkü analog' tan analog' a bir bağlantıda hattın kalitesi hiç bir zaman o kadar iyi olmaz. Zaten teorik olarak hat üzerindeki en yüksek hız 53 Kbits/saniye olabilir. Önemli bir konuda günümüzde Türkiye' de telefon hatlarındaki ulaşım hızının düşük ve kalitesiz olmasıdır. Bu da bir bilgiyi almamızdaki zamanı arttırır. Böylece modem de istenen hızda çalışmaz. Buna da rağmen dosya çekmeye başladığınız zaman gelen veri akışı ancak 56 K hıza ulaşabilir. Siz veriyi 56 K hızda gönderemezsiniz.
Modem bağlantılarında her zaman en yüksek hızda gerçekleşecek diye bir kural yoktur. Düşünün, telefonu açıyorsunuz ama her zaman aynı hat, bağlantınız için size verilmiyor. Santral o an boş olan bir hattı sizin kullanımınıza sunuyor. Bundan dolayı hattın her zaman iyi olması beklemek yanlış olur. Kısaca modemin iyi olduğunu ancak evinizde bağlantılara başladıktan sonra anlayabilirsiniz. Yoksa bütün modemler yaklaşık olarak aynıdır fakat hat kalitesine göre modeminizin performansı da değişecektir. Yoksa modemleri kapalı santralde birbirlerine bağlamak ve bunu test ettik diye yazmak doğrudeğildir. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli husus, modemleri test etmek isterseniz hiçbir zaman aynı marka iki modem arasındaki bağlantı hızına göre karar vermemeniz gerektiğidir. Aynı marka modem hemen her zaman kendi markasındaki ile iyi sonuç verecektir. Modemleri test etmek isteyen, bütün modemleri kendi markası hariç biri de bğlantı hızıdır. Özel bir AT komutu arcılığı ile bağlantı sağlandıktan sonra ekranda modemlerle bağlantı testi yapmalıdır.

Modemin Hızı

Modemin hızı bps terimiyle belirtilir 33.600 bps gibi burada 33600 bps (bits per second ) saniyede iletilen bit miktarını belirtir.Yani modem 33600 adet oval transfer edebilmektedir.Hız için kullanılan bir başka terim ise bound terimidir, ve değişen sinyal durumunu açıklar.Modemlerde kullanılan bir başka hız terimi ise cps'dir.Caracters per second.Yani saniyede transfer edilrn karekter sayısıdır.

Bağlantı Hızı

Çok yanılgıya sebep olan konulardan görüntülenecek hızın çeşidi belirlenebilir. Bu hız ya modem ile bağlı olduğu bilgisayar arasındaki hızdır ya da modemin karşıdaki modeme bağlantı hızıdır. 115200 baud gibi bir hızla herkes mutlaka karşılaşmıştır. Ancak bugün kullandığımız analog hatlarda 33,600 bps (bits per second) hızın üzeri mümkün değildir. (en azından iki taraflı olarak) Ulaşıldığı sanılan daha yüksek hızlar aslında modem ile bilgisayar arasındaki hızlardır.
56 Kbps
Son zamanlarda bu hızda olduğu söylenen birçok modem piyasaya sürüldü. Ancak söylenmeyen bazı gerçekler de var. Malesef bu hıza ulaşan çok az sayıda modem vardır. 56 K hızına ulaşa bilmek için bir host side (server) modemin aranması gerekiyor. İkisi de "client" olan modemler en fazla 33,600 bps hızında birbiriyle bağlanabilirler. 56 K için server modemine sahip olan tarafın ayrıca bir de dijital hatta ihtiyacı vardır. Band genişliğini yeterli tutmanın tek yolu budur.

Hata Düzeltme Protokolleri

Her iki taraf da gelen paket ile ilgili bazı matematiksel işlemler yaparak buldukları değerleri karşılaştırırlar. (Bayt bayt, yani bazı onaltılık rakamlar olarak geldikleri için matematiksel işlemler yapmak o kadar da zor değil.) Eğer karşılıklı iki değer birbirini tutmuyorsa alıcı taraf gönderen tarafa son paketi bir daha göndermesi için istekte bulunur. Bu işlem sırasında kullanılan algoritmalar önemlidir ve bazı protokoller geri istekte bulunmadan hatayı düzeltebilecek kapasitededirler. Özellikle uzak mesafe haberleşmelerinde bu geriye dönüşsüz hata düzeltme çok önemlidir. Bazı hallerde belirli oranlarda kayıplara razı olunabilen bu gibi haberleşmelere örnek olarak dünya ile uydular arası haberleşmeleri verebiliriz. 
MNP 1-4 arası ve V.42 modem haberleşmesinde en popüler olan hata düzeltme protokolleridir. Özellikle "beyaz gürültü" denilen hat parazitinin olduğu şebekelerde sağlıklı iletişimi sağlarlar. İletişimin sağlıksız olmasının sebepleri arsında manyetik alanlar, uzun mesafeli hatlar, zarar görmüş hatları sayabiliriz. MNP, Micronom Networking Protocol kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur ve hatayı tesbit ve düzeltmeye yönelik bir protokoldür. 
V.42 ise ITU-T tarafından belirlenmiş uluslararası bir standarttır. Gürültüsüz hatlarda MNP 4 ve V.42 daha yüksek bir başarı göstermektedir.

Veri İletişimini Etkileyen Faktörler

Modem hızınız ne olursa olsun iletişiminizi etkileyen pekçok etken üreticinin gösterdiği hıza ulaşmanızı imkansız kılar.Örneğin 33600 bps hızında bir modeme sahipsiniz.Ama karşınızda aşağıdaki sorunların olduğunu hatırlatmakta yarar vardır.
Analog to analog bağlantının kalitesi yani PTT hattının kalitesi asla 33600'lük bağlantı hızına erişememektedir.
Karşı bilgisayarda bağlandığınız modemin hızı 33600 'den düşükse örneğin 28800 bps gibi bağlantı düşük olan modemin hızında olacaktır.yani 33600'lük modeminizle 28800 bps'lik hıza dahi erişemiyebilirsiniz.
Modeminizle kullandığınız yazılım gereği kadar verimli çalışmıyorsa bu hızınızı olumsuz etkileyecektir.
Sizin yada karşınızdaki makinanın konfıgrasyonnundan dolayı oluşan hız kayıpları
Yine PTT hatlarından şikayet edebiliriz Bulunduğunuz bölge santralı eski tip santral olabilir.Yada santraldaki hat yoğunluğu kapasitenin üzerinde olabilir.Bu da bağlantı hızınızı etkileyecektir.Özellikle internet bağlantılarında kopmalara yol açacaktır.

Veri Sıkıştırma Protokolleri

Her ne kadar veri iletişimi sırasında çoğunlukla sıkıştırılmış dosyalar kullanılsa da bazı durumlarda saf dosyaların transferi gerekiyor. İki tane ana protokol var ve temelde işleyiş mantıkları aynı. MNP 5 ilk geliştirilen veri sıkıştırma protokolü ve sıkıştırma oranı 2:1.
V.42 bis ise daha yeni bir protokol ve 3:1 oranında, bazı hallerde ise 4:1 oranında sıkıştırma oranı sağlıyor.

Veri Akışı Kontrolü ( Flow Control )

Akış kontrolü modem ile bilgisayar arasında veri alışverişi sırasında kullanılan bir tekniktir. Modemin veri depolama için sınırlı bir tampon belleği olduğu için haberleşme sırasında sürekli ve düzenli bir şekilde bu belleğin tazelenmesi gerekir. Gönderilen veri paketinden sonra hemen yenisi bilgisayar tarafından gönderilmelidir.Aynı şekilde henüz tampon bellek boşalmadıysa da boşalana kadar bilgisayar bekletilmelidir. Donanımsal ve yazılımsal olarak bu halledilebilir. Ancak her iki tarafta da aynı yöntem seçilmlidir. Donanımsal olduğu zaman RTS/CTS veri uçları kullanılır ve haberleşme bu uçlr ile yapılır. Yazılımsal olduğu zaman ise XON/XOFF adı verilen iki özel karakter kullanılır.

Kısaca Modemler Üzerine Tanımlar

Modemler veri iletisimi islemlerini 0' lar ve 1' ler ile yapar. Verileri olusturan karakterler transfer edilirken saniyede transfer edilen karakte üzerinden hız hesabı yapılır. Saniyede iletilen bit miktarı bps ( bits Per second ) olarak bilinir. 33.600 bps oldugu söylenen bir modem saniyede en fazla 33.600 tane 0 veya 1 iletebilir. Bu islemin sıkıştırma yöntemleri ile 4 katı bir rakama çıkabileceği teorisi vardır. Ama uygulamada hiçbir zaman gerçekleşmez. Transfer olayında bps' ten baska bir da "Baud" terimi de kullanılır. Bu terim, saniyede degisen sinyal durumunu belirtir. 2.400 Baud bir modem her baud bir modem her baud' da 4 bit transfer yapabilir. 
baud * 4 bit her Baud' da = 9.600 bps
Bu terimlerden başka duyabileceğiniz tanım "Character Per second" veya "cps" tir. Bu terim de saniyede iletilen karakter veya sembollerin sayısıdır. Verilerin bit' lerle iletildiğini söylenmişti. Bu bit' ler karakterleri oluştururken başlangıcın karşı sistem tarafında tanınabilmesi için başlangıç ve bitişine fazladan bir bit eklenir. Böylece her bir karakteri transfer için 10 bit kullanılır. Senkronsuz veri iletişiminde her karakter için 10 bit veri kullanılır. ( 7 tane veri bit' i, artı parity 1 bit, artı başlama için 1 - bitiş için 1 bit veya 8 veri bit'i, artı başlama ve bitiş için birer bit). Bu rakamlarla 33.600 bps bir modemde en fazla 3.360 karakter gönderebilir. ( Sıkıştırma hariç) 
Bu tanımlara göre;
300 bps / karakterde 10 bit = 30 karakter / s,
bps / karakterde 10 bit = 28.80 karakter / s.
Bu yüzden yeni bir modem almaya karar verdiyseniz ücretinin o anda size fazla gibi gözükmesine aldırmayın. O anda fazla olan parası bağlantı kurduğunuz bir yerden dosya çekerken size sürenin daha kısa olmasıyla para kazandıracaktır.

V' ler ve Noktalar

V.32
Consulting Committee for International Telephone and Telegraph ( veya "CCITT" ) veya yeni adıyla ITU-T tarafından 9.600 bps ve 4.800 bps modem operasyonlarının sandardı. Hat kalitesi düştüğünde 4.800 bps hıza düşmektedir.
V.32 bis
CCITT' nin farklı markaların modem kapasite sandardı. Operasyon hızları; 14.400 bps, 12.000 bps, 9.600 bps, 7.200 bps, 4.800 bps. V.32 bis standardında hat kalitesi kötüleşirse hız otomatik olarak düşer ve hattın kalitesi düzeldiğinde doğrudan daha yüksek bir hıza çıkar.
V.32 terbo
19.200 bps normal ve kiralık hat üzerinde tam çift yönlü veri iletişimidir. AT&T tarafından geliştirilmiştir ama ITU-T tarafından desteklenmemiştir. 
V.33
14.400 bps dört telli kiralık hat üzerinde senkronlu veri iletişimidir.
V.34
ITU-T standart olarak saniyede 28.800 bps hızda çalışırlar ve hat sinyal kalitesine göre de kendi hızlarını otomatik olarak ayarlarlar.
V.34+
ITT-T tarafından onaylanmamış fakat yaygın olarak kullanılan ve saniyede 33.600 bps hıza izin veren transfer standardıdır.
V.42
CCITT' nin hata kontrolü ve tesbiti için LAPM standardıdır. MNP kademe 2' den 4' e kadar kapsar. MNP 10, telsiz telefonlar için tasarlanmış bir hata düzeltme protokolüdür.
V.42 bis
V.42 uzantısı veri sıkıştırma protokolüdür ve 4' te 1 sıkıştırmayı destekler.
MNP Class 5
Microcom firması tarafından oluşturulan 2' ye 1 oranında veri sıkıştırma algoritmasıdır.
MNP Class 7
Yine Microcom firması tarafından oluşturulan 3' e 1 veri sıkıştırma algoritmasıdır.
V.54
ITU-T tarafından oluşturulan geri döngülü test prosedürüdür.
NOT: Yukarıda geçen MNP kodu Microcom Networking Protocol kelimelerinin kısaltmasıdır.

Faks Modemler

Modemler veri iletimi için yapılmış olmalarına rağmen artık standart olarak faks iletişim özelliklerini de bünyesinde barındırmaktadır. Başka bir faks cihazına ihtiyaç duymamaları yaygınlaşmalarını sağlamıştır. Bilgisayar ortamında yazılmış dosyalar veya çizimler kolayca yazılımlar vasıtasıyla istenen kişi veya kişilere fakslanabilir. Dış ortamlardan da bir tarayıcı vasıtasıyla metin veya çizimler alınabilir. Dışarıdan gelen fakslar eğer istenirse doğrudan yazıcıya yönlendirilir ve kağıda baskı yapılabilir. 
Faks/modeminizin kutusunun dışına dikkat edrsniz bazı sınıf ve grup tanımlamaları görürsünüz.

İsterseniz bu tanımlamalara biraz daha yakından bakalım:

CLASS 1
modemler standart Hayestipi AT yazılımı komutlarıyla operasyonlarını yürütürler ve gelen faksları otomatik olarak tanımazlar.
CLASS 2
modemler donanım olarak faks kabiliyetine sahiptirler ve faks veya veri çağrılarını kendileri tanırlar. Faks makineleri ve modemler hızlarına ve teknolojik sınıflarına göre 4 gruba ayrılırlar.
GROUP 1' e dahil faks/modemler standart 8-1/2" * 11" sayfayı yaklaşık olarak 6 dakikada göderir.
GROUP 2' ye dahil faks/modemler standart 8-1/2" * 11" sayfayı yaklaşık olarak 3 dakikada gönderir.
GROUP 3' e dahil faks/modemler standart 8-1/2" * 11" sayfayı yaklaşık olarak 20 saniyede gönderirler.
GROUP 4' e dahil faks/modemler gerçek birer şahesedir ve 64.000 bps gibi çok yüksek hızlarda çalışırlar.

ISDN

ISDN dijital bağlantı imkanı sağlayan telefon şirketiyle sizin aranızdaki bağlantıya verilen isimdir. Integrated Services Digital* Network (ISDN) olarak da açıklanabilir. Kuruluşu çok kolaydır ve herhangi bir ek donanıma ihtiyacı yoktur. Modeminizin arkasındaki modüler konnektöre telefon şirketinizden gelen ISDN bağlantıya hazırdır. ( Bu bağlantı NT-1 veya NTU olarak da bilinir. ) NT-1' le, 64 Kbps hızında iki tane dijital bağlantıyla sağlanır. ( 128 Kbps bağlantı için bu ikisi birleştirilir.) Siz sadece ISDN kablosunu modeminize seri kapıya ara kablonuzu bağlarsınız. Yapacağınız, sadece Internet yazılımınızı kurmak ve sörfe başlamaktır. Sizin isteğinize göre servis veren telefon firması size 64 Kbps veya 128 Kbps için çift kanal verecektir. 
T1
24 adet birleştirilmiş ses sınıfı kanala eşittir. Saniyede 1.544.000.000 bit transfer edebilir. (1.5 Mbps).
T3
28 adet birleştirilmiş T1 kanalına eşittir. Saniyede 44.736.000.000 bit transfer edebilir (45 Mbpd).

Modem Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Her zaman fiyatı ucuz bir mala yönelmek bilgisayar piyasasında gerektiği zaman teknik destek bulamama ve problemlerinizin çözülememesi demektir. Bundan dolayı bir malı almadan evvel piyasada bulabildiğiniz öteki ürünlerde olup da sizin seçtiğinizde nelerin olmadığını bulmaya çalışın. Eğer bulduğunuz teknolojik olarak bir eksiklik değilse o malı tercih edin ama teknolojik olarak bir uçurum varsa o maldan kaçın. Bir modemin işletim sistemleriyle bir uyumsuzluk problemi varsa zaten firma o mal için yeni sürücü için çalışıyordur. Ama teknolojik olarak bir şeyler eksikse ya dahili modeminizi ya da harici modeminizi değiştirmeniz gerekir ki bu çok yüksek fiyatlara çıkacaktır. Modemlerle birlikte verilen yazılımlar sizleri pek etkilemesin bu yazılımların büyük çoğunluğu ya Amerika veya bir Avrupa ülkesi için düşünülmüştür. Ve ülkemizde kullanma imkanı yoktur. Teknolojik olarak bütün modemler aynıdır tek farkları modemi üreten firmanın modem üzerindeki ROM' da kullandığı yazılımdır. Bütün hızlı ve güvenli bağlantılardan, hat kötü olduğunda modemin yaptıklarından işte bu ROM sorumludur. Mümkünse modeminizi 33.600 bps hızı destekleyen bir V.34+ tipi seçmeye bakın genellikle bu modemler %15 gibi bir hız faydası sağlayabiliyorlar. Yeni bir modem aldıysanız yapmanız gereken evin telefonunun devamlı meşgul çalmaması için yeni bir telefon hattı almak ve onu sadece modeminize ayırmaktır. Modeminizi güç kaynağını elektronik cihazlardan ( genellikle monitörden ) uzak tutmalısınız. Dahili modemlerde böyle bir imkanınız genellikle olmayacaktır. Aynı tavsiye telefonunuz ve kablosu içinde geçerlidir.

Harici Modemlerin Ön Panellerindeki Göstergelerin Anlamları

TD: (Transmit Data) Modemden veri paketi yollandığı zaman yanar.
RD: (Receive Data) Modeme veri paketi geldiği zaman yanar.
DTR: (Data Terminal Ready) Bilgisayarın ( veya verileri modeme yollayan cihazın ) hazır olduğunu belirtir.
CTS: (Clear To Send) Bu modemin bilgisayara yolladığı bir sinyaldir. Tamponunun boşaldığını, bilgisayarın yeni veri paketini yollayabileceğini belirtmek içindir.
RTS: (Request To Send) Bilgisayar modeme veri göndermek istediği zaman bu led yanar.
DCD: (Data Carrie Detect) Karşıdaki modemle bağlantı kurulduğunda yanar ve veri transferi için hazır bulunduğu anlamına gelir.
OH: (Off Hook) Telefonun modem tarafından açıldığını belirtir.
AA: (Auto-Answer) Otomatik cevaplama modunun aktif olduğunu gösterir.
LL: (Leased Line) Modemin leased line modunda çalıştığını gösterir.
MR: (Modem Ready) Modemin veri iletişimine hazır olduğunu belirten led' dir.
DTE: (Data Terminal Equipment) Veriyi modeme gönderen cihaza verilen addır. Örneğin modemli bir bilgisayarda, bilgisayar DTT' dir.
DCE: (Data Communication Equipment) Veriyi karşı tarafa yollayan cihazdır. Her modem bir DCE' dir.
Harici Ve Dahili Bir Modemin Sisteme Ve İşletim Sistemine Tanıtılması
Modeminizi kurma işlemi iki aşamadan oluşur. Donanım ve yazılım. İlk önce operasyona donanımla başlanır, modem kurulur ve sonra iş, yazılımı, sürücülerini ve programları kurmaya gelir.
İlk olarak modemlerin sisteme takılması işleminde önemli bir noktayı hatırlatalım. Eğer sisteminizde daha evvel bir modem takılmışsa, ana kartınızın BIOS' u yeni modeminizi işletim sisteminize yeni bir donanım olduğunu belirtmeyebilir. Ama bu her zaman olacak diye bir kural yok. Eğer modeminizin Tak&Çalıştır (plug&play) desteği varsa takar takmaz çalışabilecektir.

Tak&Çalıştır desteği mevcutsa ilk yapmanız gereken işlem sisteminizin BIOS' unda COM2' nin olduğu yeri bulmak ve kullanım dışı bırakmak olmalı. Bu işlem modeminizin COM2' ye yerleştirmesine izin verecektir. Eğer yapmazsanız modem kendisini COM3 veya COM4' e yerleştirecek ama IRQ (kesme) olarak da standart olan IRQ3 veya IRQ4 dışında boş olan 5 veya 7 numaralı kesmelerden birine yerleştirecektir. Eğer Windows95 üzerinde çalışacaksanız problem yok. Dos üzerinden bir BBS terminal programı kullanmaya kalktığınızda yazılım COM' larınızda bir modem bulamayacaktır ve bundan dolayı işinizi göremeyeceksiniz. Yazılımlar standart dışı olan kesmeleri tanıma üzerine tam özürlüler. 
Eğer modeminizde Tak&Çalıştır desteği yoksa ilk jumper' ların olduğu yer tespit edilmeli ve ayarlar yapılmalıdır. Neredeyse bütün modemler de jumper' ların yanında ayar konfigürasyonları tablo halinde anlatılmıştır. COM1 kapısında farenizi kullanıyorsanız modemi COM4' e ayarlamanız hem modem ulaşım problemlerini hem de başka bir ayara gerek duyma ihtimalini ortadan kaldıracaktır.

Seri Kapılar / Adresleri / Kesmeleri
COM 1 / 3F8 / IRQ 4
COM 2 / 2F8 / IRQ 3
COM 3 / 3E8 / IRQ 4
COM 4 / 2E8 / IRQ 3

Şekil1' de görüldüğü gibi seri kapılar her ne kadar birbirinden farklı adreslerde olsalar da, COM1 ile COM3 ve COM2 ile COM4 aynı kesmeleri kullandıklarından problem çıkartabilirler. Bu problem fareniz COM1' deyken, modeminiz COM3'e takılırsa ortaya çıkacaktır. Aynı problem COM2 ve COM4 için de geçerlidir. Problem adres hattında değil ama kesme ihtiyacındadır. Ufak ayar işlemini bitirdiyseniz devam edelim. Bilgisayarımızın dışındaki bütün kabloları sökün. Rahat çalışabileceğiniz bir yere taşıyın ve arka tarafındaki vidaları sökerek iyi bir yerde saklayın (eksik veya parça arttırma olmasın). Kasanın kapağını açın. Ellerinizi kasanın boyasız bir yerine dokundurarak vücudunuzdaki statik elektriği boşaltın. Kasanın uygun bir yerindeki size engel teşkil etmeyecek kart yuvasını tespit edin ve hizasındaki braketi sökün. Bu kartın takılacağı yerin hizasındadır. Kartı yerine fazla bastırmadan ve tam oturacak şekilde yerleştirin. Kartın sabitleme vidasını sıkın ve kartın arka tarafındaki telefon ve ses jack' larının rahatlıkla kullanılabilirliğini kontrol edin. Kasanın kapağını yerleştirin ve vidalarını sıkın. Bilgisayarınız kapalı iken telefonun dış hattan gelen kablasunu modemin line girişine bağlayın ama unutmayın ki telefon hattında normalde 56 Volt civarında bir akım vardır ve bu akım bilgisayarınız için ölüm demektir. Bu akım modem içinde optik yalıtıcılar sayesinde bilgisayara zarar vermez. Modemle gelen ve telefona gidecek ara kablo da modem üzerinde telefon yazan çıkışa bağlanır. Her şey doğru yapıldıysa telefonu açtığınızda ahizeden çevir sesini duymanız gerekir.

Harici modemler dahili kardeşlerinden daha kolay ve zahmetsiz kurulurlar. Bilgisayarınızı kapatın ve modemle gelen adaptörü prize takın, adaptörün güç ucunu modemin kullanma kılavuzunda belirtilen uygun yuvaya takın. Yine modemle gelen seri arabirim kablosunu bir ucunu modeme öteki ucu da bilgisayar üzerindeki seri kapılardan birine bağlayın. Eğer fare COM1' e bağlıysa size COM2 boş kalmıştır. Fareniz PS/2 stili bir fare ise her iki kapı da işinize uygundur. Eğer seri kapı konnektörü 9' lu ise bir tane 9-25 çevirici edinmeniz gereklidir. O problemi de hallettiyseniz, dış hat bağlantısını Line girişine ve telefona girecek kablonun ucunu da telefon çıkışına bağlamanız son işlemdir. Yine çevir sesini kontrol edin ve bilgisayarınızı açın. İşletim sisteminiz Windows95 ise ve modemi tanıdıysa sadece yeni bir donanım bulduğunu rapor edecek ve sonra da normal sistemi açacaktır. Normalde Windows95 piyasadaki modemlerin büyük çoğunluğunu tanımasına rağmen bazen standart modem olarak bulur. Bu problemi de yanında verilen disket ile rahatlıkla halledebilirsiniz. İşletim sisteminde standart olarak bir sürücü yazılmış ve bu sürücü için gereken tanımlama katarı disketteki uzantısı. INF olan dosya içinde saklanmıştır. Bu INF dosyasını Windows95' in altındaki INF dizinine kopyalanıp, denetim masasında modemler seçeneğiyle tekrar bir tarama gerçekleştirilirse modeminiz gerçek marka ve modeliyle birlikte bulunacaktır.
Yalnız unutulmaması gereken şey, telefon hattınızdaki 56 Volt civarındaki akımın takılma anında modeme veya bilgisayarınıza zarar verebileceğidir. Bundan dolayı her türlü donanımı bilgisayarınıza bağlarken, bilgisayarınızın ve bağlanan cihazın kapalı olmasına dikkat etmelisiniz. Modeminizin kutusundan çıkan ve telefonunuza kadar gidecek olan ara kabloyu da bağlamayı unutmayın. Bu kablo, telefonu normal olarak kullanabilmeniz için gereklidir. Modemin dış bağlantısı veri kablosunun doğru yerlere takılmasıyla son bulacaktır. Modemlerle iletişim için yalnızca telefon hattı kullanılmaz, kiralık hatlar (Turpak), ISDN, T1, T3 gibi farklı çözümler her zaman mevcuttur. Almak istediğiniz modem üzerinde fazladan kiralık hat girişi olması fiyatının çok yüksek olmasına sebep olacaktır ve işiniz o donanımı gerektirmiyorsa tercihinizi onlardan yana yapmanız fazladan para vermenize sebep olur.

Dahili (İnternal) Modemin Bağlanması 

Bir internal modemi bağlamak, external bir modem bağlamaktan daha zor bir işlemdir.Montaj işlemine başlamadan önce modem kartınız üzerinde yapmanız gereken bazı jumper ayarlamaları gerekebilir.İnternal modemlerde çoğu ayarlamaları external modemlerin aksine siz yapmak zorundasınız. Montaj işlemine başlamadan önce DOS ortamında MSD.EXE komutunu çalıştırarak farenizin(mouse)kullandığı com portunu öğrenin. Modem kurulumunda yaşanan en önemli sorun com portu çakışmalarıdır.
MSD.EXE ile farenin çalıştığı com portu öğrendiniz.Şimdi yapmanız gereken modeminizi boş bir com portu için ayarlamaktır. Bu işlem her marka modem için ayrı jumper ayarları gerektirir. Bu nedenle modeminizin kitapçığından gerekli jumper ayarlamalarını öğrenin ve kitapçığın belirttiği şekilde com portu jumperlarını ayarlayın.

Artık modemi kasaya takmak için hazırız. Bilgisayarınız açıksa kapatın ve aşağıdaki işlemleri takip edin. Bilgisayar kasasının arkasında bulunan tüm kabloları ve elektrik bağlantılarını sökün kasanın vidalarını sökün.Şimdi yapmanız gereken vücudunuzdaki elektrik enerjisini boşaltmak. Bu işlemi bir kalorifer borusuna ya da bir metale dokunarak yapabilirsiniz. Yeni kartınızı takmadan önce hangi kartı takacağınız boş slotu hazırlayın. Modemler 8 ya da 16 bitlik donanımlardır. Bu nedenle bir ISA slotun bulunduğu yerde kasaya bağlı metal plakayı sökün. Kartınızı boş bir slota dikkatlice yerleştirin, zorlamalardan ve kuvvet kullanmaktan kaçının. Kartı bağlamak için seçtiğiniz slotun telefon bağlantısına uygun olması gerekir.Telefon konnektörlerinin rahatça bağlanıp bağlanmadığını kontrol edin.Örneğin bazı mini tower kasalarda en alttaki slot telefon bağlantısının yapılmasını oldukça güçleştiriyor.

Kartınızı kasaya sabitleyen vidayı takın.
Eğer anakartınız onboard bir kart değilse. Yani bir 486 tabanlı bilgisayara modem bağlantısı yapıyorsanız. I/O kartı üzerinde yapmanız gereken küçük bir ayarlama var. I/O kartında modemi çalıştırdığınız COM portunu kapatın. (disable pozisyonu)
Onboard bir anakarta sahip iseniz bu işlemi BIOS SETUP ta yapmanız gerekmektedir. Eğer COM portu disable yapmazsanız aynı COM portu kullanan başka bir donanım olmasa da bir çakışmayla karşı karşıya kalabilirsiniz.. 
Kasayı kapatmadan önce montaj sırasında herhangi bir kartın ya da kablonun yerinden çıkıp çıkmadığını kontrol edin. Kasayı kapatmadan önce sistemi bir kez çalıştırıp test edin. Böylece eğer bir terslik olursa tekrar kasayı açmak zorunda kalmazsınız. Tüm kontrollerinizi yaptıktan sonra kasayı tekrar vidalayın. Artık makinenizi tekrar kullanabilirsiniz.

Geriye işletim sisteminize modeminizi tanıtmanız kalıyor. İşletim sistemleri modemleri ya sadece sürücü olarak destekler veya program bazında destek verirler ve normalde DOS altında modemler terminal programlar tarafından kullanılır. Bu tür terminal programlara Telix, Terminate veya Qmodem örnek verilebilir. Yapacağınız sadece programa girmek ve modem olarak seri kapı 2 (COM2) demek yeterlidir. Program COM2' ye komut gönderir ve modeminiz hakkında bilgi alır. Kendi amaçları doğrultusunda iletişim için kullanılır. İşin bir de Tak&Çalıştır tarafı var tabii ki...

İşletim sisteminizin adı Windows 95 ise işiniz epey kolaylaşıyor. Yapmanı gereken kontrolü ona bırakmak ve tanımasını beklemek. Ama bir aksilik olur da modeminizi tanıyamazsa ne yapacaksınız ?

Birçok modemle birlikte Windows95 için sürücü yerine sadece uzantısı INF olan kısa dosyalar gelir. Bunun sebebi Windows95 işletim sisteminde seri kapılarla iletişim üzerine bir tane genel sürücü yazılması ve bu sürücünün sadece sizin modeminiz ile uyumlu çalışabilmesi için disket veya CD' deki uzantısı INF olan dosyaya ihtiyaç duymasıdır. INF uzantılı dosyayı alırsanız Windows95' in kurulu olduğu ( çoğunlukla C:\Windows) klasörün içindeki INF klasörüne kopyalarsanız ve işinizin çoğunu bitirirsiniz. Bundan sonrası işletim sistemine modeminizin olduğunu anlatmaktır. Başlat (start) menüsünden ayarlar (settings) ve oradan da kontrol paneli' ne (control panel) gelin. Ekranda çıkan küçük pencerede altında modem yazan ikona çift tıklayın ve gelen ekranda da ekle (add) komutunu işaretleyin. Yeni bir ekranda size modeme ulaşabilmesi için modemin açık olması ve modemle çalışan bütün programlardan çıkması gerektiği belirtilir ve eğer istenirse küçük kutu işaretlenerek modeminizin tanımaya çalışılmaması ve listeden seçebileceğiniz belirtilir. İşleme devam için sonraki komutu tıklanır ve bilgisayar modem için seri kapıları kontrol etmeye başlar. Her şey düzgün ve doğruysa bilgisayarınız modeminizi bulacaktır. Eğer modemin modeli yanlış ise değiştir seçeneği seçilerek doğru model bulunabilir. Doğru model bulunduysa yine sonraki komutu ve bitir ile modemi tanıtma işlemi sona erdirilir. Artık modem giriş ekranında bir tane modeminiz olduğu görülecektir. Diagnostics seçimi ve COM2 işaretleme ile modeminizden daha fazla bilgi de alabilirsiniz. Bu daha fazla bilgi ekranda seri kapı, kesme, UART ve en yüksek yapılabilecek bağlantı hızı do görülebilecektir. Önceki genel menüsünden properties seçeneğiyle de modem üzerine kapılar ve hız ayarları yapılabilir. Modemin arama esnasındaki çalma ve bağlantı kuruncaya kadarki sesi çok ise buradaki hoparlör sesini azaltma işlemiyle ayarlıyabilirsiniz. En yükse bağlantı hızıyla bağlandığında en az olması gereken hız bu ekran dan ayarlanır. Bu ayarların kesinliği yoktur ve deneme yanılma yöntemiyle kendi sisteminize uygun olan sonucu elde edersiniz. Üst sağda ise bağlantı ekranı açılacaktır. Bu ekranda kapı ayarları ve gelişmiş bağlantı ayarları mevcuttur. Kapı ayarlarında şu meşhur UART çipi için gereken veri girişi ve çıkışı için gereken buffer ayarları yapılır. Bu ayarlar sayesinde düşük seçilirse doğru bağlantılar artar, yüksek seçilirse de ilitişim hızı yükselir. Gelişmiş penceresinde hata kontrolü yapılması veya hangi durumda yapılması gerektiği belirtilir. Veri akışının yazılım desteği ile mi donanım olarak mı kontrol edileceği seçilir. Modülasyon teknikleriyle oynamak fazla bir şey kazandırmaz.

Modem Sürücülerin Kurulması

Sisteminize bir modem eklendiğinde modeminizin sürücü yazılımlarını kurmanız gerekmektedir.WIN 95 pek çok modemi otomatik olarak tanımaktadır.Bunun yanı sıra modeminizle birlikte verilen sürücü yazılımları çoğu zaman WIN 95'in sürücülerinden çok daha verimli çalışmaktadır. Şimdi modeminizle birlikte gelen sürücüleri nasıl yükleyeceğimizi öğrenelim.
Denetim masasına gidin ve modem ikonunu tıklayın.Karşınızda yeni modem yükle tablosu gelecektir.Bu tabloda modemimi algılama, onu listeden seçeceğim kutusunu klikleyiniz ve ileri butonunu seçiniz.
Şimdi karşınıza yeni modem kur tablosu gelecek. Tablonun sol tarafı modem üreticisi firmalara sağ tarafında ise bu üretici firmalara ait modemlere ayrılmıştır.Eğer modeminizin markasını ve tipini biliyorsanız bu tablodan seçebilir ve WIN 95'in sürücülerine yükletebilirsiniz.Modeminizin üreticisi tarafından sağlanan sürücüleri yüklemek için disketi var seçeneğini tıklayın.
Ekranınıza gelen disketten yükle diyalog kutusunda üretici dosyaların konumunu yazın.Eğer dosyaların konumunu bilmiyorsanız gözat butonuna tıklayarak dosyaların konumunu bulun ve tamamını tıklayın.
Bilgisayarınız yükleme işlemini bitirdikten sonra yeni ayarların geçerli olması için makinenizi reboot edin. 

Modem Ayarları At Komutları

AT : ATTENTION : Dikkat komutu
ATA : Modem son girilen komutu kontrol eder. 
AT % C : İletilen verinin sıkıştırılmasını sağlar.
0 = Bilgi sıkıştırılsı n
1=bilgi sıkıştırılmasın 
AT & C : Bağlantı durumunu belirtir.
0 = Bağlantı durumu her zaman açık
1= Bağlantı anında açık 
ATD : Bir telefon numarası çevirmek için kullanılır. ATD komutu ile birlikte bazı artıkıllarda kullanılmaktadır. Bu artıkıllar :
P = Çevirmeli telefon
T = Tonlu telefon 
R = Aramadan sonra cevap ver
W = İkinci cevir sinyalini bekle 
S = Hafızadaki numarayı çevir.
", " = Numara çevirmeden önce hat sinyalini bekle
" ; " = Komut moduna dön
" / " = 0.125 sn bekle

ATD KOMUTU AŞAĞIDAKİ GİBİ KULLANILIR

ATD: ( seçenek) ( seçenek) (tel. nr ) < enter >. 
ATG : Koruyucu ton ayarlaması Ülkeler arası konuşmalarda gereklidir.
ATZ : Reset geçerli komutların sıfırlanması. 
ATDT # : Tonedial:Sesli çevirme.
ATDP# : Pulsedial:Titreşimli çevirme.
AT&W:Modem belleğine yapılan ayarlamaları bir sonraki kullanımda da kullanılmasına olanak verecek şekilde kaydeder.
AT&F:Modemimizin fabrika ayarlarına dönmesini sağlar.
ATX0:Modemin. evir sesi ve meşgul sesi beklemesini önler.
ATX3:Modemin arama esnasında çevir sesi beklemesini engeller.
ATMn:Modem hoparlörünü kontrol eder.N değişken sıfır ile üç arasında değişir. 0=hoparlör kapalı. 1=hoparlör bağlantı kurulana kadar açık.
2=hoparlör açık 3=hoparlör çevirme sırasında açık.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
WINDOWS XP'de tüm çalıştır komutları

WINDOWS XP'de tüm çalıştır komutları

Çalıştır (Run) bölümünü herkes en azından regedit, msconfig, cmd için kullanıyordur.
Burada kullanılabilecek tüm komutları bilmemizde fayda var hız ve kullanışlılık açısından.(uzantısı exe olanlar için yalnızca ismini yazsanız olur, exe yazmanıza gerek yok)

compmgmt.msc : Bilgisayar yönetimini açar.
clipbrd.exe : Pano işlemcisini açar.
cleanmgr.exe : Disk temizleyiciyi açar.
ciadv.msc : Dizin yöneticisini açar.
charmap.exe : Karakterleri ayarlamanızı sağlar.
calc.exe : Hesap makinesini açar.
diskmgmt.msc : Disk yönetimini açar.
devmgmt.msc : Aygıt yöneticisini açar.
dfrg.msc : Disk birleştiriciyi açar.
eudcedit.exe : Karakter imal edebilirsiniz.
appwiz.cpl : Program ekle kaldır'ı açar.
access.cpl : Erişebilirlik seçeneklerini açar.
accwiz.exe : Erişebilirlik sihirbazını açar.
desk.cpl : Görüntü özelliklerini açar.
eventvwr.exe : Olay görüntüleyicisini açar.
freecell.exe : İskambil oyununu açar.
fsmgmt.msc : Paylaşılan klasörler menüsünü açar.
hdwwiz.cpl : Donanım ekleme sihirbazını açar.
iexpress.exe : Setup programını açar.
inetcpl.cpl : İnternet özelliklerini açar.
intl.cpl : Bölge ve dil ayarlarını açar.
joy.cpl : Oyun kontrollerini açar.
magnify.exe : Büyüteçi açar.
main.cpl Fare : özelliklerini açar.
mmsys.cpl : Ses ayarlarını açar.
mspaint.exe : Paint programını açar.
narrator.exe : İngilizce ekran okuyucusunu açar.
ntbackup.exe: Yedekleme sihirbazını açar.
nusrmgr.cpl : Kullanıcı hesaplarını açar.
osk.exe : Ekran klavyesi açar.
telnet.exe : Telnet'i açar.
spider.exe : Kağıt oyunu açar.
gpedit.msc : Grup poliçesi açar.
msconfig.exe : Sistem ayarlarını açar.
verifier.exe : Sürücü monitörünü açar.
drwtsn32.exe : Sorun tanıma aracını açar.
dxdiag.exe : DirectX sürümünüzü öğrenmenizi sağlar.
mobsync.exe : Senkronizasyon sağlar.
mplay32.exe : Media Player'ın çok basit bir halini açar.
odbcad32.exe : Database işleme sağlar.
packager.exe : Obje paketleyiciyi açar.
perfmon.exe : Sistem monitörünü açar.
progman.exe : Masaüstü yöneticisini açar.
rasphone.exe : Erişim defterini açar.
shrpubw.exe : Network paylaşımı bilgisini açar.
sigverif.exe : İmza denetleyicisini açar.
sysedit.exe : Sistem yöneticisini açar.
syskey.exe : Şifre database'ini açar.
sndrec32.exe : Ses kaydedicisini açar.
timedate.cpl : Tarih ayarlama penceresini açar.
tourstart.exe : Windows XP turu başlatır.
winchat.exe : Windows içinde bulunan chat programını açar.
winmine.exe : Mayın Tarlası oyununu açar.
write.exe : WordPad'i açar.
wupdmgr.exe : Windows güncelleştirme penceresini açar.
explorer.exe : Windows Gezgini'ni açar.
powercfg.cpl : Güç seçeneklerini açar.
rasphone.exe : Ağ bağlantılarını açar.
regedt32.exe : Windows Kayıt Düzenleyicisi'ni açar.
regedit.exe : Windows Kayıt Düzenleyicisi'ni açar.
sndvol32.exe : Ses ayarlarını yapmanızı sağlar.
notepad.exe : Not defterini açar.
taskmgr.exe : Görev yöneticisini açar.
cmd : Komut satırını çalıştır
eventvwr.msc : Olay Görüntüleyicisi
fsmgmt.msc : Paylaşılan Dosyalar
gpedit.msc : Grup Poliçeleri
lusrmgr.msc : Yerel Kullanıcılar ve Gruplar
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Çöken sabit diskinizi kurtarın

Çöken sabit diskinizi kurtarın


Dijital çağda yaşamanın bir etkisi olarak, hayati verilerimizi taşıyan sabit disklere olan sonsuz bir güven içerisindeyiz. Dijital fotoğraflar, hesap bilgileri, önemli dokümanlar ve benzeri her şey sabit diskin bir köşesinde saklanıyor. Haliyle, böyle önemli bilgilerin bir anda uçup gitmesi bir yıkım olabilir.

Ne yazık ki, sabit diskler var olan en güvenli depolama çözümü değil. Buna rağmen, yıllar içerisinde kullanıcılara sunulan çözümler git gide daha güvenilir hale geliyor. Ancak işin aslı sabit disklerin hala çökebiliyor olmaları.

Çökmenin verdiği hasar iki farklı şekilde olabiliyor – fiziksel veya mantıksal. Fiziksel zarar sabit disklerin veri depolama için manyetik plakalara güvendikleri sürece var olmaya devam edecek. Sabit diskler çok sayıda oynayan parçaya sahip olduğundan, fiziksel çökmenin gerçekleşme şansı, diğer depolama cihazlarına göre daha yüksek.



Dosyalar tamamen silinir mi?

Mantıksal zarar ise zarar gören açılış bölümü, dosyaların zarar görmesi veya dosya sisteminde olabilecek tutarsızlıklar gibi farklı sebeplerle ortaya çıkabilir.Mantıksal zarar sabit disklerde yaygın görülür, ancak fiziksel zarara göre daha kolay veri kurtarılabilir.

Dosya sistemindeki ufak problemler, Windows Disk Tarayıcısı ile giderilirken, dosya sisteminin zarar görmesi veya kullanım hataları sonucu oluşan veri kayıpları, profesyonel yardım almanızı gerektirebilir.

Günümüzde birçok kullanıcının düştüğü yanılgı, bir dosyayı sildiklerinde, sabit diskten tamamen silindiği yönündeki düşünceden kaynaklanıyor. İşin aslı, kullanıcıların bu yaygın düşüncesi geçerli değil. Bir dosya silindiğinde (Çöp Kutusu boşaltılmış olsa bile), sadece dosyanın yeri hakkındaki küçük bilgi silinir. Bu işaretleyici bilgi olmadan Windows, sabit diskte fiziksel olarak dosya var olmaya devam etse de, bu dosyanın varlığını kabul etmez. Bu bölgeye gelen yeni verileri de yazabilir. Dosyanın fiziksel konumuna yeni veriler yazılana kadar, dosya varlığını korur ve bu da verinin geri döndürülebilir olduğunu göstermektedir. Veri kurtarma için
denediğimiz farklı çözümleri kullanarak bir gün başınıza gelebilecek bu tipte bir kriz anını rahatlıkla atlatabilirsiniz.

PC Inspector File Recovery

Dosya Yerleşim Tablosu (FAT)'nda olabilecek hatalar, dosya kayıpları ve hatta disk bölümünün kaybı gibi felaketlerle sonuçlanabilir.
PC Inspector bu tip problemler için ideal bir çözüm. Windows'un desteklediği tüm dosya sistemleri (FAT12/16/32 ve NTFS) üzerinde çalışabilen bu araç, kullanıcılara kolay kullanılabilir bir arayüz yardımıyla kayıp verilerinizi bulmanıza yardımcı oluyor. Kurtardığı dosyaların tarih ve zaman bilgilerini de koruyarak, kazadan önceki hallerine getirebiliyor. FAT dosya sistemlerinde, program disk bölümleri veya açılış bölümü silinmiş olsa bile bölümleri otomatik olarak bulabiliyor

Web sitesi: http://www.pcinspector.de


File Scavenger Version 3.0

File Scavenger, NTFS ve FAT / FAT32 dosya sistemlerinde, virüs, program hatası veya kazayla silinme sonucu ortadan kaybolan verilerinizi kurtarıyor. Yazılımla kurtarılan veriler, orijinal klasör adları, tarihleri, son değiştirilme tarihleriyle geri getirilerek, kurtardığınız dosyaları yeniden düzenleme yükünü de üzerinizden alıyor. Biçimlendirilen sürücülerdeki verileri de kurtarabilmesi, yedeklemeyi unutarak yanlışlıkla disk biçimlendirdiğinizde yaşanabilecek hayal kırıklığını ortadan kaldırıyor. File Scavenger üç farklı arama şekline sahip. İlki, silinen dosyalara hızlı erişim sağlıyor, ikincisi etraflı bir arama yapıyor, son seçenek ise ölü bölümlerdeki dosyaları ve RAID sürücüleri tarayabiliyor.

Web sitesi: www.quetek.com

EasyRecovery Professional 6.0

EasyRecovery Professional her dosya biçimini kurtarabiliyor. İçerisindeki önizleme aracı da kurtarılan verileri anında görmenizi sağlıyor. Yazılımın acil durumlarda bile, içerisinde doküman, müzik, ses, dijital medyanın da bulunduğu yaklaşık 300 dosya biçimi için ham koruma desteği sağlıyor. Acil durum açılış medyası hazırlayarak bunu Windows'un açılamadığı sistemlerde kullanmanıza olanak sunması, oldukça başarılı. EasyRecovery Professional yazılım paketinde EasyRecovery, DataRecovery, FileRepair ve EasyRecovery Email Repair araçları yer alıyor.

Web sitesi: http://www.ontrack.com/easyrecoveryprofessional


BİLGİ: Çökük altında kalmayın, Hazırlıklı olun,

Sabit diskinizi kendi haline bırakmak sizi büyük tehlikelere sokabilir. Önlem almak her zaman yara sarmaktan iyidir. Önerilerimizi uygulayarak en kötü durumlarda bile risk altında kalmaktan kurtulabilirsiniz:

1- Her zaman elinizin altında bir açılış disketi bulundurun. Açılış disketi hazırlamak için boş bir diski Floppy sürücüye yerleştirin. Bilgisayarım içerisinde Floppy sürücüye sağ tıklayın ve Biçimlendir'i seçin. Biçimlendirme Seçenekleri'nde MSDOS başlangıç disketi hazırla seçeneğini işaretleyerek, Başla'ya basın. İşlem sonucunda oluşan açılış disketini güvenli bir yerde saklayın.
2- Sabit diskinizde ikinci bir bölüm olduğundan emin olun, böylelikle ilk bölüm çökerse, ikinci bölümü çalıştırarak verilerinizi kurtarabilirsiniz.
3- Sabit diskler çok güvenli depolama cihazları olmadığından, hassas verilerinizin yedeklerini sık sık alın.

Acil durum!

Bir gün bilgisayarınızı çalıştırdınız ve bir hata mesajıyla karşılaştınız. Mesajda bir açılış disketi veya işletim sistemi bulunmadığı yazıyor. Bir kabus yaşadığınız hissine kapılabilirsiniz, fakat ilk aklınıza gelmesi gereken, sakin olup aşağıdakileri adımları uygulamak olmalı:

1- Bilgisayarınızı yeniden başlatmayı deneyin. Kulağa mantıklı gelmese de bu problemin çözümü olabilir.
2- Bilgisayarınızın içerisindeki tüm kablo bağlantılarını kontrol edin. Sıklıkla, yerine oturmayan bir kablo sabit disklerde veri kaybına sebep olur veya sistemin sabit diski tanımasına engel olur.
3- Bilgisayarınızın açılmamasında sorumlunun sabit diskiniz olduğundan emin olun. Açılıştaki aşamalar geçtikten sonra karşınıza çıkan "Açılış disketi hatası" veya "İşletim sistemi bulunamadı" benzeri uyarılardan, sabit disk hatası olduğunu anlayabilirsiniz.
4- Sabit diskinizin çöktüğünden emin olduktan sonra, bilgisayarınızı kaptın ve teknik yardım bulmaya çalışın.

Not: Eğer yukarıdaki adımları denemek istemiyorsanız, sakin olup bilgisayarınızı kapatın ve bir teknik destek servisini arayın.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Reklamsız sörf için yeni ipuçları

Reklamsız sörf için yeni ipuçları



Hüseyin Hocamın Affına sığınarak

İnternet reklamlarının asıl sorumlusu: ActiveX ve Javascript
Bu iki teknik olmadan internet üzerinde neredeyse hiçbir şeyin çalışması mümkün değil. Javascript ve ActiveX, otomatik olarak içerikleri değiştirir, menüleri hareket ettirir ve Internet Explorer eklentilerinin basit bir biçimde kurulumunu sağlar. İşte bu yüzden de internet reklamcıları bu imkanlardan yararlanmaktan kaçmıyor. İstenmeyen popup pencerelerinin açılmasını ve bilgisayarınıza internetteyken dialer programlarının kurulmasını sağlayarak reklamlarını hileli yollarla gerçekleştirirler.

Çözüm: ActiveX, daha büyük bir tehlike unsurudur. Eğer Internet Explorer kullanıcısıysanız ve bilgisayarınızda ActiveX aktif haldeyse, dialer programları siz farkına varmadan kendiliğinden bilgisayarınıza inip kurulumlarını gerçekleştirebilirler. Sonunda da istemediğiniz kadar yüksek bir fatura kalır size. Bunu durumu engellemek için gerçekleştirilebilecek tek çözüm ActiveX’i kapalı tutmak.
Bunun için öncelikle Internet Explorer altında Araçlar menüsünden “Internet Seçenekleri” penceresine geçin ve ekrana gelen pencereden öncelikle Güvenlik sekmesine ve ardından da “Özel Düzey” tuşuna tıklayın. Karşınıza çıkacak olan “Güvenlik Ayarları” penceresinde “ActiveX denetimleri ve eklentileri” altında yer alan tüm fonksiyonları “Devre dışı bırak” olarak işaretleyin. Ancak Microsoft’un Windows Update (güncelleme) sayfası ActiveX olmadığı zaman çalışmaz. Bu nedenle “Devre dışı bırak” seçeneğini işaretledikten sonra tekrar Internet Explorer Araçlar menüsünden “Internet Seçenekleri” penceresine geçin. Bu pencerede Güvenlik sekmesine tıklayarak, “Güvenli siteler” bölümüne geçin ve Siteler tuşuna tıklayın. Açılan pencerede güvenli bulduğunuz siteleri ekleyebilirsiniz. Buraya üstteki satıra “http://v4.windowsupdate.microsoft.com / tr / default.asp” adresini girip ekleyin. Böylece Windows güncellemelerinde ActiveX’in devre dışı olması sizin güncellemelerinizi etkilemeyecektir.

Çözüm: Eğer internette sörf yaparken farenizle hareketlerinizi izleyen animasyonlu simgelerden, grafiklerden veya metinlerden rahatsız oluyorsanız yapmanız gereken şey çok kolay. Javascript, bir tehlike unsuru olmamakla birlikte internette sörf yapanlara ürünlerini tanıtmak isteyen reklamcılar sayesinde en olmadık yerde bezdirebilir. Bu nedenle ActiveX’te olduğu gibi aynı menüden “Komut Dosyası” bölümüne gidin ve onun altında bulunan tüm bölümleri “Devre dışı” seçeneği ile kapatın. Ancak ne yazık ki birçok web sitesi Javascript olmadan çalışmayacaktır. Bu nedenle bu tür siteleri de güvenli siteler bölümüne eklemeniz gerekir.

ipucu - 2



Flash reklamlarına son!


Son zamanlarda internette çoğu reklam Flash animasyonu olarak karşımıza çıkıyor: Örneğin tam bir metni okumaya dalmışken sayfa boyu hareketli reklamlar geçerek veya yazılar yanıp sönerek dikkatimizi dağıtır ve zaman kaybettirir.



ipucu - 3



Cookie’ler, internet kullanıcılarının bilgisayarına kaydolan küçük bilgi verileridir.


Sörf izlerinizi silin!

Cookie deyince akla kurabiyeler ve pastalar gelebilir ama adı geçen bu Cookie’ler mutfağın kenarından bile geçmiyor. Cookie’ler, internet kullanıcılarının bilgisayarına kaydolan küçük bilgi verileridir (Diğer adıyla “Kalıcı kullanıcı verileri”). Online alışveriş siteleri aldıkları siparişleri çoğu zaman kalıcı kullanıcı verileri sayesinde kaydederler. Reklam kokusu alanlar ise bu tür bilgilere ulaşmaktan büyük memnuniyet duyar. Böylece reklamlarını daha iyi yapabilirler.
Çözüm: Kalıcı kullanıcı verilerini her internet bağlantısından sonra temizleyin. Internet Explorer’da Araçlar menüsünden “Internet Seçenekleri”ni seçin ve “Tanımlama Bilgisi Sil” tuşuna tıklayın. Bu sayede gezdiğiniz veya girdiğiniz bilgileri içinde barındıran verileri silebilirsiniz. Geri kalan verileri silmek için ise “Dosya Sil” tuşuna tıklayın.



ipucu - 4



Casusları açığa çıkarın


Casusları açığa çıkarın


Web üzerinden birçok program Spyware denilen casus yazılımlarla birlikte sunulduğu için ücretsizdir. Bu tür casus araçları gezdiğiniz sitelerde girdiğiniz bilgileri ele geçirebilir. Bu veriler sayesinde kullanıcı bilgileri ile bir veri tabanı oluşturulup reklam firmalarına satılır.
Çözüm: Ücretsiz bir yazılım olan Ad-aware ile düzenli olarak bilgisayarınızı taramadan geçirip, bu tür casus yazılımlardan temizleyebilirsiniz. AdAware (www.lavasoft.de) yazılımını Herkes İçin Bilgisayar CD’sinde bulabilirsiniz. Önce arabirim üzerinden Ad-aware’yi ve ardından Türkçeleştirme yamasını kurun. Kurulum tamamlandığında Ad-aware’yi çalıştırın ve açılırken karşınıza çıkan ekrandaki Settings’e tıklayıp “Language File” listesinden TÜRKÇE’yi seçip, Proceed tuşuna tıklayın. Ad-aware arabiriminin tamamen Türkçeleştirildiğini göreceksiniz. Ancak programın Webupdate seçeneği ile güncellenmesi konusuna özen gösterip güncelleri asla geciktirmeyin.
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
CD'den BOOT Etmek

CD'den BOOT Etmek
Windows NT, 2000 ve XP versiyonlarında en kolay yükleme şekli CD-ROM'dan boot ederek yüklemektir.

Windows9x ve ME versiyonlarında kurulum esnasında ilk karşınıza çıkan problem, makinayı CD-ROM'u görecek şekilde nasıl açacağınızdı. Bir Windows98 ve ME başlangıç disketinin elinizin altında olması gerekiyordu.

Ancak bu zorluk NT4, Windows2000 ve en son XP ile ortadan kalkmıştır. Çünkü bu işletim sistemlerinin kurulum CD'leri boot edebilir CD'lerdir ve otomatik olarak Windows kurulumunu başlatırlar.

Eğer CD'den boot ederseniz, harddiskinizin durumu ne olursa olsun(Fdisk yapılmamış, formatlanmamış bile olsa) kuruluma başlayabilirsiniz. Partition oluşturma ve formatlama işlemlerini kurulum esnasında yapabilirsiniz.

Ancak elinizde Windows kurulum CD'si yoksa veya CD'den boot edemiyorsanız, önce bir Windows98 açılış disketiyle makinayı açıp, fdisk yapıp, restart edip, tekrar disketle açıp, formatlayıp sonra da kurulum dosyaları her nerde ise (ikinci bir disk, boot edemeyen bir CD-ROM içinde) oradan kurmanız gerekir.

Sonuç olarak eğer NT, 2000 veya XP kuruyorsanız en kolay yöntem bu işletim sistemlerinin kurulum CD'leriyle makinayı açmaktır.

CD'den BOOT edebilmek için bilgisayarın bunu desteklemesi ve ayarlanmış olması gerekiyor!
Son bir kaç yıl içinde üretilmiş tüm bilgisayarlar CD-ROM'dan boot özelliğini destekler.

Ancak sizin makinanın BIOS ayarlarında bazı değişiklikler yapmanız gerekebilir.

Çok değişik tipte BIOS'lar olduğu için kesin bir ayar söylemek zordur. Ancak hepsi aşağı yukarı birbirine benzer.

Önce Vmare programı ile oluşturduğum sanal bilgisayarın BIOS ayarlarından CD-ROM'dan boot etmeyi göstereceğim, sonrada kullandığım P4 bilgisayarın kendi BIOS'undan bu işin nasıl yapıldığına bakacağız.



VMARE-PHOENIX BIOS
Makinayı restart edin. Açılış ekranına dikkat edin, genellikle sol-altta BIOS ayarlarına nasıl girebileceğiniz yazmaktadır.


Bir çok bilgisayarda bu tuş DEL tuşudur, ama bu makinada F2 tuşuymuş, bizde F2'ye basıyoruz

Gördüğünüz gibi bir çok menü var. Biz şu anda en soldaki MAIN penceresindeyiz. Burada sadece klavye çalışıyor, o zaman sağ ok tuşuna basarak BOOT menüsüne kadar geliyoruz.

Burada bilgisayarın BOOT ederken sürücülere hangi sırada bakacağını görüyoruz. Şu anda önce Removable Devices'e bakacakmış. Bu disket sürücü demek oluyor.

Sonra Hard Drive'a bakacak, orada da açılış dosyalarını bulamazsa, CD-ROM sürücüye bakacak.

Bu sıra bizim işimizi görmüyor çünkü, disket takılı değilse, harddiske bakacak. Harddisk üzerinde işletim sistemi yüklü olmasa bile, eğer fdisk yapılmış ve formatlanmış bir disk ise, yani C: sürücüsünü görüyorsak, BIOS açılış dosyalarını burada arayacak ve bulamazsa hata verip duracaktır. CD-ROM'a bakmayacaktır.

Biz eğer CD-ROM'u listenin başına alırsak, ilk başta CD-ROM sürücüye bakacak ve bizde önceden Windows kurulum CD'sini taktığımız için oradan BOOT edecektir.

Ok tuşları ile ATAPI CD-ROM Drive yazısı üstüne geliyoruz. Peki bunu nasıl listenin başına alıcaz? Sağ tarafa dikkat ederseniz bunu nasıl yapacağımız yazıyor. + ve - tuşları ile. Biz CD-ROM üzerindeyken iki defa + tuşuna basarsak, CD-ROM'u listenin başına alacaktır.


Şimdi F10 tuşuna basalım, sorulan soruya Yes diyerek yaptığımız değişiklikleri kaydedip, çıkalım.

AWARD BIOS
Sizin elinizdeki makinanın BIOS'u da çok büyük ihtimalle Award BIOS olacaktır. Şimdi bunun ayarlarına bakalım.




Açılış ekranı böyle. Sol alta bakarsak BIOS'a girmek için DEL tuşuna basmamızı söylüyor

Del tuşuna basınca BIOS ekranı karşımıza geliyor.


Ekranın altında kullanma talimatı var zaten. Klavyedeki yön tuşları ile menüler arasında gezebilir, enter tuşu ile de istediğimiz menüye girebiliriz.

Boot seçenekleri Advanced BIOS Features menüsü altında bulunuyor



Bunun üzerine gelip enter tuşuna basalım.







Şu anda First Boot Device>Floppy, Second Boot Device>CDROM, Third Boot Device>HDD-1 şeklinde.

Aslında bu bizim işimizi görüyor, disket sürücü boş iken, Windows CD'si de takılı iken makinayı açınca, CD-ROM'dan boot edecektir.

Sizin ekranınızda sıra farklı ise, bu menüde istediğiniz seçeneğe gelip Page-up, Page-Down tuşları ile istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz.

Bu arada HDD-1 Primary Master, HDD-2 Primary Slave, HDD-3 Secondary Master ve HDD-4 Secondary Slave anlamına geliyor.

Çıkmak için F10 tuşuna basalım.







Bu ekran gelince entere basın. Makina restart edecektir ve yaptığınız değişiklikler geçerli olacaktır.



D İ K K A T ...!

BIOS ayarlarında yapacağınız yanlış bir ayar bilgisayarın açılmamasına veya arızalanmasına neden olabilir.
Ne olduğunu bilmediğiniz ayarları karıştırıp, bakalım ne oluyor diye denemeye kalkışmayın.





Artık Windows'u CD-ROM'dan boot ederek kurabilirsiniz.

Kaynak: turkcenet_org
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Kablosuz internetiniz arada bir yavaşlıyor mu? Birileri sizden habersiz netinizi kull

Kablosuz internetiniz arada bir yavaşlıyor mu? Birileri sizden habersiz netinizi kullanıyor olabilir!



Evde ya da kapalı bir mekanda kablosuz internet(Wi-Fi) kullanmak büyük kolaylık. Hele de Wi-Fi destekli bir laptopunuz ya da el cihazınız varsa. Ancak birçok kullanıcı bu rahatlığın yanında gelebilecek tehlikenin pek de farkında değil olmalılar ki Turk Telekom'a gelen en büyük şikayetlerin başında, habersiz aşırı kota aşımı yer alıyor.

Kablosuz modem kullanıcıların büyük çoğunluğu kurdukları internet ağı için bir şifre dahi oluşturmadıklarından dolayı aynı apartmanda oturan komşuları için büyük bir nimet teşkil ediyorlar. Sınırsız internet kullananlar bu durumda yoğun bir hız yavaşlaması yaşayabilirler ama en büyük tehlike sınırlı internet kullanıcıları için var olmakta. Yazımızda kablosuz internet ağınıza başkalarının girememeleri için neler yapmanız gerektiğini bulacaksınız.


Kablosuz internetinizin izniniz olmadan başkaları tarafından paylaşılmasını engellemek için yapmanız gerekenlerin başında varsayılan yönetici şifrelerini ve kullanıcı adlarını değiştirmek olacaktır. Birçok kablosuz ev ağının temelini bir "access point" veya "router" oluşturur. Modeminizi üreten firmalar bu tür kurulumları gerçekleştirmek için web üzerinden ayar ekranı hizmeti vermektedirler.

Bu sayfaya kullanıcı adınızı ve şifrenizi bir kereye mahsus olarak yazarak her bilgisayarı açtığınızda otomatik olarak internete girebilirsiniz. Bu login ekranında yapmanız gereken en önemli şey kullanıcı adınızı ve şifrenizi oldukça karışık bir şekilde belirlemeniz olacaktır. Kolay isim ve şifreleri hacker denilen bilgisayar korsanları basit programcıklarla dahi tespit edebilir ve internetinize el koyabilirler.

SSID, kullandığınız access point ve routerların genel ağ ismidir. Kablosuz modem üreticileri ürünlerini aynı SSID ismiyle piyasaya çıkarırlar. Bu genel SSID ismi Linkys'tir. Madem herkesin SSID'si aynı ve herkesin Linkys o zaman değiştirmeye ne gerek var derseniz, değişik bir SSID'nin bağlantı hırsızlarını durdurmanın ilk adımıdır cevabını alırsınız.

Çünkü Linkys adlı bir bağlantı adı onlar için ilk bakışta güvensiz bir kablosuz bağlantı adı gibi gelir ve internetinize dalma isteklerini büyütür. Bu yüzden LAN ayarlarınızı gerçekleştirirken ilk yapacağınız iş SSID'inizi değiştirmek olmalıdır.

Kablosuz donanımların tamamı yazılımları içersinde bir kodlama(encryption) bulundururlar. Bu kodlama teknolojileri ağa bağlı iki bilgisayar arasındaki bilgi alışverişlerinde üçüncü bir bilgisayarın herhangi bir işlemi görememesi için oluşturulmuşlardır, bu sayede üçüncü bilgisayar iki ekranı ne kadar görmek isterse istesin karşısına karmaşık görüntüler gelir.

Wi-Fi bağlantınızda modem ayarları içinde "lowest common demoninator" ayarını bulun ve en yüksek seviyeye getirin, bu sayede gerekli WEP ve WPA şifrelemeleri 128Bitlik bir koruma sağlamaya başlayacaklardır.

Artık birçok restaurant ve cafe kablosuz internet keyfi sunmaktadırlar. Bu tür halka açık yerler müşterilerine sınırsız bir bağlantı yapmaları için bu hizmeti sunarlarken bir MAC adresi belirlemezler ve tüm Wi-Fi aygıtlar otomatik olarak ağa bağlanırlar.

"MAC adres filtresi", tüm Wi-Fi donanımların sahip olduğu fiziksel adres filtresi de denilen bir tanımlayıcıdır. Evinizde ya da ofisinizde Wireless ağınızı yapılandırırken üzerinde durmanız gereken en önemli ayarlardan biri olan MAC adres filtresi(fiziksel adres) tanımlaması sayesinde modemle ilişik olacak aygıtlar dışında başka bir aygıt parola girmeden ağa bağlanamayacaktır. Bu yüzden mutlaka ayar sayfanıza gidip hemen bir MAC Adres filtresi oluşmanız ve kendinizi güvende hissetmeniz gerekiyor.



Son çıkan Router'ların tamamı tümleşik Firewall(Güvenlik Duvarı) ile birlikte gelir. Ancak ürünü hemen kurup internete derhal bağlanmayı isteyen kullanıcılar ayarlara ve kullanıcı kılavuzuna fazla bakmazlar.

Genelde bu Firewall'lar kapalı konumdadır bunları ayarlar kısmından açık konuma getirmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Router'ların güvenlik duvarları bazı durumlarda yetersiz kalabilir diyorsanız bilgisayarınız için de lisanslı bir Firewall edinmeniz güvenliğinizi en üst noktaya taşıyacaktır.

Wi-Fi sinyalleri normalde bir apartman dairesinden çok daha fazla uzağa sinyal gönderebilirler. Çevredeki kablosuz aygıtlar bu sinyaller ne kadar zayıf olursa olsun bunları saptama yeteneğine sahiptirler ve ağınıza bağlanmaya hazırdırlar.

Eğer evinizde bir kablosuz ağ kurulumu gerçekleştireceksiniz modeminizi pencere ya da balkon kenarlarından ziyade evin tam ortasına koymanız eviniz çevresine sinyal yayımını azaltacak en önemli unsurdur. Eğer eviniz dar veya sinyal yayımı kolay bir yapıdaysa modeminizin mini antenini aşağı yönde tutarak da sinyali zayıflatabilir ve algılanabilirliği en aza indirebilirsiniz.



Aslında bu başlık sahip olduğunuz bütün elektrikleri aletler için geçerlidir ancak modemde ise harcanan enerjinin yanında güvenliğiniz için gerekli bir tedbirdir.

Eğer başkaları tarafından izlenmek ve saldırılardan nasiplenmemek için alınabilecek en kritik önlem internet bağlantısına ihtiyaç duymadığınız ya da bilgisayarınızda çalışmadığınız zamanlarda modeminizin gücünü kesmek olacaktır.



KAYNAK: http://www.chip.com.tr/konu.asp?id=3746
 
Katılım
20 Haziran 2008
Mesajlar
697
Excel Vers. ve Dili
Microsoft Office ev ve iş 2019
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
03-07-2024
Faydalı Olması Dileklerimle
 

yanginci34

Altın Üye
Katılım
6 Temmuz 2010
Mesajlar
1,616
Excel Vers. ve Dili
excel2016
Altın Üyelik Bitiş Tarihi
12-10-2026
emeğinize sağlık çok teşekkürler
 
Üst